Kentsel dönüşümün sağlığa, çevreye ve havaya etkisi

Kentsel dönüşüm nedeniyle ortaya çıkan hava ve gürültü kirliliği hayatımızı ne kadar etkiliyor?

04 Temmuz 2018 - 11:53

Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşegül Özbakır ve Yüksek Lisans öğrencisi Melda Karademir’in  birlikte yürüttüğü  projeyle Kadıköy’de devam eden kentsel dönüşümün insan sağlığına, çevreye ve havaya olan etkileri araştırılıyor. Doç. Dr. Ayşegül Özbakır ve Melda Karademir ile projenin detaylarını ve elde edilen verileri konuştuk.

Projenizi  anlatır mısınız, ne amaçlıyorsunuz bu projeyle?

Ayşegül Özbakır: Çalışmamız, Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü – Kentsel Dönüşüm ve Planlama Yüksek Lisans Programında yürütülen ve Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından desteklenen bir araştırma projesi niteliği taşıyor. Dönüşümden kaynaklı hava ve gürültü kirlilik analizleri ile inşaat atıkları üzerinden geri dönüşüm analizi yapabilmeyi amaçlıyoruz.

Bu verileri görebilecek miyiz?

Ayşegül Özbakır:  Kadıköy’de kentsel dönüşüme uğrayacak veya dönüşümü tamamlanmış binalar saha çalışması ile tek tek tespit edildi ve dönüşümden kaynaklanan kirlilik (gürültü ve partikül) analizleri gerçekleştirildi. Tespit edilen binalar ve ilgili binalardan kaynaklı analizler konum bazlı haritalara Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ortamında işlendi. Tespit ve analizler de yakın zamanda tüm kamuoyunun mobil cihazlardan sorgulama yapabileceği bir formata getirilecek.

Özellikle neden Kadıköy’ü çalışma sahası olarak tercih ettiniz?

Ayşegül Özbakır: Kadıköy uzun süredir kentsel dönüşümü yoğun bir şekilde yaşıyor. Yaklaşık 30 bin olan toplam konut stoku içinde 3 bin 500 adedinin riskli yapı statüsünde olduğu iddia ediliyor. Kadıköylüler bizzat bu hızlı dönüşümden kaynaklı ciddi çevresel kirlilik türlerine maruz kalıyorlar. Projeyle  mahallelilerin kentsel dönüşüm kaynaklı çevresel kirlilik algısının analiz edilmesini  hedefliyoruz. Kadıköylüler de bu konuda bilinçliler.

Bunun dışında Kadıköy Belediyesi, Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından uygulanan bilinçli ve uzun erimli hedef ve çalışmalara sahip. Örneğin “Kadıköy Belediyesi Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi Projesi” ve “Atık Yönetimi ve Çevre Portalı” gibi çalışmalar, projeyi ayrıca destekler nitelikte.

GÜRÜLTÜ VE HAVA KİRLİLİĞİ

Çalışmanızda kirlilik, gürültü ve diğer etkiler üzerine çalışma yürütüyorsunuz. Şimdiye kadar nasıl bir sonuç çıktı ortaya?

Melda Karademir: Çalışmada dönüşümün yoğun yaşandığı mahallelerden Bostancı, Kozyatağı, Erenköy ve Göztepe’de özellikle yıkım faaliyetleriyle birlikte gündüz saatlerinde bu çalışmalar için sınır değer olan 70dB(A)’nın üzerinde ölçüm sonuçları elde edildi. Aynı şekilde dönüşüm faaliyetlerinin yoğun olduğu mahallelerde inşaat ve yıkım faaliyetleri ile partikül madde ölçümlerinde artış söz konusu. Özellikle inşaat faaliyetleri aşamasında olan binalarda gerçekleştirilen ölçüm sonuçlarına göre Fikirtepe, Göztepe, 19 Mayıs ve Suadiye mahallelerinde partikül değerlerinin oldukça yüksek olduğunu  gözlemledik. Benzer biçimde yıkım sürecinde oluşan atıkların da ilgili depolama sahalarına taşınmasının yarattığı trafik yoğunluğunda da artış yaşanıyor.

Melda Karademir(solda) sahada anket çalışması yürütüyor.

Bir başka konuda da atıkların geri dönüşüme kazandırılması. Bununla ilgili veri elde edebildiniz mi?

