Kiracıların hakları konuşuldu

Mekanda Adalet Derneği’nin düzenlediği “Hukukçularla Kiracı Haklarını Konuşuyoruz” etkinliğinde konuşan Av. Seher Eriş ve Av. Özgür Ceylan Aytaç, kiracıların sorularını yanıtladı

07 Temmuz 2022 - 09:42

Enflasyonun yükselmesiyle birlikte, konut kiraları da son iki yıldır artmaya devam ediyor. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından sahibinden.com’un ilan verileri üzerinden hazırlanan “Sahibinden Kiralık Konut Piyasası Görünümü” mayıs raporuna göre Türkiye genelinde ortalama kiralık konut ilan metrekare fiyatındaki yıllık artış oranı nisan ayında yüzde 182,7 olurken ortalama kiralık konut ilan metrekare fiyatı 48,5 TL'ye yükseldi. Yıllık kira artış oranı İstanbul'da yüzde 140, Ankara'da yüzde 133,9, İzmir'de ise yüzde 110,8 oldu. Endeksa’nın paylaştığı verilere göre Kadıköy’ün bazı mahallelerinde son bir yılda kira ücretleri yüzde 200’ü aşacak şekilde zamlandı.

Kira fiyatlarındaki artışın önüne geçebilmek için 11 Haziran’da “yüzde 25 sınırı” düzenlemesi yürürlüğe girdi. 1 Temmuz 2023’e kadar geçerli olacak bu düzenlemeyle birlikte, ev sahipleri TÜFE ortalaması ne olursa olsun en fazla yüzde 25 oranında zam yapabilecek. Ancak bu uygulama birçok sorunu da beraberinde getirdi. Ev sahipleri, 5 yıl ya da 10 yılını dolduran kiracıları evden tahliye etmek için mahkemenin yolunu tutarken, kiracılar ise ev bulamama korkusu nedeniyle teklif edilen kira oranlarını kabul etmek zorunda kalıyor. Ipsos tarafından 800 kişiyle gerçekleştirilen Antikriz Raporu’na göre kiracıların yüzde 73’ü resmi kira artışının üzerindeki rakamı kabul etmek zorunda kalıyor. 

“MADDİ SORUNLARLA SINIRLI DEĞİL”

Peki mevcut hukuk sisteminde kiracıların hakları neler? Kiracılar haklarını biliyor mu? Mekanda Adalet Derneği’nin düzenlediği “Hukukçularla Kiracı Haklarını Konuşuyoruz” etkinliğinde bu sorunun cevapları arandı. Mekanda Adalet Derneği Kentsel Politikalar Sorumlusu Bahar Bayhan’ın moderatörlüğünü yaptığı etkinlikte Avukatlar Seher Eriş ve Özgür Ceylan Aytaç kiracılardan gelen soruları yanıtladı.

Kiracıların içinde bulunduğu durumun yeni bir güvencesizliğe işaret ettiğini söyleyen Bahar Bayhan, “Tahliyeye maruz kalmak, nitelikli ve ödenebilir konuta erişememek ve konut masraflarının giderek artması dezavantajlı grupları daha kırılgan bir pozisyona itiyor. Çünkü kiramızın artması sadece maddi konularla sınırlı kalmıyor. Mesela alıştığımız bölgelerden daha uzak bir yerde ikamet etmek zorunda kalıyoruz. Ya da güvensiz ve pahalı ulaşıma mecbur bırakılıyoruz. Güneş görmeyen, havasız, sağlıksız konutlarda yaşamak zorunda kalıyoruz.  Ev bulamama korkusu psikolojimizde yaralar açıyor.” dedi.

Konut sorununu sadece fiyat üzerinden değil bütün yönleriyle tartışmak gerektiğine dikkat çeken Bayhan, “Ancak şu anki koşullarda ödenebilir bir konut bulmanın ihtimali bile ortadan kalktı. Maalesef biz de tartışmalarımızı konutun niteliği, imkanları, erişilebilirliği gibi şeyler üzerinden yürütemiyoruz.” diye konuştu.

