"İstanbul Sözleşmesi yaşamsaldır"

Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü öncesi Kadıköy-Eminönü İskelesi önünde eylem yaptı. “Yaşamak istiyoruz” diyen kadınlar 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep etti

19 Ekim 2019 - 17:23

Kadın Savunması, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü yaklaşırken Kadıköy’de eylem gerçekleştirdi ve taleplerini dile getirdi. 19 Ekim Cumartesi günü Kadıköy-Eminönü iskelesi önünde gerçekleşen eylemde “Yaşamak İstiyoruz” dövizi açılırken, açıklama öncesi hem kadınların taleplerinin yer aldığı bildiri dağıtıldı hem de müzikle performans gerçekleştirildi.

İstanbul Sözleşmesi’ne ilk imzayı atan ülkelerden biri Türkiye ama...

Açıklamada “Gündüz ya da gece korkusuzca yaşamak istiyoruz, bindiğimiz dolmuşta son yolcu olma korkusu olmadan, bedenimiz üzerinde yalnızca kendi kararlarımızı alarak yaşamak istiyoruz” denirken savaşa da vurgu yapıldı: “Savaşın gölgesinde, bombaların arasında değil barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Biz kadınlar yaşamak istiyoruz. Bu yüzden de tüm kadınlara kadın savunma ağları olarak çağrı yapıyoruz. Gelin Emine Bulut’un ‘yaşamak istiyorum’ çağrısını hep beraber büyütelim. Kadınları ancak kadınlar savunur. O yüzden gelin 25 Kasım’a kadar hakkımız olanı alalım. Yaşama hakkımıza sahip çıkalım, hep beraber yaşamak istiyoruz diyelim. Birbirimizi savunalım.”

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanuna özel bir vurgu yapılırken “İstanbul Sözleşmesi’ne ilk imzayı atan ülkelerden biri Türkiye. Ama uygulamamak için elinden geleni yapıyor, hedef gösteriyor, ihlal ediyor, uygulamıyor. Oysa İstanbul Sözleşmesi kadın cinayetlerini önleyecek politikalar üretin der. Toplumsal cinsiyet eşitliğini tanıyın der. Eğer şiddeti önleyemediyseniz etkin soruşturma yürütün der. İyi hal, haksız tahrik indirimi uygulamayın der. Kadın örgütleriyle ulusal ve uluslararası düzeyde koordinasyon sağlayın der” denildi.

Kadınlar nelerle karşılaşıyor?

Kadınların nelerle karşılaştığı ise şöyle sıralandı: “Toplumsal cinsiyet eşitliği yoktur diyen adamlarla karşılaşıyoruz. Sözde mağdur babalar yaratarak nafaka hakkımızı gasp etmeye çalışanlarla karşılaşıyoruz. Tecavüz aklama yasasını yargı paketlerine sıkıştırmaya çalışan, kadına yönelik şiddette zorunlu arabuluculuk uygulaması getirmeye çalışan iktidarla karşılaşıyoruz. AKP’li vekil Şirin Ünal’ın evinde öldürülen Nadira’nın ölümünü aydınlatmayan savcılarla karşılaşıyoruz. Gücünü paradan, iktidardan alan adamların Şule Çet’i katledip üzerine örtmek için yaptıklarıyla karşılaşıyoruz. Ceren Damar’ın katili daha sonra ifadesini değiştirerek ‘Beni istismar ediyordu’ diyen katillerle, onları savunan avukatlarla karşılaşıyoruz.”

Son olarak Emine Bulut cinayeti örnek gösterilerek hem İstanbul Sözleşmesi’nin hem de 6284 sayılı kanunun yaşamsal olduğu dile getirildi: “Emine Bulut’un ölümünde hiçbir polis koruma kararı çıkartmadı. Katili olan eski kocasını uzaklaştırmak için 6284 sayılı kanunun hükümleri uygulanmadı. Öldürülen birçok kadının koruma talebi aldığını, sığınma talebi bulunduğunu biliyoruz. O yüzden de 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi yaşamsaldır. Biz yaşamak istiyoruz, biliyoruz ki kadın cinayetleri önlenebilir. Bir kez daha söylüyoruz İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın.”

Eylem 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele gününe yapılan çağrıyla son buldu.


ARŞİV