Gazeteci Nevval Sevindi, kansere karşı mücadelesini ve onu nasıl yendiğini gazetemize anlattı
Eylül BİROL
"Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı” olarak bilinen Ekim ayında, kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri ile ilgili birçok etkinlik yapılıyor. Kadınların hastalık süresince yaşadıkları daha görünür oluyor. Kansere karşı verdiği mücadele ile bilinen gazeteci Nevval Sevindi de bu kadınlardan biri...
Aynı zamanda kanserle mücadelede etkili bir uluslararası etkinlik olan Relay For Life’ın Türkiye destekçisi Sevindi’yle o zor günleri ve sonrasını konuştuk.
• Türkiye sizi başarılı gazeteci kimliğinizin yanı sıra, kansere karşı verdiğiniz mücadeleyle tanıyor. O yüzden, önce sizden başlayalım, nasılsınız, sağlığınız sıhhatiniz yerinde mi?
Dün yıllık kontrolümü tamamladım, çok şükür koşmaya devam… Ben 1998’de sol meme, 2009’da sağ meme olarak iki kez kansere yakalandım. İlk yakalandığımda ülkemizde “kanser” demek bile tabuydu! Hiçbir yazılı bilgi ve belge yoktu. Hasta hakları yasası yoktu. Kanser Dairesi, kanser politikaları, hastayı saymak gibi birçok alan boştu. Hastaya ölecek gözüyle bakılıyordu. Adı bile “menhus hastalık” idi. Ünlüler kanser olursa saklıyorlardı.
Ben bilgiye inanırım. Bu konuda en başarılı ülke olan Amerika’dan ve diğer Avrupa ülkelerinden bilgi topladım. Çinli doktorlarla konuştum. Her şeyi araştırdım. Sonunda elimde hayli bilgi birikti. Ondan sonra kanser konulu 12-13 gün süren bir dizi yaptım ülkemizde bir ilk olarak. Büyük ilgi yarattı. Birçok ilke imza attım. Yıllarca Anadolu’yu dolaşarak kanser anlattım. Bilgi taşıyıcısı oldum. Hocalar götürdüm. Çoğu ilk kez Anadolu’yu gördüklerini söyledi bana. Birçok proje yaptım, dernekler kurdum. Çabalarımdan dolayı Sağlık Bakanlığı’ndan ödül aldım.
“UMUTSUZ OLMAYIN!”
• Bu arada kendinizi nasıl hissediyordunuz?
İkinci karşılaşma daha zor elbette. Yeniden her şeyi baştan yaşamak ve bu enerjiyi bulacağınıza dair kuşkular duymanız söz konusu. Benim sorunum, tek kendim değildim; maalesef annem ve babam da kanser olmuştu ve onlara hissettirmeden yaşamaya çalışırken onları bir yıl göremedim. Hep yalan söylemek zorunda kaldım. Dramatik günler geçirdim. Depresif olduğum üç dört ayı atlatmak hiç kolay değildi. Ayrıca organ kaybım vardı. Memelerim, rahim ve yumurtalıklar alındı tehlikedeyim diye. Buna hep karşı çıkmıştım ama doktoruma güvendim onayladım. Duygusal olarak çok zorlandım. Ama Allah’a imanım, akıl ve bilgi hepsini çözdü sonunda. Gerçeği kabullenirseniz mücadele edebilirsiniz. Daha sonra eylem planını devreye sokmak ve sonuç aldıktan sonra yeniden hastaların karşısına geçip “umutsuz olmayın! her zaman başarabilirsiniz” demeye devam etmek insana güç veriyor. Şevk veriyor. Şimdi çok şükür iyiyim.
“MEME KADINLIĞIN SEMBOLÜ”
• Bir kadın olarak kanseri aşmada ne tür engellerle karşılaştınız?
