“Kimse sebepsiz göçmez”

Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi adına konuşan Özgül Saki, “Göçmenlerin siyasilerin merhametinde değil hukukun koruması altında olması gerektiğine inanıyoruz” dedi

05 Ağustos 2019 - 14:48

“Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi’’ başta Suriyeliler başta olmak üzere Türkiye’de bulunan göçmenlerle dayanışmak için Kadıköy’de basın açıklaması düzenledi. 2 Ağustos Cuma günü Süreyya Operası önünde biraraya gelen onlarca kişi  “Irkçılığa hayır”, “Susmak şiddeti kabullenmektir”, “Kimse nedensiz göçmez”, “Kapılar açılsın mültecilere özgürlük” yazılı dövizleri taşıdı.

Fotoğraf: Zeynep Kuray

“HUKUKUN KORUMASI ALTINDA OLSUNLAR”

Grup adına basın açıklamasını Özgül Saki okudu.  Son birkaç haftadır, İstanbul’un çeşitli mahallelerinde, göçmenlere yönelik kimlik kontrolleri, ev ve işyeri baskınları, alıkoyma ve zorla sınır dışı operasyonlarının yapıldığını söyleyen Saki, “Türkiye uzun yıllardır göç alan bir ülke olmasına rağmen, sadece birkaç yıl önce oluşturulmuş göç politikaları insan hakları temelinde, kalıcı ve destekleyici yapılar oluşturmaya yönelik olmak yerine; güvenlik merkezli, keyfi ve siyasi kararlarla, göçmenleri kontrol altında tutulması gereken sayılara indirgiyor. Halihazırdaki kayıt ve sığınma sistemi göçmenlerin uzun vadeli bir statüye erişmelerinin önünü tıkayarak onları ya kayıtsız durumuna düşürüyor ya da “geçici” bir statü ile belirsizliğe mahkum ediyor. Hükümetin Suriyeliler için benimsediği ‘misafir’ söylemi, hak arama yollarının önünde büyük bir engel oluşturuyor. Biz göçmenlerin siyasilerin merhametinde değil hukukun koruması altında olması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

“AB DE SORUMLU”

“Yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan insanlar tekrar yerlerinden edilerek ekonomik ve sosyal açıdan daha dezavantajlı, ve çoğu zaman ayrımcılığın daha baskın olduğu yaşam alanlarına itilmiş oluyorlar.” diyen Saki, şöyle devam etti: “Göçmenlerin Türkiye’deki bu güvencesiz konumunun başlıca sorumlularından bir diğerinin Avrupa Birliği (AB) olduğunun altını çiziyoruz. AB’nin göçmenlere yönelik politikası sınırlarını kapatmak ve Türkiye’yi bir tür sınır bekçisi haline getirmek oldu. AB-Türkiye anlaşması ile Türkiye, AB’nin öldüren sınır politikalarının uygulayıcısı konumuna geldi ve bu sayede her fırsatta göçmenleri bir pazarlık unsuru olarak kullanıyor.”

Fotoğraf: Zeynep Kuray

“DERHAL DURDURULMALI”

Tüm siyasi partileri, kurumları ve hak örgütlerini sorumluluk almaya davet eden Saki, “Göçmenleri hapsedici, ayrıştırıcı, hareket, yaşama, çalışma özgürlüklerini kısıtlayıcı tüm baskıcı uygulamalara derhal son verilmelidir. Kimse sebepsiz göçmez! Sınır dışı edilmeler derhal durdurulmalı, sığınma hakkının gaspına dönük politikalar son bulmalıdır. Gerek Türkiye gerekse de uluslararası kamuoyunu göçmenlerle dayanışmayı güçlendirmeye davet ediyoruz.” diye konuştu.

İSTANBUL VALİLİĞİ’NDEN AÇIKLAMA

İstanbul Valiliği yayınladığı yazılı açıklamada 12-31 Temmuz  tarihleri arasında  12 bin 474 yabancı uyruklu  göçmenin İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenen Geri Gönderme Merkezlerine sevk edildiğini açıkladı. Valilik, hiçbir ilde kaydı bulunmayan 2 bin 630 Suriyelinin de yine İçişleri Bakanlığı tarafından çeşitli illerde oluşturulan Geçici Barınma Merkezleri’ne gönderildiğini duyurdu.


ARŞİV