Kadıköy Çizgi Festivali, 22-23-24 Eylül tarihlerinde çizgi ve karikatür meraklılarını, Türkiye’nin en önemli çizerleri ve karikatüristleri ile buluşturdu. Yoğurtçu Parkı’nda dördüncü kez düzenlenen festival için İstanbul’un birçok ilçesinden çizgi ve karikatür tutkunları Kadıköy’e akın etti. Hafta sonunda güzel havayı fırsat bilen İstanbulluların yoğun ilgi gösterdiği festival, ünlü çizerlerin imza günlerinden animasyon film gösterimlerine, söyleşilerden canlı çizimlere, sergilerden mezatlara kadar gün boyu süren birçok etkinliğe ev sahipliği yaptı. Çocuklar, gençler ve yetişkinler için de birbirinden renkli atölyelerin yer aldığı festival alanında çizgi roman, karikatür dergileri ve ürünleri de meraklısı ile bir araya geldi.
“ÇİZGİYİ KOMŞULARIMIZLA BULUŞTURMAYI AMAÇLIYORUZ”
Çizgi Festivali’ni ziyaret eden Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “Birçok sivil toplum kuruluşunun destek verdiği, Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi’nin öncülük ettiği bir festival. Buraya gelenler Türkiye’nin önde gelen tüm çizerlerini, yayınlarını, dergilerini, kitaplarını bulabilirler. Burada amacımız çizgiyi, karikatürü komşularımızla buluşturmak” dedi.
BİR KARAKTER YARATMAK
Kadıköy Çizgi Festivali’nin ikinci gününde moderatörlüğü, Çizgi Roman Okurları Derneği Başkanı Önder Çakı tarafından gerçekleştirilen ‘Çizgi Romanda Kahraman Karakter Oluşturma’ adlı söyleşiye ‘Tipitip’ ile ‘En Kahraman Rıdvan’ın babası Bülent Arabacıoğlu katıldı. Arabacıoğlu, “Çizgi öyle bir şey ki kahramanda şunu yapacağım ya da bunu yapacağım diye yola çıkmıyorsunuz. Mesela ben ilk çizgilerimde insanları yandan çizebiliyordum, denemeler yaparak çizerek kendimizi geliştirmeye başladık” dedi.
Arabacıoğlu, karakter yaratmak isteyenler için şu tavsiyede bulundu: “Bir karakterin yaşaması lazım, hayatı nasıl yaşayarak öğreniyoruz karakterin de yaşaması lazım. Bugün bir dizi ya da film izlerken, oyuncunun rol yaptığını hissederseniz o filmden zevk alamazsınız, ama oyuncu öyle güzel rolünü yapar ki siz onu, yaşayan bir gerçek olarak görürsünüz. O zaman ona kendinizi kaptırırsınız. Aynı şey çizgi roman karakteri için de geçerli, karakteri sadece fiziki olarak çizmek yetmiyor, tabi ki onu yapacaksınız deneyimleyerek, çalışarak çizgiyle ona güzel mimikleri verdirmeyi öğreneceksiniz. Arkadaşların, karakterin de bir ruh yapısı, bir hayat anlayışı olduğunu işleyebilmesi lazım. Çizgi tek başına bir şey değil, çizgi ile ruhu birleştirmeniz gerekiyor.”
TİPİTİP SAKIZI
1974 senesinde, Tipitip sakızının karikatürü için teklif geldiğinde bu kadar tutacağını düşünmediğini aktaran Arabacıoğlu, “Türkiye’de ilk defa karikatürlü bir sakız çıkacaktı, Tipitip öyle başladı” dedi. Ardından Tipitip için haftada bir dakikalık çizgi filmi yapımına başladıklarını söyleyen Arabacıoğlu, “Şansımıza o zaman sadece TRT vardı, TRT2 bile yoktu. Yaptığımız her şeyi, tüketiciye halka ulaştırabiliyorduk. Uzunca bir süre her hafta bir dakikalık çizgi film yaptık, sadece son 5 saniyesinde reklam olan. Tipitip’in uzun yıllar seslendirmesini de Şener Şen yaptı. Düşünün 1975’te piyasaya çıkan bir ürün, bugün 2023’te 48 senededir hala piyasada” dedi. Arabacıoğlu, Tipitip’in Tipitoş ile evlendiğini ve Tipican ile Tipicik adlarında çocuklarının, hatta Tipitop isminde bir köpeklerinin olduğunu hatırlattı.
