Kısa çalışma ödeneği, salgında işçilerin en fazla yararlandığı desteklerden biriydi. Ödenek ile işçilere brüt ücretlerinin yüzde 60’ı ve brüt asgari ücretin yüzde 150’sine kadar ödeme yapılıyordu. Yani işçilere, devlet tarafından 2 bin 100 TL ile 5 bin 300 TL arasında bir para veriliyordu. Bu ödeneğin kaldırılması işçiler açısından maddi kayba yol açacak ve işçiler zorunlu ücretsiz izne daha fazla mecbur bırakılacak.
Salgının başlangıcından itibaren toplam 3,8 milyon işçi kısa çalışma ödeneğinden yararlandı. DİSK de konuyla ilgili “Kısa çalışma ödeneğine değil, ücretsiz izin dayatmasına son” başlığıyla bir açıklama yapmıştı.
‘İŞÇİNİN PARASIYLA İŞÇİYE ÜCRET ÖDENDİ’
Birleşik Metal-İş Örgütlenme Uzmanı Alpaslan Savaş, iktidarın kısa çalışma ödeneğini uygularken de kaldırırken de patronları kolladığını belirtti. Savaş, “Uygulanırken de patronlar kazandı çünkü ödenek esasen patronların ödemekle yükümlü oldukları ücretin bir bölümünün fondan karşılanması demek. İşçinin parasıyla işçiye ücret ödendi. Üstelik bir de sigorta primleri yatırılmadı. Kaldırıldığında yine patronlar kazandı, çünkü tek taraflı ücretsiz izin var. Patronlar daha önce kısa çalışma yaptırdığı işçiye şimdi ücretsiz izin yaptıracaklar ve üstelik kısa çalışma yaptırdığı süre kadar sigorta primi ödemeyecekler” dedi.
‘İŞÇİLERİN KAYBI BÜYÜK OLACAK’
İşçiler için kaybın çok büyük olacağını söyleyen Savaş, “Önümüzdeki ay işsizlik sigortası bültenini takip edin. Orada ücretsiz izin ödeneği almaya başlayan yeni işçilerin sayısını göreceğiz. Kısa çalışma yapılan işyerlerinde işçiler, ücretsiz izne yollanacak. Diğer seçenek kod/29 ile tazminatsız işten çıkarma olacak. Ya da işçinin kıdem tazminatının çok azına tamam demesi halinde karşılıklı anlaşmayla işten çıkarılacak. Her durumda kaybı büyük olacak işçilerin” diye konuştu.
Savaş, bu süreçte pek çok işletmede işçilerin ödeneği almasına rağmen tam zamanlı çalıştırıldığını belirterek, “Bazı işyerlerinde kısa çalışma, işçileri cezalandırma, işyerinden uzaklaştırma yöntemi olarak kullanıldı. Bakanlık buraları denetlemedi. Kısa çalışma ile aylık gelirinde düşüş olmayan nadir yerler ise sendikalı işyerleri oldu. Bu işyerlerinin önemli bir bölümünde sendikalar patronlara kısa çalışma ödeneğinin üzerini tamamlattılar. Ancak yüzbinlerce işçi hem gelir hem sigorta kaybı yaşadı” dedi.
SALGIN NASIL YÖNETİLDİ?
Bu süreçte ücretsiz izin seçenekleri olduğu için patronları etkileyen hiçbir olumsuzluğun yaşanmadığını söyleyen Savaş, “Dolayısıyla patronlar AKP’den kısa çalışmadan daha çok ücretsiz izin uygulamasını uzatmasını beklediler. O da uzatıldı 17 Mayıs’a kadar. Hatta 30 Haziran’a kadar Erdoğan’ın uzatma yetkisi bulunuyor. Patronlar için kısa çalışma şart değildi yani. Böyle olunca işsizlik sigortası fonundan daha az para çıkması için kısa çalışma ödeneğini kesmek istedi AKP. Salgın dönemi işsizlik sigortası fonundan kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödeme 30 milyar TL’ye yakın. Bu para, ucuz getirili devlet tahvillerinin nakide dönüştürülmesiyle kullanılıyor. Nakit para değil yani. Çünkü bu fonu devlet de kullanıyor. Ve kasadan para çıkmasını istemiyor. Bu nedenle çok daha düşük miktar harcadığı ücretsiz izin ödeneğini tercih etti” dedi.
‘İŞ CİNAYETLERİNE COVİD-19 DA EKLENDİ’
Kısa çalışma ödeneği için devletin kaynak sorunu olmadığını söyleyen Savaş, sözlerini işçiler açısından salgının nasıl yönetildiğine değinerek bitirdi: “İşyerleri salgının merkezine dönüşmüş. İş cinayetlerine bir de Covid-19 eklenmiş. Ya uzun süre işsizlik ya virüs riski altında üç kuruşa çalışma. İşçilere sunulan bu, son bir yıldır. Sizce bu nasıl bir salgın yönetimi?”