“Okulların kapalı kalması bir tercihtir!”

TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubu, eylül ayında okulların açılması için çağrı yaptı. Başta hükümet yetkililerine seslenen grup, okulların kapalı kalmasının kaynak ve imkan sorunu olmadığına, bir tercih olduğuna vurgu yaptı

05 Ağustos 2021 - 10:53

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Okul Sağlığı Çalışma Grubu, eylül ayında başlayacak yeni eğitim ve öğretim döneminde okulların açılması yönünde çağrı yaptı. Yapılan açıklamada çağrının başta hükümete, siyasi partilere, sendikalara, uzmanlık derneklerine, sivil toplum kuruluşlarına ve velilere olmak üzere çocukların sağlığı, hakları, iyiliği ile ilgili çalışan tüm kurum ve kişilere yapıldığı belirtildi.

Türkiye'nin yaz aylarını yine çocuklar konusunda bedeli çok yüksek bir rehavet içinde geçirdiğinin, öğrencilerin okula dönebilmesi için hiçbir hazırlık ve çalışma yapılmadığının altının çizildiği çağrı metninde “Geçtiğimiz bir buçuk sene içinde çocuklarımıza yaşatılan bilişsel, fiziksel ve duygusal kayıpların telafisi için bütçe ayrılmıyor, müfredat oluşturulmuyor, planlama yapılmıyor. Söz konusu çocuklar iken, böylesi bir ihmalin bahanesi olamaz.” ifadeleri yer aldı.

“ÇOCUKLARIN GELECEĞİ İLE OYNANAMAZ”

Uzun ve sonu belli olmayan bir süre boyunca eğitimi aksatmanın ve en önemlisi çocukların geleceğiyle oynamanın bahanesinin olamayacağının vurgulandığı açıklamada, okulların kapalı kalmasınının kaynak ve imkân sorunu olmadığına, bir tercih olduğuna dikkat çekildi. 

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bu bir tercihtir çünkü okullar kapalıyken çocuklar AVM’lere gidebilmiştir. Bu bir tercihtir çünkü okullar kapalıyken çocuklar dershanelere gidebilmiş, evlerde tedbirsiz ortamlarda toplanıp özel ders almışlardır. Bu bir tercihtir çünkü güvenli olmadığı gerekçesiyle okula gönderilmeyen çocuklar düğünlere gönderilmiş, salgında bakım için en yüksek riski taşıyan yaşlılara bırakılmıştır. Bu bir tercihtir çünkü merdiven altı bakım kurumları hep açık kalmıştır. Bu bir tercihtir çünkü taşıyıcılığı düşük olduğu halde çocuklar okula gönderilmezken, taşıyıcılığı yüksek olan yetişkinler güvensiz işyerlerinden virüsü evlere, çocuklara taşımaya devam etmiştir. Bu bir tercihtir çünkü ilkokul öğrencilerinden daha fazla hastalık yayabildiği halde, sınavlara hazırlık nedeniyle önemli görülerek 8’inci ve 12’nci sınıflar açık tutulmuştur. Yani sınava girilmeyen yılların eğitim açısından önemsiz görüldüğü itiraf edilmiştir. Bu bir tercihtir çünkü çoğu özel olan bağımsız anaokulları açıkken, devlet okullarına bağlı olan anasınıfları salgın bahanesiyle kapalı tutulmuştur. Kısacası iktidar tercih yetkisini çocuklarımızın yüksek çıkarları aleyhine kullanmıştır.”

“EĞİTİM HAKKI İHLAL EDİLMİŞTİR”

“Okulları kapatmanın kısa dönemli ekonomik etkilerinin diğer sektörlerden düşük olduğunu hesaplayan hükümet, sırf bu nedenle çocuklarımızın eğitim haklarını ihlal etmiştir. Eğitimin ve eğitimcinin değersizleşmesi yıllardır süregelen bir siyasetin sonucudur” ifadesinin yer verildiği açıklamada, günün sorumluluk alma ve elini taşın altına koyma günü olduğuna işaret edildi. 

Türkiye'nin dünyada okullarını en uzun süre kapalı tutan ülkelerden biri olduğunun belirtildiği açıklama, şöyle devam etti: “Okulların sadece birkaç ay kapalı kaldığı ülkelerde yapılan zekâ ölçümlerinde dahi büyük kayıplar tespit edilmiş. Çocukluk obezitesinde yüksek artış görülmüş. Ülkemizde yaşanan kayıpların boyutunu düşünmek bile korkutucudur. Haneler hem ev hem okul olmanın stresi altında ezilmiş, ailede ağırlıklı olarak bakım ve eğitim yükünü üstlenen kadınlarımız yorulmuş ve tükenmiştir. Uzaktan eğitime katılabilen ‘şanslı’ çocukların psikolojisi bütün gün ekran başında oturmaktan bozulmuş, dikkat dağınıklıkları artmış, sosyal yetileri azalmış, çocuklar okuldan soğumuş. Sınavlara başkasını sokmak ve ödevini başkasına yaptırmak normalleşmiş, eğitimde ahlaki bir çöküntü yaşanmış. Notlama yapılması ülke çapında engellenerek bu ağır erozyon ve sosyal kesimler arası oluşan öğrenim farkı görünmez kılınmaya çalışılmıştır.”

“İSTİSMARA MARUZ KALMA RİSKİ ARTTI”

Uzaktan eğitime katılamayan çocukların eğitimle bağının kesildiği, bir kısmının çalışmaya başladığı, bir kısmınınsa evlendirildiği belirtilen açılamada, “Okulun koruyuculuğundan uzak kalan çocuklar arasında kazalar ve istismara maruz kalma riski artmış ve okullaşma oranlarındaki kazanımlarımız yitirilmiştir. Dezavantajlı çocuklar ile nispeten daha şanslı olanların arasındaki fark yıllar boyunca kapanmayacak şekilde açılmıştır.” denildi.

”EN AZ ETKİLENEN VE BULAŞTIRAN ÇOCUKLAR”

Çocukların salgında en az bulaştırıcı ve COVID-19’dan en az etkilenen kesim olduğuna vurgu yapılan açıklamada son olarak şunlar vurgulandı: “Toplumun tüm kesimlerine sesleniyoruz. Salgın kadar, eğitim de bir halk sağlığı sorunudur. Bilimsel bulgular ışığında acilen gerçekçi ve güvenli eylem planı oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. Çocuklarımıza duyduğumuz sevgiyi ve saygıyı, onları korumak için elimizden geleni yapacağımızı göstermenin başka bir yolu yoktur. Eğitime olan ihmalkâr tavrımız, çocuklarımızın bugününe ve yarınına ne kadar ilgisiz olduğumuzu göstermekten başka işe yaramıyor. Okulları, geleceğimiz ve çocuklarımız için açalım.”


ARŞİV