Kafe-bar çalışanları dayanışmada

İşsiz kalan kafe-bar çalışanları için sıcak yemek kampanyası başlatan Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması, tam kapanma kararı ile birlikte dayanışma sürecini kuru erzak dağıtımıyla devam ettirecek

29 Nisan 2021 - 10:32

Dünya ve Türkiye son bir buçuk  yıldır korona virüsü salgını ile mücadele ediyor. Birçok ülke gibi Türkiye de salgınla mücadele ederken yeme-içme sektörünün kapanmasından yana kararlar aldı. Birçok alanda üretim devam ederken son altı aydır neredeyse bazı iş yerleri tamamen kepenk indirdi. Mart ayında başlayan normalleşme ile birlikte kısa süreli hizmet vermeye başlayan kafe, bar ve restoranlar nisan ayı başında tekrar kapatıldı.

Salgının ilk aylarında Kadıköy’de kurulan Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması  birçok kez eylemler düzenledi ve işsiz kalanlar için devletin sosyal destek ve güvence sağlamasını talep etti. Sosyal medya hesapları üzerinden çağrı yapan Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması ve Tüm Otel ve Turizm İşçileri Sendikası son olarak işsiz kalan çalışanlar için “yemek dayanışması kampanyasını” başlattıklarını duyurdu. Birçok kişi ve kurum bu çağrının ardından dayanışmaya katıldı. Caferağa Mahallesi’ndeki bir kafede hazırlanan yemekler çalışanlara dağıtıldı. Normal şartlarda her pazartesi ve cuma günü saat 16.00 ile 18.00 saatleri arasında yapılması planlanan yemek dağıtımı toplu kapanma kararının çıkması ile birlikte durduruldu. Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması kampanyanın kuru erzak dağıtımıyla devam ettirileceğini paylaştı.

“BORÇLARIMIZI ÖDEYEMİYORUZ”

Pazartesi akşamı açıklanan genelgeye göre farklı birçok sektör ve bu iş yerlerinde çalışanlar kısıtlamalardan muaf tutulacak. Kapanma kararından en fazla etkilenen kesim ise yine yeme-içme sektörü oldu. Peki kafe bar çalışanları salgın süresi boyunca neler yaşadılar, nasıl geçiniyorlar ve neler talep ediyorlar? Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması sözcüsü Betül Topkaya, milyonlarca çalışanı ilgilendiren kararların plansız ve programsız bir şekilde alındığını ifade etti. “Son kapatma ile birlikte tamamen kendi halimize bırakıldık” diyen Topkaya şöyle konuştu: “İki dudak arasından çıkan sözlerle bizim hayatımızı etkileyen kararlar alındı ve alınıyor. Defalarca kapatılma kararı alındı ve tabii ki bize yeterli destek sağlanmadı. Biz de kendi aramızda örgütlenmek ve dayanışmak istedik. Sosyal medya hesaplarımızdan duyuru yaptık ve çağrımıza birçok kişiden ve kurumdan destek geldi.” dedi.

Birçok insanın borçlandığını ve borçlarını ödeyemediğini söyleyen Topkaya, işsiz kalanların yaşadığı sorunları şöyle özetledi: “Bu süreç bizim için yıkıcı oldu. Şu an eksilerdeyiz. Maddi ve manevi olarak büyük sorunlarla karşı karşıyayız. ‘Her an işsiz kalacağım’ korkusu ile yaşıyoruz. Toplamda 6 aydır işsiziz. Ben ailemden destek alıyorum benim gibi birçok kişi de ailelerinden destek almak zorunda kaldı. Bu süreç aynı zamanda bizde özgüven eksikliği de yaratıyor. Ama biz bütün bunlara rağmen kendi sorunlarımızı yine kendi içimizde çözmeye çalışıyoruz. Biz de virüs ile burun buruna yaşamak istemiyoruz ama yeterli destek sağlanmadan da alınan kapatma kararlarını kabul etmiyoruz.”Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması’nın  ihtiyaç sahibi kafe-bar çalışanları için kuru erzak dağıtımı yapacağını paylaşan Topkaya, “Destek olmak isteyenler bize sosyal medya hesaplarımızdan ulaşabilirler.” dedi.

