İstanbul Kadın Meclisi ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü” nedeniyle “Kadın cinayetlerini durdurmak için İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız” çağrısıyla eylem düzenledi. Çağrıya kulak veren kadınlar, 22 Kasım Pazar günü Kadıköy-Beşiktaş İskelesi önünde biraraya geldi. “Kadınlar eşit yaşayacak”, “Yaşam hakkımızı alacağız”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” ile “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganın atıldığı eyleme, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybeden kadınların aileleri de katıldı.
“Türkiye'deki milyonlar artık en önemli meselenin önce kadınların yaşadığı can meselesi ile şiddetin her türü olduğunu fark etmiş durumda” diyen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, şöyle devam etti: “Bir Başkadır diye bir dizi var. O dizide birbirinden farklı kadınların birbirini anlamasının ne kadar iyi olduğu anlatılıyor. Yıllardır bu meydanlarda birbirinden farklı kadınlar olarak birlikte mücadele ediyoruz. Bugün işçi kadın ve üniversite kadın meclisleri ile eylemde birlikteyiz. Kadınların her alanda kendi meclislerini büyüterek kuracakları bir evredeyiz. Genç kadın arkadaşlarımız Türkiyeli kadınların özgürlük arayışının hem sembolü hem de hedefi halinde. Gencecik arkadaşlarımızı kaybediyoruz. Ve artık tahammülümüz yok. Genç kadın arkadaşlarımızla, işçi kadın kardeşlerimizle hep beraber ‘Bu yıl hiçbir kadın öldürülmedi’ manşetlerini attıracağız. Kadınlar eşit yaşıyor başlıklarına kadar asla durmayacağız. Mücadeleye devam.”
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULATACAĞIZ”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekteri Fidan Ataselim, “Zor günler geçiriyoruz. Virüs bir yandan deprem bir yandan. Ama durmayan erkek şiddeti bir yandan. Bütün bunların karşısında insanların ölmemesi mümkün. Erkek şiddetinin karşında kadınların ölmemesi de mümkün. Bir kader biçmeye çalışıyorlar. O kader diyor ki ‘Erkek ne derse onu yapacaksın. Evden dışarı çıkmayacaksın. Evi kim temizleyecek… Çalışacaksan esnek çalışacaksın’. Kadınlar yapmak zorunda sanki. Yüzyıllardır bunları yapmak zorunda olmadığımızı anlatıyoruz.” dedi.
Kadınların yaşam savaşının devam ettiğinin altını çizen Ataselim, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eşit ve özgür yaşam savaşımızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Kadın Cinayetlerini Durduracağız diye bir örgüt kurduk. Daha güçlüyüz artık. İşçi kadın ile üniveristeli kadın meclislerimiz var. Omuz omuza eşitlik ve özgürlük için mücadele edeceğiz. Artık yeter dedik. Meydanlarda buluştuk. Nice hakkımızı kazandık. Yine biz kazanacağız. Toplum kadına yönelik şiddetin karşısında sessiz kalmadı. Siyasi iktidar sınıfta kaldı. Bir de İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açtı. Meydanları doldurduk ve o tartışmaları geri püskürttük. İstanbul Sözleşmesi'nin her bir maddesini uygulatacağız. Çünkü uygulamıyorlar. ”
“İNTİHAR DEĞİL CİNAYET”
Erkekler tarafından öldürülen kadınların aileleri adına söz alan Hüsniye Yıldırım ise şunları söyledi: “Aysun Yıldırım'ın annesiyim. Kızımın ölümüne intihar süsü verildi. Ama biz intihar olmadığını biliyorduk. Kovuşturmaya yer yok denildi ve eylül ayında dosyamız kapatıldı. Biz de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na başvurduk. Platformdaki avukatlar bize yardımcı oldu. Deliller ortaya çıktı ve dosyamız tekrar açıldı. Keşif yapıldı. Kızımın intihar etmediği cinayet olduğu ortaya çıktı. Adalet arıyoruz. Katiller elini kolunu sallayarak geziyor. Neden caydırıcı kanunlar uygulanmıyor. Neden kadınlar korunmuyor. İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması için daha çok mücadele edeceğiz. Bu meydanları dolduracağız. Daha çok haykıracağız.”
“KADIN ÜNİVERSİTESİNİ AÇTIRMAYACAĞIZ”
Üniversite Kadın Meclisleri adına söz alan Esin İzel Uysal ise şunları söyledi: “Kadınlar okumasın istiyorlar. Melek Aslan ve Pınar Gültekin gibi. Genç kadınlar okumak ve hayatın içinde olmak istiyor. Her gün bir erkek çıkıyor, ‘genç kadınlar okuyamaz’ diyor. O kararları biz vereceğiz. Onlar değil. Üniversitelerde tacizci akademisyenler ve cinsiyetçi hocalar var. Kadın üniveristesi açmak istiyorlar. İlk öncelikle ders kitaplarına toplumsal cinsiyet eşitliğini ekleyeceksiniz. Kadın üniversitesini açtırmayacağız. Cinsiyetçi ve gerici uygulamalara kampüslerde izin vermeyeceğiz. ”
“İKİ KATI SÖMÜRÜLÜYORUZ”
“Evlerde mi oturacağız? Hayır. O evler bizim şiddet gördüğümüz yerler. Çalışacağız.” diyen İşçi Kadın Meclisleri sözcüsü Fatmanur Güler de “Çalışıyoruz ama iki katı sömürülüyoruz. Kadın işsizliği erkek işsizliğinden daha fazla, kadınların maruz kaldığı sömürü de fazla. Esnek ve güvencesiz bir şekilde çalıştırılıyoruz. Biz bu şartlarda çalışmayacağız. Sömürü düzenini yıkacağız. Eşitliği kazanacağız. Kıdem tazminatımızı da emeklilik hakkımızı da vermeyeceğiz.” diye konuştu.
Eylem, yapılan konuşmaların ardından son buldu.