Türkiye’de ilk hava ulaşımının başlatıldığı yer olan Atatürk Havalimanı 1953 yılında hizmete açıldı. İstanbul Havalimanı’nın faaliyete başlamasıyla birlikte, Atatürk Havalimanı da 7 Nisan 2019'dan itibaren sivil uçuşlara, 5 Şubat 2022'den itibaren de kargo uçuşlarına kapatıldı ve bu uçuşlar İstanbul Havalimanı'na aktarıldı. Geleceğiyle ilgili tartışmalar sürerken, Atatürk Havalimanı’nın Millet Bahçesi’ne dönüştürüleceği açıklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mayıs’ta sosyal medya hesabından Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi paylaşımında bulunarak projenin detaylarının aktarıldığı bir video paylaştı. Videoda verilen bilgilere göre, alana 132 bin 500 ağaç dikilecek, 5 milyon metrekarelik yeşil alan oluşturulacak. Bilim ve sanat merkezleri inşa edilecek, yürüyüş ve bisiklet yolları, spor tesisleri, çocuk oyun alanları yapılacak.
Meslek odalarının karşı çıktığı proje İstanbul’un yeşil alan sorununu çözebilir mi? Bu alanı farklı bir şekilde değerlendirmek mümkün mü? İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Botaniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik ile konuştuk. Akkemik, “Atatürk Havalimanı gibi metrelerce beton zeminin olduğu pistlerin üzerine millet bahçesi yapılması, işin ekonomik ve sosyal boyutu bir yana, ekolojik açıdan anlamsız ve gereksiz bir uygulamadır.” diyor.
- İstanbul'da irili ufaklı millet bahçeleri açıldı. Bu projelere nasıl ve zaman başlandı. Bir hatırlatma yapmanız mümkün mü?
Millet bahçesi kavramı eski olup ilk millet bahçesi 1869 yılında Taksim’de açılmış ve ikincisi 1871 yılında ise Anadolu yakasında açıldıktan sonra o dönemde yaygınlaşmış. Ancak cumhuriyetle birlikte millet bahçesi kavramı terk edilmiş ve yerine park kelimesi kullanılarak yeşil alan düzenlemeleri yapılmış. Son yıllarda millet bahçesi kavramı tekrar gündeme getirildi ve bu yönde ve oldukça da yüksek miktarlarda harcamalar yapılarak millet bahçeleri planlanmaya başlandı. İstanbul’da 12 Millet Bahçesi açıldı, 4’ü uygulama ve 26’sı da planlama aşamasında. Hizmete açılan millet bahçelerinin toplam alanı 2 milyon 270 bin 238 metrekaredir.
- İstanbul'daki toplam yeşil alan oranı ne kadar?
İstanbul’da yeşil alan miktarı özellikle Kemerburgaz Kent Ormanı ve Atatürk Kent Ormanı gibi yeni açılan yerlerle birlikte bir miktar arttı. İBB tarafından verilen en son rakamlara göre yeşil alan miktarı yaklaşık 123 milyon 700 bin metrekare ve kişi başına 7,73 metrekaredir. Ancak hala uluslararası asgari miktar olan 9 metrekarenin altındadır.
“KATKISI YÜZDE 1,85”
-Millet bahçelerinden sonra bu oran arttı mı?
İstanbul’da yapılan millet bahçeleri 2 milyon 270 bin 238 metrekaredir. Bunun İstanbul’un toplam yeşil alan miktarına katkısı yüzde 1,85 düzeyindedir. Ancak nitelik olarak beton zeminin yüksek olması ağaçların henüz daha çok genç olmaları nedeniyle henüz daha gerçek anlamda bir yeşil alan statüsü bulunmamaktadır. Zaman içerisinde beton zeminlerin en asgari düzeye indirilmesi ve ağaçların da büyümesi ile millet bahçeleri de daha sağlıklı parklara dönüşebilecektir.
- Atatürk Havalimanı'nın da Millet Bahçesi'ne dönüştürülmesi planlanıyor. Proje de tanıtıldı. Siz incelediniz mi? Nasıl bir şey öngörülüyor?
Benim de ekranlardan gördüğüm kadarıyla son derece yapay görünümde ve insan odaklı oluşturulmuş bir yeşil alan. Özellikle İBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı tarafından açılışı yapılan Atatürk Kent Ormanı, Kemerburgaz Kent Ormanı, Kamil Abduş Gölü Çevresi gibi alanlarda temel yaklaşım insan ve ekosistemin birlikte değerlendirilmesiydi. O nedenle bir yandan insanlar bu alanı kullanırken diğer yandan da ekosistemin kuşlar, böcekler, arılar, sincaplar gibi canlıları da yaşam ortamı buluyorlar.
Bu alan ise bana göre bir kısmının bol beton zeminli bir park ancak geri kalan büyük bir kısmının da yapılaşmaya konu edileceği bir alan gibi görünüyor. Açıkçası beton zemin üzerinde bahçe olmayacağı açık. Bu alanda toprak analizi yapıldı mı? Toprak kirliliği ölçüldü mü? En az 1,5 2 metre kalınlığında organik madde bakımından zengin toprak getirilmesi gerekiyor. Zamanla bu toprak insan etkisiyle sıkışacak ve kalınlığı 1 metre civarına inecek.
Özetle ne ekosistem yaklaşımına ne de ekonomik anlamda uygun bir proje gibi görülüyor. Bunun yerine en doğrusu havalimanı olarak kalmasıdır.
“ESAS OLAN EKOSİSTEMDİR”
-Bu proje "İstanbul'a yeşil alan kazandırılmak istenmesiyle" açıklanabilir mi?
