“Üniversitelerde söz, yetki, karar hakkı istiyoruz”

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bir kez daha Kadıköy’de buluştu. Diğer üniversitelerden öğrenciler de eyleme destek verdi. Öğrenciler, üniversitelerde söz, yetki, karar hakkı talep ederken, demokratik rektörlük seçimleri yapılmasını istedi

21 Ocak 2021 - 18:44

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin eylemi ocak ayı başından itibaren sürüyor. Üniversite içerisinde farklı etkinlikler yapılırken, diğer üniversitelerden öğrenci dayanışmalarının da katılımıyla Kadıköy’de ikinci eylem yapıldı.

Üniversite öğrencileri adına yapılan açıklamada, kayyum zihniyetine dikkat çekildi: “Boğaziçi Üniversitesi dahil olmak üzere beş farklı üniversiteye kayyum rektörler atandı. Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan kayyum karşıtı protestolar büyük bir hızla ülkenin dört bir yanına yayıldı. Öğrenciler, akademisyenler ve üniversite emekçileri başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri siyasal iktidarın kayyumcu zihniyetine tepki gösterdi. İstanbul’da, Ankara’da kayyum rektör istemiyoruz diyen arkadaşlarımız gözaltına alındı. Polis tarafından darp edildi. Kadın katillerinin kapısında çilingir bekleyen polis, arkadaşlarımızın evinde kapı duvar bırakmadı. Boğaziçi ile dayanışan ODTÜ’lü asistanlar işlerinden atıldı. Arkadaşlarımız derhal işlerine iade edilmelidir. Siyasal iktidar tarafından terörist ilan edildik, hedef gösterildik. Fakat bunların hiçbiri işe yaramadı. Bugün yine sözümüzü söylemek için buradayız. Üniversiteleri Melih Bulu, Verşan Kök, Mahmut Ak ve nicelerine teslim etmeyeceğiz."

“YÖK KAPATILMALI”

“Melih Bulu’nun ilk icraatı üniversite kapısına kelepçe takmak olmuştur” diyen üniversitelilerin açıklaması şöyle devam etti: “Günlerdir Ankara’da, İzmir’de, İstanbul’da ve birçok şehirde yaptığımız eylemlerle cevabımızı verdik. Atanmaları için tek kriteri, iktidara bağlılıkları olan rektörlerin liyakat göstermediği, Saray vizyonuyla donatıldıkları açıktır. Boğaziçi kayyumu Melih Bulu’nun ilk icraatı üniversitenin kapısına kelepçe vurdurmak olmuştur. Hala üniversitenin kapısında onlarca polis beklemektedir. Baskı ortamı yaratma amacıyla yerleştirilen polis teşkilatı kampüslerden derhal çekilmelidir. Üniversitelilerin karar alma mekanizmalarına dahil edilmediği, sesini çıkaranların disiplin soruşturmalarıyla cezalandırıldığı bilimsel dışı uygulamaları üniversiteye dayatan YÖK tarafından domine edilen mevcut üniversite yapısını kabul etmiyoruz. Kayyumların ve yarattıkları baskı ortamının sonunu getirmek için demokratik, özgür üniversitenin inşası için YÖK kapatılmalıdır.”

“DEMOKRATİK SEÇİMLER YAPILMALI”

Öğrenciler, son olarak üniversitelerde söz, yetki, karar haklarını talep ettiler ve üniversite bileşenlerinin tamamının katılacağı rektörlük seçimlerinin yapılması gerektiğini söylediler: “Kampüslerde, meydanlarda günlerdir şunu haykırıyoruz: Tüm üniversitelerdeki kayyum rektörler acilen istifa etmelidir. Üniversitelerin yönetimleri, seçimler yoluyla belirlenmelidir. Bugün Boğaziçili öğrenciler, ‘Okulumuzu biz yönetebiliriz’ diyerek yola çıktılar. Biliyoruz ki, Boğaziçi direnişiyle kurulan ya da güçlendirilen üniversite dayanışmaları, üniversitelerde söz, yetki ve karar hakkımızın olmasını sağlayacak ilk adımdır.”

BİMEKS İŞÇİSİ SÖZ ALDI

Üniversite öğrencilerinin ardından eyleme destek vermeye amacıyla katılanlara söz verildi. Söz alan Bimeks işçisi Atakan Başaran, şunları söyledi: “Bizim patronumuz, Boğaziçi Üniversitesi profesörlerinden Vedat Akgiray’dır. 10-20 senelik tazminatlarımızı alamadık. Akgiray, şirketi bilinçli şekilde boşalttığı için, ‘Bimeks ile hiçbir alakam yoktur’ dediği halde devletten 52 trilyon alıp, hortumladığı için buradayız. Kısacası biz buraya en büyük elektronik dolandırıcılığını ifşa etmeye geldik. 1500 kişiyiz. Çalışma Bakanı malesef Bimeks işçilerini görmüyor. Soma’da maden işçileri var, Uzel’deki işçiler var, Sirkeci’de PTT işçileri eylemdeler, Cargill işçileri eylemde...İktidara soruyoruz, size daha kaç şirket lazım. Bu ülkedeki bütün patronlar sahtekar demiyoruz ama bütün sahtekarlar patron olmuşlar. İşçileri eziyorlar ve kaç para kazanırsak kazanalım sigortamız asgariden yatıyor. Hindistan’da nasıl kast sistemi varsa burada da var. Hiçbir hakkımız yok. Sorunlarımız ortak işçiler olarak.” 


ARŞİV