Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı hakkında aldığı özelleştirme kararının ardından bir özelleştirme kararı da Fenerbahçe Adası’ndaki üç dönümlük arazi için verildi. 21 Mayıs 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre, mülkiyeti Maliye Hazinesi’nde olan Fenerbahçe Adası’ndaki 3 bin 311 metrekare büyüklüğündeki alan özelleştirilecek.
KARARDA NELER VAR?
Resmi Gazete’de “Zühtüpaşa Mahallesi, 427 ada 20 parselde bulunan taşınmazın özelleştirme kapsam ve programına alınmasına, taşınmazın, kiralama, gelir ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar, mülkiyetin gayri ayni haklarının tesisi veya işletme hakkının verilmesi yöntemlerinden biri veya birkaçının birlikte uygulanarak özelleştirilmesine ve özelleştirmenin 31/12/2025 tarihine kadar tamamlanmasına karar verildi” denildi.
“YENİ BİR KENT SUÇU”
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi İkinci Başkanı Doç. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu özelleştirme kararını gazetemize değerlendirdi. “İstanbul'da 20 yıldır işlenen kent suçlarına bir başka kent suçu daha eklendi” diyen Giritlioğlu, şöyle devam etti: “Tüm özelleştirme kararları gibi, Fenerbahçe Adası’ndaki 3 bin 311 metrekarelik araziyi kapsayan bu özelleştirme kararı da İstanbul’un kamusal alanlarını bir kez daha daraltan, halkın kıyı ile ilişkisini zayıflatan, kamusal hakları gasp eden, bu özellikleri nedeniyle Anayasa’ya da aykırılık teşkil eden bir karardır.”
Fenerbahçe Adası’ndaki arazi için alınan özelleştirme kararının Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanının özelleştirme planından ayrı düşünülemeyeceğini ifade eden Giritlioğlu, “ Hemen yat limanının yanı başındaki arazi, yat limanı ile bütünlük teşkil etmektedir. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin bir gerekçesi de bulunmadığından, bu kararın hangi amaca hizmet edeceği anlaşılmamaktadır. Fenerbahçe- Kalamış Yat Limanı Türkiye’nin en büyük yat limanıdır. Doğal ve arkeolojik sit özellikleri taşımaktadır. Bu liman daha da büyütülerek 438 bin metrekareye çıkartılmak isteniyor. Son özelleştirme kararının da bu niyetle ilişkisini kurmak, yani özelleştirme kararını birlikte okumak ve değerlendirmek gerekir” diye konuştu.
“ÖZELLEŞTİRMELERİN DEVAMI GELECEK”
1980’li yıllardan bu yana özelleştirme uygulamalarının sistematik olarak hayata geçirildiğini hatırlatan Giritlioğlu, AKP iktidarı döneminde özelleştirme kararlarının sayısında büyük bir artışın yaşandığını da hatırlattı.
Giritlioğlu değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “2002’de AKP’nin iktidara gelmesinden bugüne kadar 280’e yakın kuruluşta hisse senedi ile varlık satışının ve devir işlemlerinin yapıldığı biliniyor. Bu kuruluşlardan yaklaşık 270’inde kamu payı kalmadı. 1986 yılında bugüne kadar yapılan 70 milyar doların üzerindeki özelleştirme uygulamasının sadece 8.2 milyar dolarlık bölümü AKP iktidarı öncesine ait. Limanlar, elektrik dağıtım şirketleri, otoyol ve köprüler, haberleşme ve daha birçok hizmet, özelleştirmeye konu edildi. Bu hızla ve sistemli biçimde artan grafik, elbette elde ne kaldıysa geri kalan kamu arazilerinin de özelleştirmeye konu edileceğinin açık bir işaretidir. Kamu kaynaklarının adil ve rasyonel olmayan dağıtım ve paylaşım politikası, kaynağın tüketilmesini beraberinde getiriyor.”
“KIYI ALANLARI HALKA KAPATILIYOR”
Kadıköy’ün, merkezi yönetim tarafından yapılan planlar ile dönüştürülmek istendiğini belirten Giritlioğlu, bu ifadesine şöyle açıklık getirdi: “Yerel yönetim, merkezi yönetime karşı bölgeyi savunmak üzere direnç gösteriyor. Sorumluluğu altındaki bölgenin büyük bir bölümü farklı bakanlık ve idarelerin yetki alanında ve bu kurumların plan kararlarına tabidir. Planlama alanındaki bu farklılaşma, bölgedeki imar haklarında yoğunlaşmayı, nüfus yoğunluğunun büyük ölçüde artmasını, kamusal alanların daralmasını, kıyı alanlarının halka kapatılmasını beraberinde getiriyor. Aynı zamanda yüklediği yoğunluklarla bölgeyi afet risklerine ve diğer kentsel risklere karşı da kırılgan hale getiriyor.”
“Yeni özelleştirme kararları, bölgenin bir kısmını daha yerel yönetimin elinden kopararak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na teslim edecek, kamu yararına kullanılabilecek alanların daha da fazla yok olmasına sebebiyet verecek. Bu sonuçları sadece Kadıköy halkı için değil, İstanbul halkı için de tekrar etmek gerekir. Bu son özelleştirme kararı, Fenerbahçe Yat Limanındaki özelleştirme kararı ile birlikte, İstanbul halkının kıyıya erişebildiği ve nefes alabildiği son kalan kıyı alanlardan olan bölgede ekolojik dengeye telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir.”
KALAMIŞ YELKEN KULÜBÜ KULLANIYOR
Fenerbahçe Adası üzerinde, Fenerbahçe Parkı, Fenerbahçe Feneri ve Fenerbahçe Spor Kulübü Konukevi yer alıyor. Özelleştirme kararı verilen üç dönümlük arazi ise 1954 yılında kurulan Kalamış Yelken Kulübü tarafından kullanılıyor. Ulusal ve uluslararası birçok başarıya imza atan kulüp, 1998 yılından itibaren şu an özelleştirme kararı verilen araziyi Milli Emlak’tan kiralayarak çalışmalarını burada sürdürdü.
İMZA KAMPANYASI SÜRÜYOR
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı da Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’ye ait Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı’nın 40 yıl süreyle özelleştirilmesine karar vermişti. Kararın iptal edilmesini isteyen Fenerbahçe-Kalamış Dayanışması geçtiğimiz ay change.org üzerinden imza kampanyası başlattı. Kampanyaya şu ana kadar 15 binin üzerinde kişi katıldı.