Atatürk Havalimanı gibi metrelerce beton zeminin olduğu pistlerin üzerine Millet Bahçesi yapılması, işin ekonomik ve sosyal boyutu bir yana, ekolojik açıdan anlamsız ve gereksiz bir uygulama. Yıllarca, bu havalimanına bir pist daha eklenmesi ve Kuzey Ormanları’nın tahrip edilmemesi için İstanbul halkının ve bilim insanlarının mücadelesine tanık olduk. Doğrusu da o yaklaşımdı.Hali hazırda millet bahçelerinin katkısı yüzde 1,85 düzeyindedir. Hazırlanan projeye göre rekreasyon alanı içerisinde kafeler, restoranlar, müzeler, gençlik merkezi, fuar alanı gibi yapılar planlanmış. O nedenle burada yapılacak Millet Bahçesi’nin gerçek anlamda ne kadar olacağı tartışmalıdır.
-Kuzey Ormanları’nın tahrip edildiğini söylediniz. Özellikle üçüncü havalimanı için binlerce ağacın kesildiğini biliyoruz. Siz de açıklamalarınızda bununla ilgili somut bilgiler paylaşmıştınız.
Son yıllardaki uygulamalara bakıldığında çelişkilerle dolu olduğunu görüyoruz. Zaten var olan ve bir ilave pistle hem İstanbul’un ulaşım sorunu en ucuz maliyetle çözülecek hem de İstanbul’un kuzeyindeki doğal orman ve doğal ekosistemler bozulmayacaktı. Ancak öyle yönetmelik ve yasalar çıkarıldı ki içerisinde inşaat barındıran her uygulamaya izin verildi ve ortadan kaldırılan ekosistemin yerine başka yerlerde çok daha fazla ağaç dikiyoruz gibi gerçeği yansıtmayan açıklamalar yapıldı. Bu dönemde orman, ağaç sayısına indirgendi ve 11 Kasım günleri alternatif olarak ağaç dikim şenliğine dönüştürüldü. Türkiye’nin hemen her bölgesinde doğal ekosistemlere önemli zararlar verildi ve karşılık olarak da ağaç dikiyoruz dendi.
Sürekli dile getirdiğimiz bir olgu var. Esas olan ağaç sayısı değildir, esas olan ekosistemdir. Önceliğimiz ekosistemin ağaçları, florası ve faunasıyla birlikte korunmasıdır. Bunun tam tersi yapıldı ne yazık ki. İşte en büyük çelişkilerden birisi bu. İstanbul Havalimanı’na gelince aynı çelişki burada da var. Zaten bir havalimanı varken ormanı kesip havalimanı yapacaksınız. Yeşil alanı artıracağız diye de beton üzerine ağaç dikeceksiniz. Madem ağaç dikilecek ve millet bahçesi yapılacaksa, o zaman neden orman alanları ve doğal ekosistemleri tahrip edildi? Havalimanı için tahrip olan orman ve doğal alanlar çok daha kolay ve ekosistem büyük oranda korunarak yeşil alan olarak planlanabilirdi. Bu dönemde doğaya verilen tahribat karşılığında saksılara, beton zeminlere, inşaat artıkları üzerine ağaç dikmek yaygın bir uygulama haline geldi. Madem ağaç dikilecekse ve ağaca bu kadar değer veriliyorsa, neden mevcut ağaçlar kesilip, ağaçlarla birlikte binlerce yılda oluşmuş doğal ekosistemler ortadan kaldırılıyor? Gibi sorular akla geliyor. Özetle, son dönemdeki ekosisteme yaklaşım ile buna karşılık olarak planlanan Millet Bahçesi uygulaması büyük çelişkiler barındırıyor.
“HEDEF 9 METREKARE OLMALI”
-Kanal İstanbul için de benzer şeyleri söylemek mümkün mü?
Kanal İstanbul apayrı bir problem ve hem doğal yeşil alanları hem içme suyu havzalarını hem de İstanbul’un en önemli bitki alanlarını tahrip edecek; “doğal ekosistem” açısından en tehlikeli projedir. İstanbul flora ve fauna açısından da zengin bir kent. Bu flora içerisinde endemik ve sadece İstanbul’da bulunan bazı bitkiler yer alıyor ve bunların yaşam alanları zaten giderek yapılaşma nedeniyle zarar görüyor. Kanal İstanbul projesi ile bu alanların önemli bir kısmı büyük zarar görecek.
- İstanbul'da yeşil alan ihtiyacını karşılamak için sizce neler yapılmalı?
İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan miktarının en az 9 metrekare olması hedef olarak konmalı ve buna uygun bir şekilde parklar, korular ve kent ormanları artırılmalıdır. Yeşil alanlar aktif ve pasif yeşil alan olarak ikiye ayrılmaktadır. Burada esas olan aktif (insanların doğrudan kullandığı ve en azından yüzde 10-20 ağaç kapalılığının olduğu) yeşil alanlardır. Mezarlıklar, yol şevleri, konut, kamu kurum bahçeleri ile özel bahçeler bu kapsam dışında bırakılarak kişi başına düşen yeşil alan miktarı en az 9 metrekare olacak şekilde bir planlama yapılmalı. Bu bağlamda Millet Bahçeleri aktif yeşil olarak değerlendirilmeli ancak Millet Bahçelerinde fiilen tesis edilmekte olan ve yoğun beton zeminler yaratan kafeler, restoranlar ve diğer tesislerin oranı en az seviyeye indirilmelidir.
Aynı topraklar, aynı hava, aynı parklar ve aynı yeşil alanlar ile aynı ormanlardan hep birlikte yararlandığımız bu ilde bu kadar zıt ve çelişkilerle dolu uygulama olmamalı ve toplumun sesine kulak verilmeli.