Kır kahvaltısını kentlilerin sofrasına taşıdılar

Naga Putrika’da sofraya sunulan kahvaltı, yerel üreticiden geliyor. Ege’den Güneydoğu Anadolu’ya, Karadeniz’den İç Anadolu’ya farklı kültürler Moda’da.

06 Ağustos 2015 - 15:21
Aysel KILIÇ

Naga Putrika, Moda’da bir kahvaltı salonu. Moda Caddesi’ni uzun uzadıya sahile doğru yürüdüğünüzde, yolun bitiminde solda kalıyor.  Doğanın rengi olan yeşil tabelası da sarmaşıklarla uyum içerisinde.  Mekanın ahşap zemini, ahşap masa ve sandalyeleri de bir an olsun kentin betonundan uzaklaştırıyor.  
“Naga Putrika”,  Hintçe’de “Dağın Kızı” anlamına geliyor. Ganj Nehri kenarında tarım yapan kadınların, Ganj’ın bereketine verdikleri isim.  Özlem Işıl, mekanlarına neden bu ismi verdiklerini şöyle anlatıyor: “Anadolu’nun kadim topraklarında da bereketini doğadan alan yaşamlar var. Kocaman gıda şirketlerinin çevremizi ve gıdamızı zehirlemesine karşın; geleneksel, bilgece yöntemleri sürdürerek adil, nitelikli ve temiz üretim yapan üreticiler ve onların kıymetli ürünleri var. Naga Putrika’nın hikayesi de bu bereketten doğuyor. Biz de bu felsefeden yola çıktık. Çünkü, mekanımızı en güzel bu isim ifade ediyor.”

ÜRETİCİLERİ UNUTMADILAR
Özlem Işıl ve Semiha Demirok, okul arkadaşı.  Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencileri Özlem ve Semiha, okulu bitirince ne yapalım diye düşünürken, kendilerini bir kahvaltı salonu fikri içinde bulmuşlar.  İki genç kadın, açacakları mekanın yaşam felsefeleriyle bütünlüklü olmasına özen göstermiş. Semiha bunu şu cümlelerle anlatıyor:  “Naga Putrika’yı her ne kadar geçim derdi nedeniyle açsak da, aslında amacımız biraz da hem yerel ve küçük üreticiyi desteklemek, hem de biz kentlerde yaşayanların güvenilir ürünlere ulaşımını sağlamaktı.”
Özlem ve Semiha’nın üreticiye ulaşması da hiç zor olmamış.  Özlem zaten yüksek lisans araştırma tezi nedeniyle yerel üreticilerle iletişim halindeymiş: “Araştırma tezim, toplumsal hareketler ve HES karşıtı mücadelelere ilişkindi.  Saha çalışmasını yaparken üreticilerle ilişkilenme şansım oldu. Sahadayken, HES’ler ve tarım meselesinin doğrudan bir bağı olduğunu fark ettim. Çiftçi, kendine yeter tarımı yapabilir ve bundan kazanç sağlayabilirdi. Ancak HES gibi projelerle insanları kendi topraklarından, kırlardan uzaklaştırıyorlar. Oradan gelen insanlar fabrikalara sıkıştırılıyor. Halbuki insanlar kendi topraklarında geçimlik üretimlerini yapabilseler, bunun olanakları sağlanabilse bu kadar yoksullaştırılmış bir kır nüfusuna sahip olmayacağız. O insanların orada kalması için, bizim de çorbada ufak bir tuzumuz olsun istedik. Onlardan ürünlerini satın alıp, Moda’da soframıza koyduk.”
TEREYAĞI RİZE’DEN…
Naga Putrika’ya gıda, neredeyse Türkiye’nin dört bir yanından geliyor. Mekanda sunulan ürünler, doğrudan doğruya küçük örgütlü yerel üreticiden, öncelikle de kadın üreticiden satın alınıyor. Zeytin Çanakkale’nin Nusratlı köyündeki kadın üreticilerden geliyor.  Nar ekşisi, reçel, salçalar ve çeşitli otlar ise Antakya’nın Vakıflı Köyü’nden. Kaşar peynirin adresi Kars olsa da,  farklı bölgelerden çeşit çeşit peynir geliyor. Balı ve kaymağı da tamamen doğal.
Naga menüsünde 6 farklı serpme kahvaltı çeşidi var: Çiçekdağı, Söğütçük, Velika, Köyceğiz, Hevsel ve Zuğa. Menemen, kavurmalı yumurta,  sahanda yumurta, pişi, siyah-yeşil zeytin, yeşillik tabağı, köy tereyağı, ceviz, kestane ya da meyve çeşitlerinden yapılan doğal reçeller, bal kaymak, ezine, isli çerkes ve kaşar peyniri, beyaz peynir, meyve kuruları, fırın kaymak patates, nar ekşili ve kekikli zeytinyağı, acuka... Naga kahvaltısı; tek kişilik 35TL, iki kişilik 55 TL. Caferağa Mahallesi, Moda Caddesi, 161/A.


 

ARŞİV