2014 yılından beri "şeffaf ve denetlenebilir seçim" hedefiyle seçimlerde gönüllü çalışmalar yürüten Oy ve Ötesi her seçimde gönüllü ağını genişletti ve sandık güvenliği denilince akla gelen ilk sivil toplum kuruluşlarından biri oldu. 14 Mayıs seçimleri öncesi Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hande Turan ile çalışmalarını ve sandık güvenliğini konuştuk.
Türkiye’de oylar gerçekten çalınıyor mu?
Bu sorunun cevabını bulmak için herkesi sandık başına davet ediyoruz. Çünkü bizim dokuz senede, sekiz seçimde çalıştığımız süreçte, bulunduğumuz sandıklarda oylar çalınıyor diyebileceğimiz bir olay gözlemlemedik. Oy ve Ötesi’nin var olma sebebi de bu bilincin artırılması. Oy çalınıyor demek büyük bir iddia biz herkes gelsin sandık başında dursun, beraber şahit olalım diyoruz.
Sandık güvenliği meselesini niye bu kadar önemsiyorsunuz?
Bizim derneğimizin varoluş sebebi bu. Biz yıllarca görevi oy verip geri dönmek zannettik. Ve seçim sonuçlarını televizyonlardan izledik. Sonra bir takım olan olaylar, sıkıntılar gündeme geldi. Bizde “orada ne oluyor bakalım” dedik. Bunun hem kanununda hem de Anayasa’da yeri var. Bu hakkımızı kullanalım dedik ve ilk günden itibaren eğitimli bir şekilde sandıklarda gözlemci olduk. Biz herhangi bir siyasi partinin kazanması motivasyonuyla değil, kanun üstün gelsin motivasyonuyla sandık başına gittiğimiz için işleyişin daha da sorunsuz olmasına katkıda bulunuyoruz. Seçmenlerin bilinçlenmesinde faydalı olduğumuza partilerin de bu konuya daha fazla sahip çıkmasına katkıda bulunduğumuza inanıyoruz. Ve artık bunun ötesine geçmek istiyoruz
Ötesi nedir?
Seçimin bir de ötesi var. Vatandaş olarak seçtiklerimiz neler yapıyor. Bana neler vaad edildi, neler gerçekleştirildi. Oyu verdikten sonra takipçisi olunacak çalışmalarımız, hedeflerimiz var. Yani demokrasinin gelişmesi için neler yapabilir sorusunun yanıtlarını aradığımız hedeflerimiz ve çalışmalarımız var.
“İLETİŞİM DİLİMİZ ETKİLİ”
Oy ve Ötesi’nde gönüllü olan insanların motivasyonu ne? İnsanlar size nasıl geldi, geliyor?
Bizim iletişim dilimizin çok etkili olduğunu düşünüyorum. Tarafsızlık çok önemli bir unsur. Biz bünyesinde çok farklı siyasi düşünceleri barındıran bir grubuz. Hepinizin çok farklı siyasi düşünceleri var ama hiçbirimiz siyaset yapmıyoruz. Hepimizin önceliği hukuk, hepimizin önceliği kanun, hepimizin önceliği demokrasi. Çok kapsayıcı bir dilimiz var müşahitlerimize de bunu öğretiyoruz. Sandık başına bir parti için, kavga etmeye gitmiyoruz. Bu iletişim dilini benimseyen herkes Oy ve Ötesi’ni sevip kalıyor. Asıl unsur elbette tarafsızlık.
Sizin başladığınız 2014 yılından bu yana siyasi partiler seçim güvenliği konusunda sizce nasıl bir yol kat etti?
Sandık güvenliği birinci sıraya çıktı. Eğitime ağırlık verdiler. Sağlık güvenliğiyle ilgili herkes birtakım yazılımlar geliştirdi. Bu da çok güzel.
Seçimlerde sandıklarda gözlemci olmak isteyen biri ne yapmalı, sizinle nasıl iletişime geçebilir?
https://oyveotesi.org/ adresinden gönüllü kaydını yapıyor. Hangi il ve ilçede çalışmak istiyorsa onu seçiyor. Temennimiz herkesin bulunduğu yerde değil de daha az olduğumuz yerlerde gönüllü olmaları. Örneğin Kadıköy’de değil de Sultanbeyli’de müşahit olmaları temennimiz. Sonrasında da mutlaka ve mutlaka bir eğitimimize katılıyorlar. Eğitimde öncelikle müşahit nedir, alanı nedir, neye, ne kadar müdahale edebilir, nasıl davranması gerekir. Bunun yanı sıra başından sonuna seçim günündeki bütün süreci anlatıyoruz. Sayım yapılırken bizim müşahitlerimiz bilgili ve sakin oldukları için sınıfın en güvenilen en birleştirici, barıştırıcı bir unsuru haline geliyorlar. Seçim sonuçlandıktan sonra sayımı izledikten sonra tutanağın fotoğrafını çekip sınıftan ayrılıyorlar.
Tutanağın fotoğrafı çekildikten sonra ne oluyor?
Sonra YSK'dan gelen tutanak değerleriyle yani seçim sonuçlarıyla karşılaştırıyoruz. Birebir ölçüşüyorsa zaten sorun yok. Farklılıklar varsa, siyasi partilerin kırk sekiz saatlik bir itiraz süresi var. Bu itiraz süresi içerisinde tutanaklardaki farklılıkları onlara bildiriyoruz.
“İNSAN HATASINA AÇIK “
Bu tür durumlarla çok karşılaştınız mı?
