MODA YENİ BİR GELECEĞE HAZIRLANIYOR

Kadıköy’ün en güzel ve eski semtlerinden Moda, yerel seçimler sonrası eski muhtarı ama yeni “İhtiyar Heyeti” ile yeni bir geleceğe hazırlanıyor.

21 Mayıs 2014 - 10:29
 
Semra ÇELEBİ
Fotoğraflar: Harika şebnem KARABIYIK
 
 
Moda’da ikinci dönemine başlayan muhtar Zeynep Ayman, özellikle Gezi’den sonra gündemimize giren ve farkındalığımızı arttıran “şehrine sahip çık” mottosunu kendisine şiar eyleyip yeni “İhtiyar Heyeti”ni, mahalleye dair sözü olan semtin ileri gelenlerinden oluşturdu. Amaç, mahallelinin sorunlarını ortaya koyma aşamasında mahalleliyi harekete geçirecek ve o sorunları gündeme taşıyacak etkin kişilerle çözüme ulaşmak. Kimler yok ki heyette: mimar, avukat eczacı, klinik psikolog, yazar, opera ve tiyatro sanatçıları.
Tüm Türkiye’ye bir model olma niyetinde olan Moda Mahalle Meclisi’ne sanatçı bakış açısıyla dahil olan yazar Buket Uzuner, tiyatro sanatçısı Enis Fosforoğlu ve opera sanatçısı-yazar Anais Martin ile buluştuk, semtlerinde nasıl çalışmalar yapacaklarını kendilerinden dinledik. Bu işin öncüsü ve ikinci kez seçilen muhtar Zeynep Ayman’ın da katıldığı buluşmamızın mekanı ise elbette Moda Çay Bahçesi’ydi.
 
MUHTAR ZEYNEP AYMAN: ‘DİĞER MAHALLELERE ÖRNEK OLACAĞIZ’
 
“Mahallelinin sorunlarını ortaya koyma aşamasında mahalleliyi harekete geçirecek ve o sorunları gündeme taşıyacak etkin kişiliklere ihtiyaç vardı. Bu etkinlik de aslında birkaç yönlü olmalı idi. Hem Modalı, hem kendi konularında iyi hatta mükemmel olmaları gerekiyordu. Bir de bu işi yapmaya hevesli olmak lazım.
Bunun üzerine bu İhtiyar Heyetimizi oluşturduk. İlk olarak Enis Fosforoğlu’yla görüştüm. Niyetimi anlattım, şaşırdı. Teşekkür etti ve başladık. Anais Hanım ve Buket Hanım ile konuştuk. Bunun dışında Mimarlar Odası’ndan Mehmet Bozkurt, avukat Selami Ayak, Moda’nın çok sevilen siması babadan eczacı olan Melih Ziya Sezer, en genç üyemiz psikolog Tuba Emlek ve ilk dönemden bu yana da hep yanımda olan Aslıhan Emlek ile birlikte İhtiyar Heyetimizi oluşturduk. Bu organizasyonun kurgulanması aşamasından beri hep yanımızda olan Muzaffer Ayhan Kara da resmi olarak olmasa da gönüllü olarak heyetimizde yer alıyor.
Zaten tüm ihtiyar heyetimiz gönüllü oldular, mahalleleriyle ilgili çalışmalar yürütmek için. Sosyal sorumluluk gerektiren hiçbir şey zoraki yapılamaz. İçten ve gönülden gelendir ve makbul olan da bu. Diğer mahallelere de örnek olacağını düşünüyoruz. İhtiyar Heyetimizin yanında ilgi alanlarına göre Danışma Meclisleri de oluşturduk. Mahallemiz o açıdan çok zengin. Kendi konusunda uzman, ilimin ve bilimin her dalında etkinliği olan kişiler burada oturuyor. Onlarla birlikte bazı konularda oluşturacağımız gruplarla çalışmalar yürüteceğiz. Bütün bunları da temel ihtiyaçlarımızı gideren Belediye ile iletişim halinde yapacağız. Bir proje üretecekleri zaman bir hizmet getirecekleri zaman bize sorsunlar istiyoruz. Gerçek ihtiyacı karşılasınlar. Yaptıkları her türlü hizmet makbul olsun.
Muhtarlığa bakış açısını da değiştirebiliriz. Hem iş ve çalışma anlamında hem de yeni aday olacak kişiler anlamında.
Resmi toplantıları ayda bir olmasına rağmen haftada 5. toplantımızı yapıyoruz. Herkes çok hevesle çalışıyor. Tamamen şeffaf bir çalışma sistemimiz olacak. Mahalle için ne düşündüysek, ne yaptıysak her şeyi sosyal medyadan paylaşacağız ve mahallelinin de bu süreçlere katılmasını istiyoruz.
 
