“Türkiye Ormancılar Derneği’nin “Türkiye Ormancılığı: 2022, Türkiye'de Ormansızlaşma ve Orman Bozulması” adlı raporu yayınlandı. Prof. Dr. Erdoğan Atmış’ın editörlüğünü yaptığı ve çok sayıda bilim insanının katkıda bulunduğu raporda; Türkiye’deki ormansızlaşma ve orman kayıpları verilerle açıklanıyor.
Raporun “Türkiye’de Ormansızlaşma” bölümünde resmi verilere göre ülke ormanlarının 1970’li yıllardan beri artış eğiliminde olduğu aktarılsa da bunun gerçeği yansıtmadığı vurgulandı. Ağaçlandırma olarak kabul edilmeyen rehabilitasyon çalışmalarının, ağaçlandırma çalışmasıymış gibi gösterildiğinin belirtildiği raporda şu bilgiler paylaşıldı: “Ülkemizde 2005 ile 2015 yılları arasında 60 ilin orman alanı artmış, 2’si değişmemiş, 19’unda ise orman alanı azalmıştır. Ormanı artan illerin göç veren iller olduğu, ormanı azalan illerin ise İstanbul ve Kocaeli gibi yoğun göç alan sanayileşmiş ve aşırı kentleşmiş iller olduğu, örneğin Marmara Bölgesi’nde sadece üç ilde ormanların arttığı, geri kalan illerde ormanların azaldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle ülke ormanlarının azalma riskinin olduğu söylenebilir.”
“620 BİN HEKTARA ULAŞTI”
“Ormanlar ülke ekonomisine kaynak sağlamak amacıyla yok edilmektedir” görüşünün paylaşıldığı raporda orman kayıplarına ilişkin şu veriler paylaşıldı: “1973’ten beri 2/B ile orman dışına çıkarılan alanların toplamının 620 bin hektara ulaştığı biliniyor (tüm ormanların yüzde 2,7’si). Diğer yandan herkesin bildiği gibi ormanlarımız maden, enerji ve turizm vb. kullanımlar için ormancılık dışı amaçlarla kullanıma açılabilmekte ve bu alanlar ‘kamu yararı’ gerekçe gösterilerek 49 yıla kadar sürelerle kiralanabilmektedir. Ne yazık ki; orman ekosistemlerinin bu şekilde ormancılık dışı amaçlar için kullanıma açılması son yıllarda oldukça hız kazanmıştır. Kullanıma açılan alanların orman ekosistemi olarak varlığını sürdürme şansı çok azdır. Üstelik bundan sonra tekrar orman ekosistemi oluşturamayacak şekilde yok edilmiş olan bu alanlar, halen arttığı iddia edilen orman alanı rakamları içinde yer almaktadır. İşte bu tür ormancılık dışı amaçlara tahsis edilen ormanların miktarı 2020 yılı itibariyle 748 bin hektarı (tüm ormanların yüzde 3,3’ü) bulmuştur. Yani 2/B ile orman dışına çıkarılanları (yüzde 2,7) da katarsak ormanlarımızın toplamda yüzde 6’sı politik kararlarla fiili veya hukuki olarak orman olma niteliğini kaybetmiş durumdadır.”
Rapora göre, son 20 yılda ağaçlandırmayla kazanılan orman miktarının tüm ormanların sadece yüzde 0,6’sını (144 bin hektar) oluşturduğu belirtilirken, “Aynı dönemde 2/B ile orman dışına çıkarılan alan 178 bin hektarı (yüzde 0,7), ormancılık dışı amaçlarla yapılan orman tahsisi miktarı da 484 bin hektarı (yüzde 2,2) bulmaktadır.” denildi.
MADEN, TURİZM, ENERJİ…
Raporda yer verilen bilgilere göre her yıl orman yangınlarıyla kaybedilen orman alanlarının 4 katından fazlası maden, enerji, turizm, ulaşım gibi ormancılık dışı amaçlarla yapılan tahsisler nedeniyle yok oluyor. Raporda, yanan orman alanlarının tekrar ormana dönüşmesinin mümkün olduğu fakat enerji santraline, maden sahasına, otele, golf sahasına dönüştürülmüş alanların artık ormana dönüşmesinin çok zor olduğu da hatırlatıldı.
“TAHSİSLER DEVAM EDİYOR”
“Bu tür tahsislerle yok edilen ormanların miktarı 2020 yılı itibariyle 748 bin hektara ulaşmış fakat yine de bu tahsis uygulamalarına, mevzuatta değişiklikler yapmak suretiyle yeni tahsis başlıkları eklenerek devam edilmektedir.” ifadelerinin yer verildiği raporda “2004 yılından 2020 yılına kadar verilen izinlerin toplamı 494 bin hektara ulaşmıştır. Bu miktar tüm zamanlarda verilmiş olan izinlerin yüzde 66’sına yani üçte ikisine denk gelmektedir. Üstelik bu izinlerin kapsamı yapılan mevzuat değişiklikleriyle, gün geçtikçe genişletildiği için verilen izin miktarı özellikle 2012 yılından beri artış eğilimindedir. Hızla artmakta olan bu tahsisler; 2012 ile 2020 yılları arasındaki dokuz yılda toplam 51 bin 663 izin ve bu izinlerle verilmiş olan 342 bin 846 hektar alana ulaşmıştır. Bu verilere göre yılda ortalama 5 bin 740 izin işleminde 38 bin 94 hektar orman alanı ormancılık dışı amaçlar için tahsis edilmektedir.” bilgileri paylaşıldı.
“Ormansızlaşmayla birlikte ormanların ürettiği birçok ekosistem hizmeti de ortadan kalkmaktadır. İklim değişikliğiyle birlikte şiddetini artıran sel ve taşkın felaketleriyle heyelanlar ormansızlaşma arttıkça daha da sık görülmeye başlanacaktır.” uyarısının yapıldığı raporda çölleşme riskine de dikkat çekildi.
“15 KAT ARTTI”
Raporda 2021 yılı “Mega Orman Yangınları Yılı” olarak adlandırıldı. “2021 yılı Türkiye’de orman yangınları konusunda bir felaket yılı olarak tarihe geçmiştir.” ifadelerinin yer verildiği raporda, “2021 yılı içinde toplam 2 bin 793 yangında 139 bin 503 hektar orman ekosistemimiz yanarak kül olmuştur. Bu miktar yıl içindeki toplam yanan alan miktarı itibariyle son 70 yılın en yüksek rakamıdır. Diğer yandan son yıllarda yangın sayısının düşük bir hızda artmasına rağmen, yanan alan miktarının hızla artması orman yangınlarının boyut değiştirmekte olduğunun önemli bir göstergesidir.” denildi.
Raporda ayrıca 2021 yılında orman yangınlarıyla mücadele noktasında başarısız olunduğu belirtilerek şu bilgilere yer verildi: “2021 yılından önceki 12 yılın yangın verileri incelendiğinde, yıllık ortalamalar itibariyle yangın sayısının 2 bin 497, yanan alan miktarının 8 bin 246 hektar ve yangın başına düşen yanan alan miktarının 3,30 hektar olduğu görülmektedir. Buna karşın 2021 yılında yangın sayısı 2 bin 793, yanan alan miktarı 139 bin 503 hektar ve yangın başına düşen yanan alan miktarı ise 49,95 hektar olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre; 2021 yılında yanan alan sayısı önceki 12 yılın yıllık ortalamasına göre yüzde 11 artarken, yanan alan miktarı 17 kat, yangın başına düşen yanan alan miktarı da 15 kat artmıştır.”