Ben karşılaşmadım. Önyargı olarak doktorların; “meme önemli bir organ değil al gitsin” demesine karşı çıktım. Meme bir kadının kadın kimliğinin, anne olmasının önemli bir sembolüdür. Onu “hiç”leştirmek kadın psikolojisine hakarettir. Gerekirse alınır. Benim kampanyamdan sonra zaten radikal cerrahi yerini memeyi koruma programına bıraktı. Doktor “Kansersin. 48 saat sonra acil ameliyat olman gerekiyor. Göğüslerini alacağız” diye sıralıyor, ama hayatınızda nelerin değişeceğini, ruh halinizi anlatmıyor. Mesele sadece meme alma işi değil. Arkasında bir anne, eş, işkadını, bir gazeteci var. Bunlar göz ardı ediliyor. Aniden bir boşluğa düşüyorsunuz. Hasta diye koydukları yerde kendinizi yapayalnız hissediyorsunuz.
Ama kadın hastaların ciddi sorunları var. Meme, rahim ve yumurtalık kaybını, erkek veya erkek ailesi kadınlığını kaybetme olarak görüyor. Eşten boşanması için erkeğe baskı yapılıyor Doğu ve Güneydoğu’da. Batıda ise erkek terk ediyor. Elbette bu genel değil, çok iyi eşler de var. Benim eşim de her an yanımda olan, beni hiçbir organla değerlendirmeyen bir erkek. Hastanın en çok duymak istediği şey “Ben her zaman senin yanında olacağım. Güzel veya çirkin olman, iyi veya kötü halde olman bunu değiştirmeyecek.” Hiç duymak istemediği ise “Ben çok zayıfım sana layık olamam 20 yılı unut ben gidiyorum. Sana destek olamam.” Güçlü olmak sevgiyle, karşınızdakine empati yapmakla mümkün.
İKİ AMELİYAT ARASI DERNEK
• Bir de Pembe Hanım Derneği’ni kurdunuz. Adı nereden geliyor? Derneğin amaçları neler?
İki ameliyat arası kurdum derneği. Boşnak büyük annem adına kurdum ki hem Bosna soykırımı unutulmasın, hem de kanserli hastalara bilgi iletilebilsin. Örneğin ilk olarak, hastanelerde kemoterapi ziyaretlerini başlattık. Her ay bir merkezi ziyaret ediyoruz. Canı sıkkın hasta veya yakınlarıyla kanseri yenmiş üyelerle birlikte sohbet ediyoruz, kitap imzalıyorum veya su içmeleri gerektiği gibi basit bilgileri anlatıyoruz. Hemşireye söyleyemediği dertleri hasta bizimle paylaşıyor. Doktordan alamadığı bilgiyi ona ulaştırıyoruz. En önemli sorun bilgiye ulaşmak önceliğimiz doğru bilgiye ulaşmayı sağlamak. Ülkemizde hasta hakları yasası var ama maalesef tam olarak uygulanmıyor. Örneğin doktordan bilgi almak, soru sormak hala ciddi bir sorun hasta açısından.
• Bu kadar yaygın olan meme kanserinden korunmak veya erken haberdar olmak için kadınlar neler yapabilir?
Mutlaka 40 yaşından sonra mamografi gerekiyor. Eğer ailede varsa daha erken yaşlarda yapılmalı ve farklı yöntemler izlenmeli. Her banyodan sonra elle muayene ederek kendinizi erken yakalama ve müdahale etmeniz mümkün. Sonra doğru bilgiye ve doktora ulaşmak gerekiyor. Yasal hasta haklarınızı mutlaka öğrenin.
TÜRKİYE’DE BİR İLK
Dünya çapında kanser hastalığına karşı farkındalığı artırmayı ve kanserle mücadele için fon sağlamayı amaçlayan ‘Relay For Life’ etkinliği, 10 - 11 Ekim 2015 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. Şimdiye kadar 24 farklı ülkede 4 milyondan fazla insana ulaşarak büyük bir başarıya imza atan etkinlik, hastalığı yenmiş kişileri ve destekçileri bir araya getirecek.
Relay For Life etkinliğine katılmak isteyen tüm destekçiler kendi gönüllü takımlarını oluşturabilecek. Takımlar en az iki kişi, en fazla 50 kişiden oluşabilecek. Takımların 24 saati birlikte geçirecekleri Relay For Life Türkiye’de, etkinlik alanında yer alan parkurda yürüyüş yapılarak, “hayat ve umut için yürüyorum” mesajı verilecek. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği etkinlik dâhilinde iki gün boyunca etkinlik alanına yakın bir salonda halka açık ve ücretsiz olarak kanser hakkında seminerler de düzenleyecek.