“SİGORTASIZ ÇALIŞANLARIN SAYISI FAZLA”

Tüm Otel ve Turizm İşçileri Sendikası’ndan Hande Yalçınkaya’ya göre, açılma ve kapanma kararlarının belirli bir plan dahilinde yapılmaması çalışanları zor durumda bıraktı.  Birçok insanın geçinemediği için intihar ettiğini hatırlatan Yalçınkaya, “Kafe çalışanlarını inşaatlarda çalışırken ya da moto-kuryelik yaparken bulabiliyorsunuz. Mesleklerini yapamıyorlar, çalışacakları alanlar yok oluyor. Birlikte hareket ediyoruz ve dayanışmamızın sebebi tabii ki insanlara destek olabilmek. Yemek yiyemeyen, bulamayan çok fazla insan var.” diye konuştu.

Yeme-içme sektöründeki en önemli sorunlardan birinin de sigortasız çalıştırılma olduğunu vurgulayan Yalçınkaya şöyle devam etti: “Devlet tarafından verilen destek, sigortalı olmanız koşuluyla sağlanıyor. Çoğu çalışanın da sigortası yapılmıyor. Milyonlarca insan zaten pandemiden önce de sosyal güvencesiz çalışıyordu. Yani bu yeni bir şey değil. Ama pandemide bu biraz daha arttı.”

“PSİKOLOJİK ÇÖKÜŞ YAŞIYORUZ”

Kadıköy’de bir barda çalışan Barış Eser, salgınla beraber işini kaybetti. Yaşanan belirsizlikler nedeniyle psikolojisinin olumsuz etkilendiğini söyleyen Eser, “Sanki günah keçisi bizmişiz gibi davranılıyor. Sabah uyandığım zaman kafamda sürekli ‘nereden kıssam da iki üç günü çıkarsam’ düşüncesi beliriyor. Bu süreçte maddi boyut belki bir şekilde halledilebilir ama psikolojik anlamda gerçekten bir çöküş yaşadık. Bu süreçte 1500 TL ödenecek bize. Ama daha alamadık. Muhasebeciyle konuşuyorum, ‘bize bir bilgi gelmedi’ diyor. Zaten verecekleri para da 1500 TL, onun 1000-1100’ü kira desek, çok bir şey de kalmıyor. Ciddi bir açlık var. İnsanlar bunu sahip olduğumuz telefon üzerinden değerlendirebiliyorlar. Ama bu öyle bir şey değil.” dedi.

Devlet tarafından verilen sosyal destek paketinin yeterli olmadığını belirten Eser, “Ramazan’ın sonunda nasıl olacak bilmiyorum. Hem sigortalı hem sigortasız insanların ödenekleri yatsın. Ama bu miktarlar komik rakamlar olarak değil de en azından 2000-2100 TL gibi meblağlar olarak ödensin.” çağrısını yaptı. 

“BARINMA BÜYÜK SORUN”

Serhat Bingöl de salgında işsiz kalan milyonlarca kişiden biri. Sigortası olmadığı için kısa çalışma ödeneğinden faydalanamadığını söyleyen Bingöl, “Bu bir yılı dayanışarak geçirmeye çalıştık. Ben aynı zamanda öğrenciyim ama bu süreçte okul da tabii ikinci plana düştü. Geçinemediğin takdirde nasıl okuyacaksın? Bırak online derse girmeyi, vizeleri veremiyorsun. İşsizlik had safhada olduğu için iş bulmak çok zor, patronlar da bundan cesaret alarak bize kötü davranabiliyorlar. Biz işçi arkadaşlarla kendi aramızda şunu konuşmaya başladık: ‘Arkadaşlar, bir iş var ama kimin durumu daha kötü?’ Hepimiz işsiziz ama mesela KYK’sı olanlar ikinci planda oluyor. KYK dediğin 650 TL. Nereye gidecek o KYK? Bugün 650 TL’ye ev kalmadı. Birine ortak olayım desen onu bile yapamıyorsun.” şeklinde konuştu.

Çevresindeki birçok insanın barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını ifade eden Bingöl, “İnsanlar gerçekten aç. Bu sorunu en başta bu kadar hissetmiyorduk ama şu an benim çevremdeki herkes barınma sorunu yaşıyor. Biz de işin içinden çıkamıyoruz bir yerden sonra. Bu keyfi uygulamaların bir an önce sonlandırılması gerek. Gerçekten mantıklı bir paketle bu uygulamalar yapılacaksa, daha bilimsel ve sistematik olacaksa biz buna tamamız ama böyle bir durum şu an için görünmüyor.” dedi.


ARŞİV