OPERA SANATÇISI – YAZAR ANAİS MARTİN: ‘GENÇLERE ULAŞABİLİRSEK BİZİM İÇİN BAŞARIDIR’
Birkaç göbek Modalıyım. Annem 86 yaşında ve arka sokaktan ön sokağa gelin gelmiş biridir. Büyükbabam, anneannem hepsi Modalı. Doğduğum, büyüdüğüm evde yaşıyorum hâlâ. Zeynep Arman’dan böyle bir öneri geldiğinde bir düşündüm doğrusu. Daha önce yerinde duramayan bir karakterim olmasına rağmen 657 sayılı yasa tepemizde olduğu için hiçbir şey yapamıyordum. İstediğim halde mahallem, Moda’m, sokağımla ilgili pek çok şeye katılamadım. Zeynep Arman’dan öneri geldiğinde dedim ki zamanıdır hadi!
Muhtarımızın fikirlerini çok seviyorum. Aynı boyutta düşündüğümüzü hayal ediyorum. Gerçekleştirmeyi istediği şeyler için her zaman yanındayım. Grubu çok sevdim. Güzel bir seçim oldu.
Evimde zaman zaman öğrencilerimle oturur sohbet ederiz. Gezi direnişi sırasında bunu çok sık yaptık. İyi ki de yaptık. Çocuklarım içinde yaralananlar oldu. Çok üzücü şeyler oldu. Gençleri çok seviyorum. Onlara bu bağlamda ulaşabilirsek, gençleri “İhtiyar Heyetimize” alabilirsek bizim için başarıdır. Onlara cazip gelecek şeyler ortaya koyabilirsek bu aileyi büyütürüz belki.
Her şeyden önce sanatçı veya yazar gömleğimi bir dolaba kilitleyip toplantıya gidiyorum. Ekip işi çıkarabilmek için bazı kimliklerinizi gereğinde kullanmak üzere bir kenara bırakmamız gerekiyor. O zaman farklı bir uyum oluyor. Uzmanlık dalımda bana görev verildiği vakit kendi komisyonumu kurmaktan yanayım doğrusu. İlk adımları atalım arkası gelir diye düşünüyorum.”
  
TİYATRO SANATÇISI ENİS FOSFOROĞLU: ‘ESTETİĞİ VE ZARAFETİ SADECE MODA’YA DEĞİL TÜM TÜRKİYE’YE TAŞIMAK İSTERİZ’
35 yıllık Modalıyım. Çocuklarım burada doğdu. Şu anda Moda’nın Türkiye’ye örnek olabilecek bir pilot bölge olmasını diliyorum ve düşünüyorum. Çünkü ülke için olmazsa olmazlar; estetik, zarafet, kültür ve sanattır. Sadece Moda’da değil tüm Türkiye’ye taşımak üzere görev almak istedim. İki sanatçı arkadaşımızın olması, muhtarımızın da alışılmış muhtar tiplemesinin dışında olması bu görevi kabul etmemi sağladı. Bu düşüncelerim için uygun bir ortam. Boş vakitlerde yapılacak bir iş değil, özel olarak vakit ayırmak lazım.
Böyle bir mahalleden başlayan sivil kurumda “insana dokunmak” olmalı ve biz önce bunu yapmaya çalışacağız. Gençlerle birlikte olabilmek, halkın ne istediğini anlamak önemli. Bir politikacı yapacaklarını anlatırken kültürden sanattan hiç bahsetmez. Neden? Çünkü oy alamaz, vakit kaybıdır. Yerel seçimlerde bile böyleydi. Kendileri adına doğru şeyi de yaptılar çünkü bilmiyor halk bunu, bilmediği şeyi de istemez tabi ki. Onun için bunun farkında bir sanatçı olarak, hayatımın da sonbaharında bu işlerle uğraşmak istiyorum.
Biz bu muhtarlığı bir sivil kurum olarak düşünüyoruz. Bir muhtarlıktan da öte, hatta benim için Moda’dan da öte. Hem Moda hem Türkiye. Örneğin ilk işlerimizden biri “Gazdan Vazgeç” kampanyası olacak. Bunu Moda’dan başlatmamızın nedeni yaşlı nüfusunun çok olması. Toplu olarak gaz sıkıldığı zaman toplu ölümler olabilir. Okula giden çocuklar var. Moda’dan başlayıp Türkiye’ye gaz sıkılmasın diye önemli bir çalışma yürüteceğiz.
Biz Halkevleri hayranıyız. Bunu modernize ederek, gençlerle temasa geçerek bu tür workshoplar, atölyeler yapmayı düşünüyoruz.
 
