Acıbadem’de 11 kişinin yaralandığı metrobüs kazasının ardından konuştuğumuz Doç. Dr. İsmail Şahin, “Yüksek yolcu talebini karşılamak için yapılan yüksek sefer sıklığı kaza riskini arttırıyor” diyor
Erhan DEMİRTAŞ
Zaman zaman yaşanan metrobüs kazalarına bir yenisi daha eklendi. 23 Eylül Cuma sabahı Acıbadem’de yoldan çıkan metrobüs, D-100 karayoluna girerek yolda seyreden araçların üzerine uçtu. 11 kişinin yaralandığı kazada onlarca araç ise hasar gördü. Olayın ilk saatlerinde kazanın nedeni anlaşılamazken, kamera görüntülerinin ortaya çıkmasıyla durum netleşti. Görüntülerde yolculardan Murat A.’nın metrobüs hareket etmeden önce metrobüs şoförü Recai Türkoğlu ile tartıştığı görülüyor. Diğer yolcuların araya girmesi ile sakinleşen Murat A. metrobüs seyir halindeyken elindeki şemsiye ile şoföre vuruyor. Aldığı darbelerle yere yığılan Recai Türkoğlu direksiyon hâkimiyetini kaybedince metrobüs yoldan çıkarak diğer araçlara çarparak durabiliyor.
SALDIRGAN TUTUKLANDI
Şoföre şemsiyeyle saldırdığı gerekçesiyle gözaltına alınan Murat A. tutuklandı. Metrobüs şoförü Recai Türkoğlu’nun da ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığı öğrenildi.
ŞANS ESERİ KURTULDUK
Kazanın görgü tanıklarından ve kazayı bire bir yaşayan servis şoförü Nurettin Tokaç, şans eseri hayatta kaldığını belirterek, kaza anını gazetemize şu sözlerle anlattı: “Sabah saatleri olduğu için yoğun bir trafik vardı. Bütün araçlar birinci viteste ilerliyordu. Havaya bir aracın fırladığını gördüm. Saniyeler sonrasında da bir patlama meydana geldi. Arabaların camları patlıyordu. Metrobüs önümdeki araca vurunca ben direksiyonu sağa kırdım. Ölümlerin olmaması tamamen tesadüf ve şans.”
KAZALARIN SEBEPLERİ NELER?
İstanbul’un toplu ulaşım sistemine 2007 yılında dâhil edilen metrobüs sisteminin, güvenli, rahat ve hızlı bir ulaşım ağı sağlayacağı öngörülüyordu. Ancak İstanbul’un nüfus yoğunluğu ve artan talepler karşısında metrobüslerdeki doluluk oranı her geçen gün arttı. Günün her saatinde kapasitesinin üstünde yolcu taşıyan metrobüsler son yıllarda onlarca kazaya neden oldu. Peki, bu kazaların esas nedeni ne olabilir? Bu sorunun yanıtını Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. İsmail Şahin ile konuştuk.
“KAPASİTENİN ÜSTÜNDE ÇALIŞIYOR”
Metrobüs sisteminin ilk açıldığı gün kapasitesini doldurduğunu ifade eden Şahin’e göre, yolcu talebi her geçen gün arttığı için yolculuk sırasındaki hizmet düzeyi gün geçtikçe azalıyor. Vatandaşların başka bir ulaşım alternatifi olmadığı için metrobüsü tercih ettiğini belirten Şahin, “Yeni bir toplu taşıma sisteminin türüne karar verilirken, hizmet vereceği koridorda gelecekte ortaya çıkması beklenen yolcu talebi tahmin edilir. Sistemin sunabileceği kapasite gelecekteki talebe uygun olmalıdır. İstanbul metrobüsü bu yaklaşımdan uzak biçimde gerçekleştirildi. Fizibilite raporu bulunmayan sistem el yordamıyla yapılmış, talep-kapasite dengesi daha baştan kurulamadı. Her geçen gün artan talebe karşın, kapasite artışı yapılamadı, çünkü sistem kapasite sınırının üzerinde çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Son yıllarda meydana gelen metrobüs kazalarını da değerlendiren Şahin, “Metrobüsün hizmet verdiği D-100 ve O-1 karayolları yolculuk talebinin en yüksek olduğu koridorlardan biri haline geldi. Metrobüsün kademeli olarak Beylikdüzü–Söğütlüçeşme arasında hizmet vermeye başlamasıyla, koridorda bulunan çok sayıda geleneksel otobüs hattının hizmeti sonlandırıldı. Böylece metrobüs için önemli bir talep kaynağı üretildi. Koridordaki yüksek metrobüs talebini karşılamak için çok sayıda körüklü otobüs işletilmek zorunda. Zirve saatlerde neredeyse her 20 saniyede bir otobüs kaldırılıyor, 2-3 otobüslü konvoylar terminal istasyonlarından sefere başlatılılıyor. Yüksek yolcu talebini karşılamak için yapılan yüksek sefer sıklığı kaza riskini arttırıyor” dedi.