Melda Karademir: İnşaat ve yıkıntı atıkları 2017 sonu itibarı ile riskli yapı sayıları üzerinden kabaca hesaplandığında, Kadıköy’de toplamda yaklaşık 25 milyon metreküp atık çıkmış. Söz konusu atıklar  Avrupa örneklerinde olduğu gibi geri dönüşüme kazandırıldıysa elde edilebilecek ekonomik getirinin yaklaşık 5.6 Milyar TL olabileceği ortaya çıkıyor.

Saha çalışmasıyla Kadıköylülerle yüz yüze görüşüyorsunuz. En çok şikayetlerden biri de gürültü sorunu. Vatandaşlar ne diyor bu konuda?

Melda Karademir: Çalışma kapsamında hazırlanan anket soruları ile Kadıköy’de oturan toplamda 342 kişi ile anket yapıldı. Buna göre, gürültüden rahatsız olan yüzde 74’lük kesimin yaşadığı sağlık sorunları, yüzde 40’ın üzerinde kalp ve damar rahatsızlığı yaşayan kişilerdi. Akciğer ve sindirim rahatsızlığı da en çok söylenen sağlık problemlerinden biri. Tabii ki bu rahatsızlıkları doğrudan gürültü ile ilişkilendirmek çok doğru olmaz ancak gürültü gibi kentsel dönüşüm faaliyetleri ile yaşanan olumsuzluklar var olan rahatsızlıkların yaşanma sıklığını etkileyebiliyor.

Çalışmalarınız arasında hava kirliliği de var. Ölçümlerden elde ettiğiniz verilere göre kentsel dönüşümün nasıl bir etkisi var havaya?

Melda Karademir: Çalışmadaki sonuçlar kentsel dönüşüm kapsamında gerçekleştirilen özellikle yıkım sırasında ve inşaat faaliyetlerinin yoğun olduğu mahallelerden Suadiye, Göztepe ve Fikirtepe’de “PM10” miktarında diğer mahallelere göre yoğunluk olduğu bilgisine ulaştık.

VERİLER KAMUYLA PAYLAŞILACAK

Avrupa’daki ülkelerde işler nasıl yürüyor. Daha mı düzenli yapılıyor kentsel yenileme projeleri?

Ayşegül Özbakır: Ülkemizdeki kentsel dönüşüm süreçleri yapıların hızlıca yıkılarak yeniden yapılmasına üzerine kurulu. Dünyadaki iyi örneklerde ise, gerek sosyal açıdan içermeci bir bakışın gerekse çevresel konularda hassasiyetin ön plana alındığı ve tasarımın da bu konularla uyumlu geliştirilen örnekler olduğunu görebilirsiniz. Çevre açısından ele alındığında ise; ilgili projelerin konum ve yer seçimleri ile beraber “yeşil şehircilik” ilkeleri olarak da tarif edilen sürdürülebilir mahalle, ulaşım ve bina tasarımı konusunda öne çıkan ve teşvik eden ve hatta kimi zaman “zorunda kılan” düzenlemeleri görmek mümkün. Örneğin; teorik olarak, inşaat ve yıkıntı atıklarının yüzde 80 oranında geri dönüşüm potansiyeline ve yüksek ekonomik değere sahip olduğu bilinmekte ve çoğu Avrupa ülkesinde toplanan inşaat ve yıkıntı atıklarının yüzde 80-90’ını geri kazanabildiği tespit edilmiş. Bunlardan inşaat ve yıkıntı atıklarının verimi en yüksek olan dört Avrupa ülkesindeki ve Türkiye’deki durum karşılaştırıldığında ilginç bir tablo görülüyor: Hollanda, Estonya ve Danimarka yüzde 90’ın üstünde ve Almanya yüzde 86 oranında inşaat ve yıkıntı atıklarını geri dönüştürebilirken, Türkiye’de bu oran yüzde 30 civarında. Söz konusu ülkelerin bu konudaki başarısı şüphesiz makro ölçekte ilgili yasal düzenlemeleri yapabilmelerinden ileri geliyor.

Projeniz sonuçlandığında ne yapmayı planlıyorsunuz?

Ayşegül Özbakır: Kirlilik analiz ve sonuçlarını ek bir bütçe ile mobil platformlara taşıyarak tüm Kadıköylülerin paylaşımına sunacağız. Ulusal ve Uluslararası bilim platformlarında yayın yaparak konuya olan ilgiyi artırabilmeyi hedefliyoruz.

Proje hakkında bilgi edinmek için: https://kadikoydonusum.wixsite


ARŞİV