CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhan Şenatalar, Kozyatağı Kültür Merkezi’nde Kadıköylülerle buluştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhan Şenatalar, Kozyatağı Kültür Merkezi’nde Kadıköylülerle buluştu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine konuşan Şenatalar, “Bu seçim bizim için hayati önemde, geleceğimizi belirleyecek. O yüzden çevrenizi oy vermeye ikna edin” dedi.
CHP Kadıköy İlçe Başkanlığı tarafından 15 Temmuz Salı günü Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Cumhurbaşkanı Seçimi ve Parlamenter Sistem” konulu söyleşiye katılan Prof. Dr. Burhan Şenatalar, 3 adayın yarışacağı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ilk kez halkın seçimi ile cumhurbaşkanının belirleneceğini hatırlattı.
Şenatalar, cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılan adayları değerlendirirken her adayın kişiliği, birikimi ve geçmişte yaptıklarının çok önemli olduğuna dikkati çekerek, “Geçmişte yaptıkları, gelecekte yapacaklarının bir işaretidir. Bu şekilde yorumlamak yanlış olmaz. Her birinin vizyonu, projesi, hedefleri nelerdir? Çok önemli. Her biri Türkiye’yi kafasında nasıl tasarlıyor, nereye götürmek istiyor. Bunlar da çok önemli. Dolayısıyla adayların savunduğu ve temsil ettiği görüşleri ayrıntılı olarak bilmek, hem hakkımız hem görevimiz” diye konuştu.
Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hayati bir seçim olduğunu vurgulayan Şenatalar, adayların çok farklı dünya görüşlerine ve demokrasi anlayışına sahip olduğunu, birbirine benzer Türkiye tasavvurları ve hayallerinin söz konusu olmadığını kaydetti. “Avrupa’da bu tür seçimler çok büyük önem arz etmezler ancak bu seçim bizim için hayati önemde. Bu seçimler geleceğimizi belirleyecek” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Şenatalar, “Çoğu insan oy vermeyi düşünmüyor olabilir ama 10 Ağustos’a kadar ne kadar çok insanı oy vermeye ikna edersek o kadar iyi olacak. Tabii ki oy vereceğimiz isim, adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu olacak” şeklinde konuştu.
‘BAŞKANLIK SİSTEMİ KOLAYLIKLA DİKTATÖRLÜĞE DÖNÜŞEBİLİR’
Şenatalar parlamenter sistem ve cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte başkanlık sisteminin konuşulması gerektiğini dile getirerek, “Adaylardan bir tanesi başkanlık sistemini, diğerleri parlamenter sistemi savunuyor” dedi.
Parlamenter sistem ve başkanlık sisteminin her ikisinin de kuvvetler ayrılığına dayandığını söyleyen Şenatalar, “Kuvvetler ayrılığının özü aslında; yürütme, yargı, yasama hiçbiri bir diğerinin üzerinde olmamalı. Hiçbiri, diğerinin hegemonyası altına almamalı. Bunların üçü birlikte, dengeleme ve denetleme ilişkisi içinde olmalı” değerlendirmesinde bulundu.
Şenatalar, parlamenter sistemi uygulayan ülkelerde cumhurbaşkanının rolünün sınırlı olduğunu söyleyerek, “Başbakan icranın fiili başıdır. Anayasa; ‘Cumhurbaşkanı, icranın başıdır’ dese de bütçe meselesi, ekonomik program ve dış politika, başbakan ve hükümete bağlıdır” ifadelerini kullandı.
Başkanlık sistemine ABD’yi örnek gösteren Burhan Şenatalar, çeşitli araştırma sonuçlarına değinerek, şöyle devam etti:
“Başkanlık sistemi birçok ülkede, çok kolaylıkla diktatörlüğe dönüşebiliyor. Parlamenter sistem o kolaylıkla dönüşemiyor. Bunu araştıran yazarlardan bir tanesi, 1950 ile 1990 arasında çok sayıda ülkeyi incelemiş ve genel olarak şunu saptıyor: Ekonomik krizlerden sonra demokrasinin ciddi olarak tökezlediği yerler, başkanlık rejimleri. Parlamenter sistemler atlatabiliyorlar.”
“DEVLET, EŞİT UZAKLIKTA OLMAK ZORUNDADIR”
Şenatalar, Türkiye’de bugünkü anayasa ve cumhurbaşkanlığı yetkilerinin 1982 Anayasası’na ve 12 Eylül’e dayandığını belirterek, Ekmeleddin İhsanoğlu, Selahattin Demirtaş ve Recep Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşen cumhurbaşkanlığı yarışının adaletsiz olduğunu savundu.
Burhan Şenatalar, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanlığı seçimi öyle bir şekilde yazılmış ki... Benim kanaatimce bilinçli olarak öyle yazılmış. Başbakanın istifa etmesi gereği yazılmamış oraya. Başbakan dışında kimlerin istifa etmesi gerektiği yazılmış ama Başbakan yazılmamış. Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulu da ‘istifa etmesine gerek yok’ diyor. Burada etik bir sorun olduğu kesin. Şu anda Başbakanlık gücünü kullanarak propaganda yapan birisi var.”
Şenatalar, çoğulcu bir toplumda insanların, grupların, inançların farklı olmasının, kabul edilmesi gereken bir özellik olduğunu anlattı. Farklı inançları temsil eden insanların eşit olduğunu ve devletin herkese karşı eşit ya da tarafsız olması gerektiğini vurgulayan Şenatalar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devlet hepsine karşı eşit uzaklıkta olmak zorundadır. Devletin dini olmaz, bütün dinlere aynı mesafede olmak zorundadır. Etnik kökenler karşısında da ‘şu etnik kökenden geliyorsun’ diye bakmaz. Herkesin etnik kökeninin onun onuru olduğunu kabul etmek zorundadır.”
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu 20 yıl öncesinden tanıdığını da aktaran CHP Genel Başkan Yardımcısı, İhsanoğlu’nun saygıdeğer ve ciddi biri olduğunu, barıştan ve uzlaşmadan yana bir bakış açısı olduğunu ifade etti. “Aday arama ve belirleme süreci hiçbirimizi tatmin edecek kadar katılımcı olmadı, kabul edelim” diyerek özeleştiride bulunan Burhan Şenatalar, bundan sonra görevin belirlenen adayı desteklemek olduğunu belirtti.
Şenatalar, İhsanoğlu ile ilgili şunları söyledi: “Adayımız sosyal demokrat değil ama laiklikle bir sorunu yok. Muhafazakâr ama din istismarcısı değil. Dolayısıyla Erdoğan ile İhsanoğlu’nu aynı kefeye koymak çok yanlış. İkisi birbirinin zıddı demek, yanlış olmaz.”
Tüm vatandaşların oy kullanması gerektiğini aktaran Şenatalar, söyleşinin ardından kendisine yönetilen soruları yanıtladı.