“KAZA POTANSİYELİ YÜKSEK”
Otobüsler arasındaki takip mesafesinin de kısa olması ve her bir otobüste bir sürücünün bulunmasının da riski arttırdığını dile getiren Şahin, “Hareket halinde veya istasyonlarda peş peşe sıralanmış körüklü otobüsleri görenler, bunları bir tren dizisine benzetiyor. Sadece bir gidiş ve bir geliş şeridi bulunan koridorda yüksek yolcu talebine hizmet vermek için koşan otobüsler ve sürücüler yorulmakta, dar platformlarda otobüs bekleyen ve dolu gelen otobüslere binmeye çalışan yolcular da kaza riskini arttırıyor” şeklinde konuştu.
“Özellikle sabah ve akşam saatlerinde metrobüs seferleri hem sürücüler hem de yolcular bakımından stres altında yapılmaktadır” diyen Şahin, yolculuğu koşturma içinde geçen yolcuların daha sinirli hale geldiğini belirtiyor. Şahin, “Yolcular dolu gelen otobüslere sıkışarak binmeye çabalamakta, sürücüler kapıları bir an önce kapatıp öndeki otobüsü yakalamaya ve istasyonda arkadan gelen otobüse yer açmaya çalışıyor. Metrobüsteki yolculuk süreci tam bir koşturmaca içinde geçmektedir. Bu işletim tarzında kaza potansiyelinin yüksek olması kaçınılmazdır” uyarısında bulundu.
“Ulaştırma hizmetlerinin sunulmasında topluma hizmeti esas alan politikalar benimsenmeli” diyen Şahin, “İstanbul’un yönetiminde karar verici konumunda olanlar keşke büyük ölçekli karayolu yatırımları yerine, doğru seçilmiş toplu taşıma projelerine öncelik vermiş olsalardı; şimdi bambaşka bir kentte yaşıyor olabilirdik” dedi.
ŞOFÖRLERE KABİN ÖNERİSİ
Kadıköy Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Meclis üyesi Mesut Kösedağı, Avrupa’da olduğu gibi şoförü yolcudan ayıran kabinlerin yapılması önerisinde bulundu. İBB Meclisi’nde konuşan Kösedağı, metrobüslerin yeterli teknik bakımdan geçmediğini belirterek, “Metrobüslerin seferleri bittikten sonra kapsamlı bir araştırma yapılmasını talep ediyoruz. Böylece boşalan frenlerden, kilitlenen direksiyonlardan oluşan kazaların önüne geçmiş oluruz” dedi. Metrobüs şoförlerinin özel sürüş eğitimiyle, ciddi bir psikolojik ve halkla ilişkiler eğitiminden geçirilmesi talebinde bulunan Kösedağı, “Metrobüs yolları çok dar, bir şoförün sürekli olarak o yolları kullanması kolay değil. Bu yüzden metrobüs şoförlerine özel eğitim verilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu. Metrobüs yolunda hız limiti uygulaması getirilmesi gerektiğini savunan Kösedağı, “Bunların hepsinin dışında İstanbul’un trafiğini kurtaracak tek çözüm raylı sistemdir. Tekerlekli araçların İstanbul trafiğini çözme şansı yoktur. O yüzden Bakanlık ve İBB ile birlikte ortak bir çalışma başlatıp, metrobüs güzergahının durdurulup, metro güzergahına alınmasını talep ediyoruz” diye konuştu. Bu arada, İETT İşletmeleri Genel Müdürü Arif Emecen, şoför kabinlerinin yeniden dizayn edilmesi talimatını verdi.