Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada beş kız çocuktan biri ve on erkek çocuktan biri cinsel istismara uğruyor. Bu sayılar sadece kayıt altına alınabilenler. Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şevki Sözen de mesleği gereği birçok şiddet ve istismar vakasının tanığı. Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı’nın Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğinde konuşan Sözen, çocuklara yaklaşımın nasıl olması gerektiğini anlattı.
SADECE CİNSEL İSTİSMAR DEĞİL
Çocuk istismarının yalnızca cinsel istismar olmadığını söyleyen Sözen, aile içi şiddetin de çocuk istismarı kategorisinde değerlendirildiğinden bahsetti. Şiddetten sonra bitirilmeyen evliliklerde aile içi şiddetin üç aşaması olduğunu söyleyen Sözen, “Önce gerginlik tırmanıyor. Sonra şiddet uygulanma aşaması var. Sonra biz adli tıpçıların en sevmediği dönem olan balayı dönemi var. Kadınlar bize genelde şiddet aşamasından sonra boşanmak için rapor almaya geliyorlar. Biz durumu tespit ettikten sonra bir hafta sonra tekrar muayeneye çağırıyoruz. Bir hafta sonra geliyor ‘Doktor bey ben vazgeçtim. Polise yollamayın sakın raporu. Canım kocam bana hayatında ilk defa çiçek aldı.’ Bu dönem kandırmaca dönemi. Bir erkek bir kadını dövüyorsa istediği kadar yemin etsin. Aynı davranışa devam edecektir.” dedi.
TOPLUMSAL ŞİDDET NASIL OLUŞUYOR?
Şiddetin her meslekte ve sosyo kültürel düzeyde olduğunu söyleyen Sözen, erkek tarafından kadına uygulanan şiddetin bir “şiddet girdabı” oluşturarak birçok kişiyi etkilediğini, “Şiddetin kadına bir yansıması var. Kadın artık depresif; içe kapanık… Bazıları sigarayı arttırıyor bazıları madde bağımlılığına kadar gidiyor. Ne yazık ki araştırmalara göre şiddete uğrayan kadın önce kendi çocuğunu dövüyor. Böylece toplumsal şiddetin yaygınlaştığı korkunç bir tablo ortaya çıkıyor. Çocuk burada şiddeti öğreniyor. O da okula gittiğinde sokağa çıktığında bir şiddet uygulayıcısı halini alıyor. Bir de çocuğunu dövmeyi zaman zaman bir eğitim yöntemiymiş gibi kabul ediyoruz. Bunu atasözlerimize yansıtıyoruz. Bu çok yanlış” sözleriyle açıkladı.
DUYGUSAL İSTİSMAR NEDİR?
Duygusal istismarın da çocuk istismarının bir çeşidi olduğunu söyleyen Sözen, “Türkiye’de yüz çocuktan 72’si maalesef bu duygusal istismara maruz kalıyor. Bu çocukların kendi bedenlerini anlamalarına engel oluyoruz. En basiti aşağılıyoruz o çocukları. Çocuğun dersleri kötü olabilir. Matematikten puanı düşük olabilir. Biz ne yapıyoruz? ‘Tembelsin, aptalsın, geri zekalısın…’ Hemen etiketliyoruz. Sonra çocuğun en güvendiği varlıkla onu tehdit ediyoruz. ‘Bana artık anne deme’ Babaya da aynı şeyi yapıyoruz. ‘Baban sakın duymasın. Seni öldürür’ gibi. Ergenlik çağındaki çocuğa sakarsın diyoruz. Hayır, o sakar değil her yıl beş santim uzuyor.” dedi.
NASIL YAKLAŞMAMALIYIZ?
Sözen, şiddete uğrayan çocuklarda cinsel istismara uğrama oranının daha yüksek olduğunu belirtirken, bunun sebebini şu sözlerle açıkladı: “Bir çocuğa biri cinsel istismarda bulundu. Çocuk ilk gidip bunu kime anlatacak? Annesine söyleyecek. İlk tepkiler genelde ‘öldüreceğiz onu’ oluyor. Ya da ‘babana sakın söyleme yoksa katil olur’ diyoruz. Çok soru sorarak çocuğa bütün tecavüz süreçlerini sorularla anlatmış oluyoruz. Çocuk bunu dışarıdan biri değil de dayısı için anlattı. O zaman durum daha vahim. Çocuğa inanmıyoruz ve ‘dayın bunu yapmaz uydurma’ diyerek yüzleştirme seansları başlıyor. Çocuk ne diyor? ‘Bana inandı mı? İnanmadı. Ayrıca annemin sorduğu soruların hepsini bana yapmamıştı. O zaman bu kadarını söylememe gerek yok. Ayrıca babama söylememeliyim yoksa zarar görür.’ Kimin işine yaradı bu? Saldırganın… Unutulmamalıdır ki istismarcılar olaya küçük yaklaşımlarla başlarlar. Tepki gelmiyorlarsa iyice yakınlaşmayı arttırır. Çocuk aileye söyleyemediği zaman daha çok istismara uğramaya devam eder.”
İSTİSMARCI YÜZDE 90 AİLE İÇİNDEN
İstismar ile ilgili sayısal veriler paylaşan Sözen, kız çocukların erkek çocuklara göre daha çok istismara uğradığını ve istismarcıların yüzde 95’ine yakınının erkek olduğunu söyledi. İstismarcıların yüzde 90’ının aile içinden olduğunu dile getiren Sözen, 5 kız çocuğundan biri, 10 erkek çocuğundan biri cinsel istismara uğradığını; 8 kadından birinin 4 yaşından önce, altı kadından birinin 14 yaşından önce cinsel istismara uğradığını dile getirdi.
BUNLARA DİKKAT!