Kurulduğu 7 Aralık 2018'den beri 400’den fazla kadın cinayeti ve cinsel istismar davasını üstlenen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, 2024 yılı kadın mücadelesi gündemini gazetecilerle paylaştı. 15 Aralık Pazartesi sabahı Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına, dernek başkanı Avukat Müjde Tozbey, derneğin yönetim kurulu üyeleri Av. Hande Gündoğdu, Av. Arzu Sena Topuz ve Av. Bilge Çarpıcı katıldı. 2024 yılında takip edilen davalar, kadın hakları mücadelesinin seyri ve güncel verilerin kamuoyuyla paylaşıldığı toplantıda “2024 Yılında Kadın Mücadelesi” raporu açıklandı.
Rapora göre 2024 yılının ilk 11 ayında 411 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Öldürülen kadınların yüzde 55’i evli oldukları ya da birlikte yaşadıkları erkekler tarafından katledildi. Faillerin yüzde 10’unun daha önce sabıka kaydı vardı.
“Kadın mücadelesi laiklik mücadelesidir” diyen dernek, laik hukuk düzeninin laik bir toplumun kadın haklarını savunmanın tek yolu olarak görüyor. “Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve kadına yönelik şiddetin son bulması için, yargı sisteminin cinsiyetçi yapısının değiştirilmesi, mevcut yasaların etkin bir şekilde uygulanması ve toplumsal bilinçlenmenin artırılması gerek.” denilen raporda; kadın istihdamının artırılması, sığınma evlerinin arttırılması, devlet destekli hukuki yardım, çocuk bakım hizmetleri sağlanması gibi öneriler sunuluyor.
“KADIN BAŞINA 38 KURUŞ BÜTÇE”
Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği Başkanı Müjde Tozbey, tarikatların güçlenmesi, kadın istihdamının azalması, okulların kapatılmasıyla birlikte kadına ve çocuğa şiddetin arttığını söyledi. Tozbey, 2025 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifine göre bütçede ‘Kadının güçlendirilmesi’ için ayrılan pay 5.9 milyar TL olduğunu, bunun da her bir kadın için günlük 38 kuruş gibi ‘komik bir rakam’a denk geldiğini belirterek, “38 kuruşu alın başınıza çalın, 38 kuruşla siz kendiniz geçinin. Sizin sadakanıza muhtaç değiliz. ‘Her yıl bir sığınma evi açacağız’ demişlerdi. Hiçbir sığınma evi açmadıkları gibi, açılan sığınma evi ve kreşlerin kapatılması yönünde çalışmaları var. Şu an ülkemizde sadece 139 tane sığınma evi var. Ülkede iktidarın kadına yönelik bir politikası var ancak bu politika kadın ve çocukların lehine değil. Tam tersine laiklik karşıtı, kadının özgür yaşamına, çalışmasına, eğitimine karşı olan tamamen kadınların tarikatlara ve cemaatlere, sadaka kültürüne alıştırılmasına yönelik bir politika.” dedi.
Dernek avukatı Hande Gündoğdu ise “Kadınlar öldürüldüğünde açıklamalarında hep kadını tartıya koyuyorlar. ‘İyi anne olmadığı, makul kadın olmadığı, kapıyı açtıkları için öldürüldüler’ diyorlar. AKP şiddete dair yaklaşımlarıyla toplumsal olarak kadın düşmanlığını yeniden üretiyor.” yorumunu yaptı. Türkiye’nin en büyük adliyelerine, en büyük cezaevlerine sahiplikle övündüğünü anımsatan Gündoğdu, “Ancak adliyeler bu kadar büyük değilken kadın cinayetleri daha azdı. Dolayısıyla siz suçu önlemeye yönelik siyasal, toplumsal ve ekonomik düzenlemeler gerçekleştirmeden sadece ceza sistemine yönelik reformlar yaparsanız, değil suçun önlenmesi, polis teşkilatının güçlendiği, yaşam ve siyaset alanının daraldığı bir faşist uygulama çıkar ortaya. Suçu önlemeye yönelik çalışmadan sadece cezaları arttırmaya yönelik çalışmalar çözüm olmaz.” ifadelerini kullandı.