Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Türkiye'de erkek şiddetiyle mücadelede kolluk kuvvetlerinin uygulamalarına ilişkin rapor yayımlandı. Raporda, KADES ile ilgili kullanıcı deneyimini paylaşan 13 kadından 5’i kötü uygulamayla karşılaştığını ifade ediyor
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı tarafından hazırlanan "Türkiye’de Erkek Şiddetiyle Mücadelede Kolluk Uygulamaları" raporu yayınlandı. Rapor, şiddetle mücadelede ilk başvuru mercii olarak tanımlanan kolluk birimlerini odağına alıyor.
Rapora, öncelikli olarak 1 Mart 2022 - 1 Mart 2023 tarihleri arasında Mor Çatı dayanışma merkezinden ya da sığınağından destek alan kadınların ve çocuklarının deneyimleri ve onlarla dayanışma kuran gönüllülerin tanıklıkları kaynaklık ediyor. Rapor, şiddete destek sunan kadınlarla görüşen kadınlarla görüşülerek ve henüz yayınlanmamış olan “Türkiye’de Devletin Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelesinin İşleyişi” isimli kamuoyu araştırmasından faydalanılarak hazırlandı.
Rapora kaynaklık eden deneyimler, kadına yönelik şiddetle mücadelede kilit bir rolü olan kolluk birimlerinin cinsiyetçi bakış açısının bir dizi kötü uygulamayı tetiklediğini gösteriyor.
“DENETİM MEKANİZMASI KURULMALI”
Kadın Destek Uygulaması’na (KADES) dair yapılan değerlendirmede ise şu tespit yapıldı: “Teknik bir yenilik olarak sıklıkla üzerinde durulan KADES, nihayetinde kolluk birimlerinin olay yerine gelmesi için çağrı gönderen bir telefon uygulaması. KADES’i kadına yönelik şiddetin çaresi olarak tartışmaktansa, kolluk birimlerine kadına yönelik şiddetle mücadelede tanımlanan görevleri gözden geçirmek ve görevlerini cinsiyetçi yargılardan uzak, eksiksiz yerine getirmelerini sağlayacak denetim mekanizmalarının kurulması gerekiyor.”
Vakıftan destek alan 13 kadının KADES’e ilişkin deneyimine yer verilen raporda, “KADES ile ilgili kullanıcı deneyimini paylaşan kadınların 5’i kötü uygulamayla karşılaştığını ifade etmiştir. Karşılaşılan olumsuz uygulamalar; polisin geç gelmesi ya da yanlış adrese gelmesi, gelen polislerin eksik ya da yanlış uygulama gerçekleştirmesi olarak aktarılmıştır” denildi.
“SİSTEMİN KURGUSUNU DEĞİŞTİRMEK GEREKİYOR”
Sığınağa kabul için bir ön şart olarak karakolu gösterme uygulamasının, kadınlar ve Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) çalışanları için de zorlu bir süreç olduğu belirtilen raporda “Kadın ne sığınak başvurusu ihtiyaçlarına yönelik yönlendirme alabiliyor, ne de kolluk görevlileri kadınların başvurularına destek verme kapasitesini gösterebiliyor. Bu sıkışmışlığı gidermenin yolunun sistemin kurgusunu değiştirmekten ve bu değişimi alanda deneyimli kadın örgütlerinin dahiliyeti ile gerçekleştirmek gerekiyor” denildi.
POLİSE BAŞVURURKEN YAPILMASI GEREKENLER
Raporda kolluk birimlerine yapılan başvurularda yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
- Şiddete maruz kalan kadın, polis devriye ekibinin olay yerine intikal etmesi üzerine büro amirliklerine getirilmelidir.
- Eğer başvuru herhangi bir karakola yapıldıysa, başvuran kadın Aile içi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri’ne yönlendirilir. Eğer ekonomik nedenlerle ya da güvenlik riski nedeniyle kendi gitme imkanı yoksa karakoldan büroya polis eşliğinde götürülmelidir.
- Büro amirliğinde görüşme yapılmalı ve 12 sayfalık inceleme formu doldurulmalıdır. Bu form bir “risk analizi” içerir ve bu analize göre tedbir kararları alınması beklenmektedir.
- İnceleme formu doldurulduğu anda ŞÖNİM sisteminde bu form görünür hale gelmelidir.
- 12 yaş altı çocuklar için pedagog ve avukat eşliğinde ifade alınmalıdır.
- Kadın gerekirse darp raporu için hastaneye götürülmelidir.
- Gerekirse polis kadının adliyeye gitmesi için refakat etmelidir.
- Kadının ŞÖNİM’e gitmesi gerekiyorsa polis eşliğinde götürülmelidir.
- Kadının sosyal yardım ihtiyacı varsa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’na (SYDV) başvurusu yapılmalıdır.
ÖNERİLER
- Şiddetle mücadele mekanizmalarının her birinde kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığı bilinciyle hizmet sunulmalıdır.
- Kolluk birimleri şiddete maruz kalan kadınlar için birincil başvuru merkezi işlevi görmektedir.
- Özellikli sosyal hizmet sunacak kurumlar tarafından kadınlara adli süreçler ve hukuki haklarına dair bilgilendirme yapılmalı ve bu destek kolluk birimlerinden beklenmemelidir.
- Gizlilik ihlali, yanlış/eksik bilgi verme, yasada belirtilen görevleri yerine getirmeme gibi görev ihlalleri titizlikle kovuşturma ve soruşturmaya tabi tutulmalı. Uygulanacak yaptırımlar aracılığı ile personelin keyfi davranışlarının önü kesilmelidir.
- Personel eğitimlerine toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri eklenmeli.
- Düzenli aralıklarla tekrarlanan eğitimler ile personelin bilgisi güncel tutulmalı.
- Kolluk birimlerinde şiddet nedeniyle başvuran kadınlar için yapılan risk analizinin etkisi, alanda deneyimli kadın örgütleri ile işbirliği yapılarak değerlendirilmelidir.
- Kolluk birimlerinin 6284 Sayılı Kanun ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nda tanımlanan görevlerine dair uygulaması periyodik izleme ve değerlendirmeye tabi tutularak etkinliği araştırılmalıdır.
- Kolluk birimine yapılan şiddet başvurularına dair nitelikli veri tutulmalı ve bu veriler düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
- Savcılık ve Aile Mahkemeleri tarafından kadınların şiddet öyküleri ve ihtiyaçlarını gözetmeden, birbirinin kopyası tedbirler verilmesinin önüne geçilmelidir. ŞÖNİM’lerin de dahil edilmesi ile kadınların ihtiyacına uygun süre ve kapsamda tedbir verilmeli.
- Verilen tedbir kararlarının, çocuğun anne ile birlikte olduğu durumlarda çocuk için de uygulanması mutlaka sağlanmalı ve çocuğun durumu anneden bağımsız düşünülmemelidir.