Etkinlik ile toplanan bağışların miktarına göre, Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Servisi’ne ait araştırma bölümünün yenilenmesi, orijinal dili İspanyolca olan “Kanser Bitince Başlayan Her Şey” kitabının Türkçeye çevrilerek basılması ve devlet hastanelerinde ev gibi döşenmiş nefes alanları yaratılarak kanserle mücadele eden hasta ve hasta yakınlarının ev ortamına duydukları özlemin giderilmesi için kullanılması planlanıyor.
Kadıköy Belediyesi etkinliğe ulaşım için araç desteği sunuyor. 10 Ekim Cumartesi 14.00'te ve 11 Ekim Pazar 11.00'de Belediye'den araç kaldırılacak. Ayrıca Kadıköy Belediyesi Kadın Sağlığı Merkezi iki gün boyunca stant açacak.
Ayrıntılı bilgiye www.pembehanim.com adresi veya etkinliğin facebook adresinden ulaşılabilir.
“MORALİNİZİ BOZANLARDAN UZAK DURUN”
“Hastalar önce şuna inanmalı; kanser erken teşhisle tedavi edilebilir bir hastalıktır” diyen Nevval Sevindi’den kanser hastalarına öneriler:
► Başkalarının bilir bilmez söylediklerine değil ehil kişilere güvenin.
► Moralinizi bozan insan ve işlerden uzak durun.
► Ruhsal gücünüzü kullanın ve güçlendirin.
► Dua edin.
► Yürekten inandığınız işleri yapın.
► Ailenizden destek alın. Aileniz en iyi ruhsal desteğinizdir.
► Sevgisizlikten çok korkun.
► Hoşgörülü olun.
► Mükemmeliyetçi tutum ve davranışlardan vazgeçin.
► İyilik yapın.
► Bir dernekte sizin gibi olanlarla birlikte başkaları için çalışın. Her zaman size ihtiyacı olan biri vardır bunu unutmayın.
► İyimser olun.
► Kendinize acımak yerine başka insanlara yardım edin. Ruhsal gücünüz artacaktır. Enerjiniz başkalarına da yol gösterecektir.
AİLENİZLE GELİN: RELAY FOR LIFE
Relay for Life etkinliğinin Türkiye ayağı, sizin de katkılarınızla 10 Ekim’de gerçekleştiriliyor. Etkinlik ne için yapılıyor, kimler katılabilir?
Amerikan Kanser Grubu 1927’de kurulmuş dev bir kurum. Onların lisanslı etkinliği “Relay For Life” yani yaşam için döngü diyebiliriz. Dünyada 24 saat süren tek etkinlik. Bu etkinliği kanser olan bir onkolog, başka hastalar için para toplama amacıyla başlatıyor. 24 saat koşuyor ve 20 bin dolar topluyor. Bu yerleşik bir etkinliğe dönüşüyor. Üniversitelerin hepsi sahiplenmiş durumda ve sivil toplum kuruluşlarına inanılmaz destek veriyorlar. Para toplamak için STK’lar kadar çalışıyorlar. Gençler böylece kanser gönüllüsü oluyor, topluma katkıda bulunmayı öğreniyor. En baştaki katkıda bulunursa öğrenci de öğrenir. Bu etkinliğimizi Boğaziçi Üniversitesinde yapıyoruz, Koç ve başka üniversitelerden gençler de katılıyor. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği üyeleri olan hocalarımız bilgilendirme konferansları verecekler. Kaybettiklerimizi de anacağız. Bunun için Mevlevi ayini var. Folklor ve çeşitli etkinlikler de yer alacak bu 24 saat içinde. Ailece gelin herkes için bir şeyler var. Hastalara ücretsiz birçok etkinlik yapacağız. Diğerleri de genç onkologlara yardım için para vererek girecekler. Yeni onkologlara ihtiyacımız çok fazla.