KİRACILARIN SAYISI ARTIYOR

TÜİK’in verilerine göre 2014 yılında yüzde 22,1 olan kiracı oranının 2020 yılında yüzde 26,2’ye yükseldiğini aktaran Bayhan, Mekanda Adalet Derneği’nin 2021 Mart ayında yaptığı araştırmadan da bilgiler aktardı: “Yaptığımız bu araştırmaya göre İstanbul’daki konutların sadece yüzde 2’si yaşamaya elverişli. Ekim ayında tekrarladığımız aynı araştırmaya göre, bu kez yaşanabilir konut oranı yüzde 0,9 çıktı. Bu vahim tabloda ev sahipleriyle kiracılar arasındaki gerilim de tırmanıyor. Devletin konut problemine dair açıkladığı çözüm aslında bireyleri konut alımına yönlendirmekten ibaret. ‘Ancak bir konut sahibi olursanız bu sorunları yaşamazsınız’ deniliyor. Halbuki biz ev sahibi olmasak da yaşadığımız konutta güvenli bir şekilde ve aidiyet hissiyle yaşama hakkına sahip olmalıyız. Yani konut talebinin esas muhatabı devlet. Ancak çözümün sorumluluğu ev sahipleri ve kiracıların üstüne yıkılmış durumda.”

Bayhan’ın konuşmasının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Kiracılar ve ev sahipleri arasındaki davaların yüzde 30-40 oranında arttığına dikkat çeken Avukat Seher Eriş, davalardaki artışın gelecek günlerde artacağını söyledi

5 YILDAN SONRA NE OLUR?

Söyleşide özellikle kira tespit davaları üzerinde duruldu. 5 yıldan uzun süredir aynı evde kiracı olanların rayiç bedel gibi bir problemle karşı karşıya kaldığını söyleyen Eriş, şu bilgileri paylaştı: “Normal kira sözleşmeniz devam ederken 5 yılı doldurduysanız artık ev sahibi rayiç bedel üzerinden bir artış belirleyebiliyor ve sizden bu artışı ödemenizi talep edebiliyor. Buna dayanarak size bir ihtarname gönderebilir ve artış TÜFE’nin üzerinde olabilir. Beş yıl geçmiş kira sözleşmelerinde taşınmazın değerinin tespiti için bir dava açmak ve kira tespit davası yoluyla o taşınmazın değerinin kanuni olarak karşılığının belirlenmesi iki tarafı da korur.”

Kira tespit davalarında kiracıların tedirgin olmaması gerektiğini söyleyen Eriş, mahkemenin rayiç bedeli belirlerken emlak sitelerinde yer alan ilanlara bakarak karar vermediğini belirtti.  . Eriş, mahkemelerin genel olarak eski kiracıyı da koruyacak hakkaniyetli kararlara imza attığını da ekledi.

Kiracıların hukuki haklar konusunda çok fazla bilgi sahibi olmadığını ifade eden Avukat Özgür Ceylan Aytaç ise “Kira tespit sonucunda aleyhinize bir karar çıksa dahi, TÜFE’nin üstünde bir artış yapılıyor ancak yeni bir kiracının vereceği bedelin altında bir karar çıkıyor. Kira tespit davası sonuçlanana kadar mevcut kira artışınız devam ediyor ve geriye dönük bir ödeme yapıyorsunuz.” dedi.

Ev sahiplerinin “evimi satacağım” gerekçesiyle kiracılarını hemen tahliye edemeyeceğine de dikkat çeken Eriş ve Aytaç, kiracıların satış sürecinin yasal bir boyut kazanmadan evden çıkmaması gerektiğini söyledi. Kentsel dönüşüm nedeniyle yapılan tahliyelere de değinen avukatlar, yıkım kararının kesinleşmesi durumunda tahliyenin de kaçınılmaz olduğunu aktardı. Borçlar Kanunu’nda değişiklikler yapılmasının konut sorununu çözmeyeceğini belirten Eriş, kanunda değişiklik yapmak yerine kamulaştırma politikası uygulayarak konut problemlerinin çözüme kavuşturulabileceğini vurguladı.

Aynı evde 10 yılını dolduran kiracıların hemen tahliye edilemeyeceğini de belirten Aytaç, “En basit örnekle; 2010 yılında imzaladığınız bir kontrattan 2020 yılında tahliye davası açılmaz.  2010+12 gibi düşünebilirsiniz. Yani 2022 yılında tahliyeniz istenebilir. 12. yılında kullanılmaması daha sonraki yıllarda kullanılmayacağı anlamına gelmez. Ev sahibi bu hakkını ilerleyen yıllarda kullanabilir”dedi.

 

 


ARŞİV