Küresel Eylem Günü’nün adresi Kadıköy oldu

Toprağımızı Vermiyoruz İstanbul Kampanya Grubu, Kadıköy’de düzenlenen “Çizgiyi Çek” Küresel Eylem Günü’nde bir araya geldi. Yaşam savunucuları, zeytinlikleri ve ormanları madenciliğe açan 7554 sayılı Yasanın iptal edilmesini istedi

22 Eylül 2025 - 13:01

Toprağımızı Vermiyoruz İstanbul Kampanya Grubu, “Çizgiyi Çek” Küresel Eylem Günü’nde Kadıköy’de bir araya geldi. 20 Eylül Cumartesi günü düzenlenen eylemde zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasının yolunu açan yasa protesto edildi. Basın açıklamasını okuyan Göksen Ezeltürk, “Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca yaşam savunucusuyla birlikte, yeryüzünün ve ortak geleceğimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehdide karşı sesimizi yükseltmek için bir aradayız.” dedi ve şöyle devam etti: “Endonezya’dan Kenya’ya, Kanada’dan Türkiye’ye 260’ı aşkın yerde yaşamı ve yeryüzünü savunmak için alanlardayız. Bu küresel haykırışı Türkiye'den yükseltirken, sadece gezegenimizi vuran iklim krizine değil, aynı zamanda doğayı, ormanları, zeytinlikleri ve meraları sermayenin insafına terk eden 7554 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna karşı da net bir çizgi çekiyoruz. Çizgiyi Çek küresel eylem gününde, iklim krizinin etkilerinin gün geçtikçe derinleştiği; ekolojik yıkımın her geçen gün daha belirgin olduğu bir dönemde karar alıcılardan somut, adil ve acil eylem talep ediyoruz. Başta kömür olmak üzere fosil yakıt bağımlılığına son verilmesini, kirletici şirketlerin değil, halkın ve doğanın refahının önceliklendirilmesini istiyoruz. Geleceğimizi karartan bu gidişata karşı yaşam ile yıkım, barış ile savaş, adalet ile sömürü arasına kalın bir çizgi çekiyoruz.”

“TEHLİKE ALTINDA”
Türkiye’nin doğal varlıklarının saldırı altında olduğunu söyleyen Ezeltürk, “Kamuoyunda ‘süper izin yasası’ olarak da bilinen ve geçtiğimiz temmuz ayında kamuoyunun tüm itirazlarına rağmen TBMM’de onaylanan ‘7554 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’, maden ve enerji şirketlerinin önündeki tüm engelleri kaldırmayı hedefleyen bir talan manifestosudur. Bu yasa ile zeytinliklerimiz madenlere kurban ediliyor: Milas ve Yatağan’da binlerce yıllık zeytinliklerin kömür için yok edilmesinin önü açılıyor, kadim üretim kültürümüz ve gıda güvenliğimiz tehlikeye atılıyor. Bu hafta başında İkizköy’de kömürcü şirketin marifetiyle başlayan zeytin ağaçlarının sökülmesi, tehlikenin ne kadar yakınımızda olduğunu hepimize bir kez daha gösterdi.” dedi.

“RANTA AÇILIYOR”
“Ormanlarımız, meralarımız, su havzalarımız ranta açılıyor” diyen Ezeltürk, “Korunması gereken orman ve mera alanlarının, su kaynaklarının, enerji ve maden projeleri için feda edilmesinin önü açılıyor. Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri bypass edilerek, halkın kendi yaşam alanları hakkındaki söz hakkı elinden alınıyor; demokrasinin olmazsa olmazı katılımcılık ilkesi yok sayılıyor; ekolojik yıkım projeleri denetimsiz bırakılıyor.
Birkaç bürokrattan oluşan bir kurulun vereceği ‘süper izin’ ile koruma altındaki alanlar dahi kolayca yatırıma açılabiliyor, hukuki ve bilimsel denetim mekanizmaları devre dışı bırakılıyor.Maden ve enerji projelerine açılan meralardan, ormanlardan, zeytinliklerden yaşamını idame ettiren köylüler topraklarından koparılma tehdidiyle karşı karşıya kalmış durumdalar. Acele kamulaştırma marifetiyle köylülerin doğdukları, doydukları topraklardan göç etmek zorunda kalmasının önü açılıyor.” şeklinde konuştu. 

“HAYIR DİYORUZ”
Bu yasanın iklim krizini daha da derinleştireceğini söyleyen Ezeltürk, şu talepleri sıraladı: Bizler, bu toprağın, suyun, havanın, börtü böceğin, Akbelen Ormanı’nın baştankarasının, kısacası tüm canlıların savunucuları olarak, bu tehdide karşı çizgimizi çekiyoruz. İklim krizi çağında doğal alanlarımızı ne pahasına olursa olsun korumamız gerekirken doğal alanları talana açan işgal yasasına ‘hayır’ diyoruz. Karar alıcıları, şirketlerin kârını değil, halkın ve doğanın geleceğini önceliklendirmeye davet ediyoruz. İklim krizi çağında ekolojik ve toplumsal yıkıma neden olacak 7554 sayılı Kanun derhal iptal edilmelidir. Somut, adil ve bilimi temel alan iklim politikaları hayata geçirilmeli.”


ARŞİV