Soma: Bir Derin Yara

301 madencinin yaşamını kaybettiği Soma faciasının adından CHP Kadıköy İlçe örgütü 15 kişilik bir heyetle Soma’ya gitti. Soma Kınık merkez ve köylerinde incelemeler yapan Kadıköy CHP İlçe Başkan Yardımcısı Ali Narin, Soma izlenimlerini kaleme aldı.   

10 Temmuz 2014 - 16:01

Ülkelerin tarihinde doğal afetler ve insan hatalarına bağlı doğal afetlere yakın olaylar, büyük yıkımlara sebep olur. Ülkemizde ve dünyada bu ve buna benzer olaylarla, neo-liberal politikalarla birlikte çok sık karşılaşıyoruz.
Soma’daki faciada hayatını kaybeden madenci ailelerine maddi ve manevi yardımı yapmak öncelikli olarak devletin görev ve sorumluluğu. Bizler vicdanımız sızladığı için madenci ailelere yardım etmek sorumluluğu ile yola çıkarak Soma Kınık merkez ve köylerinde 20 aileye ulaşabildik.
Eşlerini kaybeden kadınlara, oğullarını kaybeden analara yardımlarımızı ulaştırmayı hedefledik. Aileler kalabalık ve anne-baba, oğul-gelin aynı evi paylaşıyorlar. Maden faciası can kaybı sonrası gelinler ve aileler arası tartışma ve anlaşmazlıklar artmış. Tazminatlar, diğer hak ve yardımların paylaşımı aile bağlarını kırmış.
Girdiğimiz ilk evde 17 yaşında 40 günlük hamile iken eşini madende kaybetmiş bir gelinle karşılaşıyoruz, ürkek utangaç ve çekingen, o bizimle içerde oturmuyor, onun adına odada anne ve babası ile gelinin gelecekte ne yapacağını konuşuyoruz; sonuç çocuğu doğuracak, bakacak büyütecek. Eşini kaybeden bu genç kadının duygularını öğrenemeden evden ayrılıyoruz.
Girdiğimiz evlerin çoğunda gelinlerle, anne babalar arasında sorunlar var. Kiminde “gelin anne evine dönecek” kiminde “gelin zaten madende eşini kaybeden kocadan ayrılacaktı” diyorlar.
Madende eşini kaybetmiş 2 çocuk annesi H.’nin evindeyiz, bahçeyi suluyor, kayınvalidesi ile oturuyor, bizleri görüyor şaşkın telaşlı, geliş nedenimiz anlayınca gözleri doluyor. Bahçede oturacak bir sandalye dahi yok, yokluğu anlatacak kelimeler ise çok. Çocuklardan birini göremeyince nerede diye soruyoruz, “kuran kursuna gitti” yanıtı geliyor.
Başka bir köye doğru yol alırken madenden vardiyasından erken çıkarak kurtulan H. ile sohbet ediyoruz. H. ve oğlu bizimle beraberler. Bir ara çocuk bana “paramı dağıtıyorsunuz diye soruyor, hayır yardım yapıyoruz” diyorum. “Keşke benimde babam ölseydi bana da para verirdin” diyor…
Ön koltukta oturan H. ile tekrar sohbete başlıyoruz;
“Neden maden, başka iş yok mu?” diye soruyoruz. “Eskiden tütün ekerdik 4-5 bin lira maliyeti olurdu, 9-10 bin liraya satardık bizi geçindirirdi, artık tütün para kazandırmıyor. Maliyeti 7-8 bin tutuyor. Bizden aldıkları fiyat düşük kalıyor, sonra kota da ayrı bir sorun” diye cevaplıyor.
“Hayvan yetiştirin, hayvancılık yapın” diyorum.
“Saman ne kadar pahalı haberiniz yok tabi” diyor, hayvan sadece kendi süt ihtiyacı için tek tük bakılıyor. Buralarda öyle fabrika da yok. Bizim madenden başka gidecek işimiz kalmadı” diyor.
İçerdeki kalan maaşları da yarım ödenmiş, tam ödenmemiş.
Öğle sıcağı Yaylaköyde’yiz, toprak yoldan 15-20 dakika yürüyoruz, madende 26 yaşında oğlunu kaybetmiş, anne ve oğlu ile selamlaşıp içeri giriyoruz. Anne durgun ve şaşkın. Ailenin yaşadığı evi ve koşulları görünce bir kez daha eziliyoruz. “Başka iş bulamadı mecbur gitti oğlum madene” diyor. “Aha yarın bu da mecbur kalırsak gidecek” diyerek diğer oğlunu gösteriyor.
Kınık merkeze dönuyoruz. 28 yaşında eşini kaybeden ailenin evindeyiz, bahçedeki ağacın gölgesinde oturuyoruz, “diri diri gömdüler kardeşimi” diyor. “Çalıştığımız şirket bize öğle yemeği parası 2 lira veriliyor 2 liraya ne yersin” diyor, ayrıca 10-12 saat olan çalışma süresinden bahsediyor.
Çocuklar pervane gibi etrafımızdalar. “Madende hayatını kaybedenin eşi nerede?” diye soruyoruz küçük bir kız “ben de kızıyım kızı” diyor gülerek. Ailelere yapılan yardımların şekli yeni sorunlara neden olmuş durumda. Babasını kaybeden çocuklara ulaşan oyuncak Barbie bebekler arabalar ve uçaklar bisiklet bu çocukları popüler kılmış, diğer çocuklar ise daha içe kapanık ve durgunlar.
Bir bisiklete sahip olmak için babalarının ölümüne razı olacak psikolojideler. Bu çocuklar 5-6 ay sonra nasıl bir psikolojiye sahip olacak?
Tüm dinleyip gördüklerimiz, evlerdeki yoksulluk, insanların sahipsizliği, kadının adının olmaması, eşlerin anaların ve çocukların travmalar,ı Soma Kınık’da facianın sadece madende değil Soma’nın köylerindeki evlerde de devam ettiğinin kanıtıdır.
Anadolu’da ve dünyada birçok köy, kasaba, ilçe ve il, adalet ve eşitlik ilkesini yitirmiş devlet zihniyetleri ile facia yaşıyor.    
                                                                                                                     

ARŞİV