EN KAHRAMAN RIDVAN
Bülent Arabacıoğlu, döneminde haftalık 650 bin tirajlı ve Dünya’da en çok satılan üçüncü mizah dergisi olan Gırgır’a geçerken Oğuz Aral’a sunmak için ‘En Kahraman Rıdvan’ın ilk prototip çizimini hazırladığını aktardı. Rıdvan’ın ilk başlarda kaslı ve yapılı bir karakter olduğunu söyleyen Arabacıoğlu, “Oğuz abi, ‘Rıdvan kendini kahramanlarla özleştiriyor ve bunu başarabilecek bir vücut yapısı var, kuvveti var. Çelimsiz bir şey olsun ki, oradan bir mizah çıkar’ dedi. Tabi mizah o kadar kolay çıkmıyor, siz nasıl çelimsiz birini kavgada yendireceksiniz? Çok uğraştırdı ama büyük bir keyifle Rıdvan’ı kemik torbası yaptık” şeklinde konuştu.
Kadıköy Çizgi Festivali’nin son gününde Hikâye anlatıcılığı, çizim ve hikâyeye karar verme hakkında konuşan, absürt mizahıyla karikatür severlerin büyük beğenisi kazanan ünlü karikatürist Emrah Ablak çizgi ve karikatür meraklıları ile buluştu.
“YETENEK, DOĞUŞTAN GELEN BİR ŞEY DEĞİL”
Okuma, yazma ve çizmenin temel insani özellikler olduğunu söyleyen Ablak, “Bunları geliştirmemiz lazım, bizi hayvanlardan ayıran özellikler bunlar” dedi. Ablak, “Yetenek, doğuştan gelen bir şey değil. Yetenek dediğimiz ince motoru çalıştırmak ve geliştirmek. Kâğıda baktığınızda çocuğun resmi ile gördüğünüz şey süregelen bir oyundur ve çocuk bu oyunu oynarken ince motorunu geliştirir. İşte biz buna yetişkinlikte yetenek diyoruz, ama bunun çocukken kazanmanız şart değil. İnce motorunuzu belli bir yaştan sonra da geliştirebilirsiniz” dedi.
“HİKAYEYİ BEKLEME KENDİ GELSİN”
Hikâyeye karar vermek için, yaşam pratiklerinin katkı sağlayacağını aktaran Ablak, “Her sabah evden çıktığında aynı şeyleri yaşamıyorsun, gün seni farklı karşılıyor” şeklinde konuştu. Çok fantastik konuların düşünülmemesi gerektiğini vurgulayan Ablak, “Kapıdan çıktın, kafanda kurgula. Hikâyeye karar verme, bırak hikâyenin kendisi gelsin sana. Çünkü senin bir algın var, insan yaşadığı gibi algılar, algıladığı gibi çözer. Hikayecilikte sen kendini de tanımayı öğreniyorsun, insanın kendisine olan bir yolculuğu” şeklinde konuştu.
FİLM, CANLI ÇİZİMLER, AÇIK ARTIRMALAR…
Karikatür ve çizgi roman okurları, festival alanında ünlü çizerlerin gerçekleştirdiği canlı çizimleri de izledi. Ayrıca Festival akşamında yıldızların altında 1977’den 1983’e kadar yayınlanan Star Wars destanının üretilen ilk filmleri olan Yıldız Savaşları Orijinal Üçlemesi’nin gösterimi yapıldı.
Koleksiyonerler için keyifli bir alışkanlık olan mezat bölümünde ise nadir bulunan, çizgi ve karikatür dünyasının dergi ve çizimleri meraklılarına sunuldu. Festivalin son gününde Çizgi Roman Okurları Derneği’nin gerçekleştirdiği mezatta, sunumları Altan Biçen, Güngör Uzun ve Hüsnü Çoruk yaparken moderatörlüğü ise Emre Demirkol üstlendi.
"GEÇEN SENE DE BURADAYDIM”
Çizgi Festivali’ni ziyaret edenler arasında yönetmen ve senarist Harun Özakancı da vardı. Festival için Kadıköy Belediyesi’ne teşekkür eden Özakıncı, “O kadar doğru bir şey yapıyor ki Kadıköy Belediyesi. Annelerinin ve babalarının bile ‘Bu işi bırak’ dediği adamları burada topluyorsunuz. Ben bu kadar adamı kendi mahallemde bulmam müthiş bir şey. Geçen sene de buradaydım çok beğendim” diye konuştu.
Kadıköy Çizgi Festivali için Büyükçekmece’den Kadıköy’e geldiğini söyleyen Hasan Dalkılıç ise “Yeni emekli olmuş bir çizgi roman severim. Bu yıl dördüncüsü, ben her sene mutlaka geliyorum, takip ediyorum. Bu festivalin devamını gelmesini her zaman isterim. Kadıköy Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum” dedi.
Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Melek Gümülük de çizgiseverlerle bir araya gelmek için bu festivalin büyük bir fırsat olduğunu belirterek “Bu tarz etkinlikler olduğunda hiç kaçırmıyorum. Hem yeni kişilerle tanışıyoruz hem de iş imkânları bile çıkabiliyor. Bu festival çok hoşuma gitti, harika bir iş. Seneye stant açmak için de başvuru yapmak istiyorum” diye konuştu.