Hayır, bu insan hatasına çok açık bir durum. 73’ün 18 görülebilmesi kadar normal bir şey yok. Tutanaklara her yerde aynı okunurlukta yazı kalitesiyle ulaşamıyorsunuz. Bu hataları siyasi partilerle paylaşıyoruz ki; seçimler sisteme doğru aktarılsın.
Oy ve Ötesi, 14 Mayıs seçimlerine nasıl hazırlandı?
Türkiye’nin her yerinde eğitim yapıyoruz. Amacımız herkesin yüz yüze eğitim alması. Eğitimlerimiz bütün siyasi partilere, bütün STK'lara, seçmenlere, tüm gönüllülere açık. Herkese “gelin eğitim alın” diyoruz. Bir yazılımız var. Kullanacağımız OCR teknolojisi ile fotoğrafı çekilen sandık tutanaklarının verileri otomatik olarak sayısal hale getirilecek. Sandıklarda görev alan gönüllülerimiz gün sonunda hazırlanacak tutanakları fotoğraflayarak sisteme yükleyecekler. Bu veriler dijital veriye çevrilecek. Böylece sahadan gelen sandık verilerini çok hızlı bir şekilde doğrulanacak. Çağrı merkezimizle seçim günü sahadaki sıkıntılara, sorunlara çözüm bulacağız. Bu sene farklı bir çalışmanın da parçasıyız. Askıda Bilet Projesi’ni destekliyoruz. Deprem nedeniyle bulunduğu illeri terk etmek zorunda kalan insanların oy kullanmak için şehirlerine dönebilmesi için başlatılan bu kampanyayı destekliyor ve katkı sunmaya çağırıyoruz.
“HER ÜLKEDE SIKINTILAR VAR”
Sandık güvenliği meselesi başka ülkelerde ne durumda? Başka ülkelerde de böyle sıkıntılar var mı?
Belki sandık güvenliği demiyorlar ama bütün ülkelerde seçimle ilgili sıkıntılar var. Mesela seçmen kağıdının dev boyutlarda olduğu ülkeler var. O kadar çok aday oluyormuş ve o ülkelerde okuryazarlık oranı o kadar düşük ki kimse neye oy verdiğini bilmiyor. Yani bu sadece Türkiye’nin konusu değil.
Seçim güvenliği kadar seçim gerginliğimiz de oluyor. Bu sorunu nasıl halledeceğiz?
Biz bir siyasi partiyi temsil etmediğimiz için oraya kavga etmeye veyahut oy verdiğiniz parti sandıktan çıksın diye gitmiyoruz. Kanun neyse ve o kanun uygulandıktan sonra çıkan sonuç neyse onu kabul edeceğiz. Eğitimlerimizde özellikle bu konun altını çiziyoruz. Oraya kampa gider gibi gidiyoruz yanımızda herkese yetecek kadar kurabiyelerimiz, çayımız, kahvemiz oluyor. Bu çok güzel bir şey ki. O kahvenin kırk yıl hatırı var mı bilmiyorum ama o sabah kahvesinin o gün için bir hatırı oluyor.
Bir senedir ülkenin tüm gündemi bunun üzerinden dönüyor. O yüzden insanların stresli olması çok normal. Ama her şeyin başı iletişim. Ve oradaki en üstün şey de kanun. Kanunun üzerinde olan bir şey yok.
Siyasi partilerin hazırlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu bizim üzerinde çalıştığımız bir konu değil. Biz seçim gündeme geldiği an hepsine bir mektup gönderiyor ve çağrı yapıyor, birlikte çalışalım diyoruz. Bizimle irtibata geçenlerle devam ediyoruz, ama kimin ne yaptığını birebir takip etmiyoruz. Bu seçimin en büyük zorluğu deprem oldu. Kayıplar, belirsizlikler bir yanda insanlar daha acılarını anlayamamışken gündemlerine seçim girdi. Evler yok, seçim verecek yer de yok. Dolayısıyla bu seçimin gündemini deprem bölgesi oluşturdu ve eminim siyasi partiler de bunun için çalışıyorlar. Çünkü herkes kayıp verdi. Mesela siyasi partilerden tanıdığımız biriyle konuşuyoruz “Kahramanmaraş'ta doksan kişiydik, on kişi kaldık” diyor. Bu korkunç bir şey. Rakamlardan konuşuyoruz ama hepsi can ve bunlar atlatılması kolay travmalar değil.
“GENÇLER MUTLAKA OY KULLANSIN”
Müşahit olmak için size başvurmayan, tüm gün sandık başında duramayacak insanlara ne gibi çağrınız veya öneriniz ne olur?
Biz tutanak topluyoruz ama tutanak göndermek istiyorlarsa bile sistemimize kayıt olmalarını rica ediyoruz. Bunun dışında okula iki termos çay, kurabiye bile çok önemli katkı. Geçen seçimde benim sandığımda bir komşumuz koridorda bir masa hazırlamış ve kurabiyeler getirmişti. Altına da “geçen seçimlerde çok beğenilmişti” diye tarifini yazmıştı. Bunun bütün binanın enerjisini nasıl değiştirdiğini tahmin edersiniz. Bu oburlukmuş gibi gelebilir ama değil, insanlarla bağlar kurmanıza yarıyor, bir tansiyon varsa onun düşmesini sağlıyor. Yani anne kurabiyelerine her zaman ihtiyacımız var.
Kadıköylü seçmenlere seçim günü için çağrınız ve önerileriniz neler olur?
İstanbul'da bomboş başka ilçelerimiz var. Kadıköy dolalı çok oldu. Ne olur Kadıköy'den gönüllü olmayın. Sizlere ilginin daha az olduğu ama eğitimli müşahite daha çok ihtiyacımız olduğu yerlere bekliyoruz. Bir de gençlere mutlaka oy verin diyoruz.