Kalamış’ta “çelişkili” bilirkişi raporu

Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı için hazırlanan ikinci bilirkişi raporu tamamlandı. Kadıköy Kent Konseyi Başkanı Saltuk Yüceer raporda belirsiz ve çelişkili ifadelerin yer aldığına dikkat çekti

12 Haziran 2019 - 15:04

Resmi Gazete’de 2017 yılında yayınlanan karar ile Fenerbahçe- Kalamış Marina bölgesinde özelleştirilecek alan, yaklaşık 480 bin metrekareye çıkarılmıştı. Bu kararlardan sonra hem mahalle sakinleri hem de Kadıköy Kent Konseyi’ne bağlı STK temsilcileri kararın iptali için Özelleştirme Yüksek Kurulu’na itirazlarda bulunmuştu. 5 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre ise yapılan itirazların hepsi reddedilmişti. Kadıköy Kent Konseyi’nin 11 Aralık 2017’de Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı ile ilgili kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açtığı “Hemşehri Davası” ise Danıştay’da sürüyor.

Danıştay’da görülecek dava öncesinde, bilirkişi heyeti geçtiğimiz şubat ayında limanda keşif yapmıştı. Konunun uzmanlarından oluşan heyet, tarafları dinledikten sonra hem mendirekte, hem de balıkçı barınağında incelemelerde bulunmuştu.

RAPORA İTİRAZ EDİLDİ

Bilirkişi heyeti mahkeme heyetine sunulacak raporunu tamamladı. Ancak Kadıköy Kent Konseyi, Kadıköy Belediyesi, Mimarlar Odası, Fenerbahçe Emekli ve Amatör Balıkçılar Dayanışma Derneği ve Fenerbahçe Su Ürünleri Kooperatifi, bilirkişi heyetince yapılan değerlendirmelerde çelişkili ve belirsiz ifadelerin kullanıldığını ve kıyılarda oluşacak yapı yoğunluğuna ilişkin kesin bir değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle itiraz etti.

RAPORDA NELER VAR?

  • Raporda; İstanbul Çevre Düzeni Planı’na göre limanın marina olarak belirlendiği ve plan uygulama hükümlerinde turizm belgeli kıyı yapıları olarak tanımlandığı için “Turizm Tesis Alanı” olarak kullanılabileceği ifade edildi. Ancak hem Kadıköy Belediyesi ve hem de Kadıköy Kent Konseyi’nin itirazında bu kararın yanlış olduğu belirtilmişti. Turizm Tesis Alanının 1/ 100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın kararlarıyla uyumlu olmadığı ve planlama ilkeleri ile şehircilik esaslarına aykırı olduğunun altı çizilmişti.

  • Limanı koruma ilkeleri açısından değerlendiren bilirkişi heyeti raporunda, limanda yapılması planlanan otoparkın alanın doğal ve tarihi niteliklerini olumsuz yönde etkileyebileceğine yer verilirken, oluşacak yapı yoğunluğundan söz edilmedi. Ancak bilirkişi heyeti bölge için bugüne kadar alınmış olan Koruma Kurulu kararlarını emsal göstererek, yapılan planlara 5 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun uygun görüşü olduğunu da belirtti.

  • Raporda ayrıca, iklim değişikliği ve deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle dalgakıranların boyutlarında ve uzunluklarında değişikliklere gidilmesi gerektiği önerildi.

  • Raporda limandan çıkarılmak istenen ve dava edilen balıkçılar hakkında da değerlendirmelere yer verildi. Heyet, planlarda değişiklik olmaması durumunda davacıların, balıkçılık faaliyetlerinin bu bölgede devam etmesi için gerekli olan çözüm önerileri geliştirmediğini ve gerekli şartları sağlamadığına dikkat çekti.

“PLANIN İPTALİ İÇİN YETERLİ”

2017 yılında, konusunda uzman beş kişiden oluşan bilirkişi heyeti “Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı Koruma Planı’nı uygun bulmamıştı. Bilirkişi raporunda yapılaşma, deniz yaşamı, yelken sporu ve hava kirliliği ile ilgili uyarılarda bulunmuştu.

İki bilirkişi raporu arasında ciddi farklar olduğunu ifade eden Kadıköy Kent Konseyi ve Mimarlar Odası Kadıköy Şube Başkanı Saltuk Yüceer, “Önceki rapor üniversitelerde ders olarak okutulabilecek düzeydeydi. Bu raporda Özelleştirme İdaresi lehine ufak ufak kararlar verilmiş. Bizim gayemiz balıkçıların orada kalmasıydı sadece ona olumlu bir karar vermişler, onun dışında bütün sorularımız cevapsız kalmış. Balıkçılar için verilen karar bile bu planın iptal edilmesi için yeterli.” değerlendirmesinde bulundu.

Yüceer, 200 ilave yat için bütün koyun katledildiğini söyleyerek şöyle devam etti:  “Alan ikinci derece doğal ve arkeolojik sit alanı, aynı zamanda birinci derece doğal sit alanı Fenerbahçe’ye komşu. Bilirkişiler, yeraltı otoparkının sit özelliklerine vereceği zararı vurgulamışlar ancak oluşacak yapı yoğunluğundan hiç söz etmemeleri çok ciddi bir çelişki. ‘Kurul planı uygun gördü’ diye geçiştiriliyor. Bilirkişi heyeti olarak değerlendirme yapmaktan kaçınmışlar.”


ARŞİV