Şiirsiz bir anı geçmeyen şair Sedat Umran

Sembolist şiirin son temsilcisi olan ve ‘eşyanın şairi’ diye de ünlenen Kadıköylü şair Sedat Umran ağır hasta…

01 Ağustos 2013 - 13:20
 
İkbal KAYNAR
Fotoğraflar: Kadir İNCESU

Hep sanatçılar öldükten sonra anma günleri yapılır, ne denli iyi bir yazar, müzisyen vs. olduğu söylenir ya, ben 2008 yılında henüz sağken gereken değeri vermek için “Şiire Adanmış Bir Ömür: Sedat Umran” (Kartal Belediyesi Kartalite Yayın) adında bir biyografi kitabı hazırlayarak kendimce bir görevi yerine getirmiştim. Ah şu popüler kültür hastalığı yok mu, şiir kitapları kaç basım yapmış, lise ders kitaplarına şiirleri girmiş bu değerli insanı, Sedat Umran’ı, şiir hastaları dışında kaç kişi bilir acaba…
Şiirle yatan, şiirle kalkan, şiir okumak, şiir yazmak için belediye otobüsüne binip Kanlıca’ya, Anadolu Hisarı’na, vapura binip Adalar’a, Gemlik’e gidendir o. Şiirin okunmadığı, yazılmadığı bir yer yoktur, çünkü şiir her an gerekli olandır Sedat Umran için. Yanına yaklaşıp masasına oturduğunuzda elinize, yüreğinize şiirler tutuşturur. Ama bunlar pek alışık olmadığımız şiirlerdir. En olmayacak yerden bizi gözetleyen delikler, içine kapanıp dünyayı unutan kutular, ağızlarını hiç açmayan zamklar, sıkıldığı zaman hüngür hüngür ağlayan süngerlerde can bulan şiirlerdir bunlar. Altı yıl süren evliliğinde bile kendi nikâh şahidini çocuk parkında şiir yağmuruna tutup nikâhına yarım saat geç kalan Sedat Umran ne yazık ki şimdi çok hasta. Kendisine Kayışdağı’ndaki Darülaceze’yi mesken edinmişti, orada mutlu olduğunu söylüyordu. Şimdi tedavisi Süreyya Paşa Hastanesi’nde sürüyor. Dileriz ki şiir aşkına iyi olur, eşyaları şiirsiz bırakmaz.
 
KADIKÖYLÜ ŞAİR SEDAT UMRAN
Kimdir Sedat Umran, tanımayanlara ve duymayanlara bilgi vereyim.
1926 yılında Erenköy’de doğan Sedat Umran’ın çocukluğu da Sait Paşa’nın Erenköy’deki köşkünde geçer. Şiir yazmaya okuduğu Kadıköy 3. Ortaokul’dayken başlar. Bir gün dayısının verdiği harçlıkla Sühulet Kitabevi’nden Ahmet Haşim’in Göl Saatleri adlı şiir kitabını almasıyla içinde şiire karşı muazzam bir sevgi ve istek belirir. Merdiven, Karanfil gibi şiirleri hemen ezberler. Büyükbabasının elinde olan Nâzım Hikmet’in 835 Satır kitabındaki şiirleri de okur. Haydarpaşa Lisesi’nden sonra Alman Filolojisi’ni bitirir ve uzun yıllar İzmit’te bir Alman fabrikasında tercüman olarak çalışır. Adorno’dan tutun, Nietzsche’ye, Rilke’ye kadar birçok çeviri yaparak edebiyatımıza güzel kitaplar kazandıran Umran’ın Behçet Necatigil, Sezai Karakoç, İlhan Berk, Celal Sılay gibi usta şairlerle arkadaşlığı da olur.
Eserleri: Meş’aleleri Gittin Taş Atarak Denizlerime, Kara Işıkdak, Parmak Uçlarımdaki Yangın, Aynada Gün Doğumu, Altın Eşik.
 
SEDAT UMRAN’DAN SEÇMELER
Ustanın “Kırık Ayna” ve “Sünger” şiirleriyle biraz gülümseyelim yaşama. Kendisine de acil şifalar dileyelim ki şiirler öksüz kalmasın…
 
Kırak Ayna                         
Beni çoğaltmak için
Bin parçaya böldün
Bir aynaydım
Kırıldım sana

Sünger
Beni çok sıkmayın
Ağlarım hüngür hüngür
Ben üzüntüsüz yaşayamam
Bin bir gözüm var
Her biri bir dünya görür

Kadıköylü yazar-şair Sedat Umran için      
Kentin üzerine karalığın çöktüğü, Bostancı Tren İstasyonu ve çay bahçesinin loş ışıklarının yandığı an beyaz saçlarıyla hemen fark edilirdi Sedat Umran.
1926 doğumlu, Haydarpaşa Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dil ve Edebiyatı mezunu. 40’ın üzerinde kitabı var.
Kitapları, defterleri, kâğıdı ve kalemiyle adeta masaya kapaklanmış, şiirle kucaklaşan bir güzel ve yalnız adamdı Sedat Umran. Dili geçmiş kullanıyorum çünkü uzun zamandır rastlaşmıyoruz. Osman Serhat Erkekli ondan bahsetmese nerede olduğundan bile haberimiz olmayacaktı. Bir ara KASEV’de, daha sonra Darülaceze’de kalmıştı usta edebiyatçı, ağabeyim Sedat Umran. Osman Serhat “Soluk almada zorlanıyor, Süreyyapaşa’da Sanatoryumu’nda” mesajını atınca durumun ciddiyetini anladım. İkbal Kaynar bir “Sedat Umran” kitabı hazırlayıp armağan etmişti bana. Arşivimden de onun “Kırık Ayna” kitabını tanıttığım bir yazıya uzanıverdim. Yıl 2003, Kadıköy…
Ve onun çokça sarıldığı şiirlerinden birkaç dize döküldü dudaklarımdan…
 
5 Temmuz 2013…
…….
Gözlerin gözlerime değince
Sevincin ortasındayım acıya teğet
Körelen duygum aşkınla bilmece
İçimde dört mevsim/ dört bahçe
…….
Haydi Sedat Umran bırak mamayla beslenmeyi, oksijen tüpünü. Senin gıdan da havan da şiir. Daha yaşanacak çok mevsimler var…

ARŞİV