YAZAR BUKET UZUNER: ‘KADINLARIN DA KATILIMCI OLDUĞU MODA MUHTARLIĞI MECLİSİ’NİN MODEL OLMASINI İSTİYORUM’
Muhtarlıklar günümüzde mühür bastırmak için gittiğimiz bir yere dönüşmüş. Aslı böyle değil. Köylerden başlayarak insanların kendi mahalleleri için söz sahibi olmaları sebebiyle kurulmuş buralar. Ama galiba bir damga için gideriz lüksü bizim için çok erken başlamış. Avrupalılar bunu yapabilirler ama yapmıyorlar. Söz sahibi oldukları için özgürlüklerini ve haklarını koruyorlar.
Benim için asıl dürtülerden biri buydu. Hep benden önceki kuşaklar yapsa ne iyi olurmuş dediğim, hayranlıkla baktığım Batı ülkelerinde özgürlükler ve hak paylaşımlarına sadece insan değil tüm hayvanlar ve canlıların hakları için katıldım. Tanzimattan beri bir kimlik sorunumuz var, Doğulu muyuz Batılı mıyız? Bir türlü hem Doğulu hem Batılı olduğumuzu kabul etmiyoruz.
Bütün bunlar yan yana gelince ne yapabilir insan? Benim yaptığım iş başka bir iş ama biz vaktimiz olduğunca-ki ben de yeni kavramaya başladım çok fazla vakit isteyen bir iş bu-ama madem girdik yapacağız da elimizden geldiği kadar.
Öncelikle mahalledeki değiştirmek istediğimiz ya da değiştirilmesine karşı olduğumuz özellikler için bir araya gelip insanları bilgilendirmeye çalışacağız. Şimdi işin çok başındayız. Açıkçası Zeynep Hanımın ilk başta bana da cazip gelen düşüncesi oydu. Yani toplumun sevdiği saydığı insanlar Moda’da yaşayanlar bir araya gelirse yapacaklarımız daha çok dikkat çeker. Benim kişisel olarak bir başka amacım daha var; bir model oluşturması. Özellikle kadınların kendi bulundukları yerde apartman yönetimi dahil söz sahibi olmaları. Yönetimde yer almadan sesimizi duyuramıyoruz. Bunun için uğraşmamız lazım. Yeni bir mesai benim için ama çok kıymetli. Özellikle hayvan hakları, çevre ve ekoloji meselelerinde daha hassas olacağımı düşünüyorum. Kadınların da katılımcı olduğu Moda Muhtarlığı Meclisi’nin model olmasını istiyorum.
Şehirde gençlerin kendilerini özgür hissettiği birkaç semtten biri Moda. Bunun korunmasını istiyorum. Sokak hayvanlarının rahatça yaşadığı bir mahalle önemli. Kadınların ne giyerse giysin hangi saatte olursa olsun sokaklarda özgürce gezebildiği bir mahalle olması benim için belirleyici. Devleti “ceberut” olmaktan çıkarıp, kelime anlamlarından biri olan “mutlulukla” yaşatacağız bu semtte.
 

ARŞİV