Soner Yalçın ‘büyük oyunu' anlattı…

Gazeteci-yazar Soner Yalçın, 20 Nisan Cumartesi günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde Kadıköylüler’le biraraya geldi.

24 Nisan 2013 - 15:27
 
Büşra TANRITANIR
 
Odatv davasında 682 gün tutukluluğun ardından özgürlüğüne kavuşan gazeteci-yazar Soner Yalçın, 20 Nisan Cumartesi günü Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir konferans verdi. Konferansın düzenlendiği Büyük Salon, tamamen doluydu. Konferansta konuşan Yalçın, son dönemlerde yaşadığı olayları dinleyicilerle paylaştı: “En yürekli aydınlarımız için burada konuşuyorum ve konuşmaya devam edeceğim. Gözaltılar, tutuklamalar olmadan önce evinde oturan, yazı yazan, kitap yazan biriydim. Beni, aslında hepimizi evlerden çıkarttılar. Buraya getirdiler. Mücadele için birlikte olmaya başladık. Şimdi Anadolu’ya gittiğimde beni görünce insanlar, ‘Soner Bey televizyona da çıkın. Televizyonda da konuşma yapın’ diyorlar. Ben de diyorum ki, ‘Tamam yapayım da beni çağırmıyorlar.’ Medya, bizim hakkımızda söylemediğini bırakmadı. Ama insan en azından ‘bu insan 2 yıldır cezaevinde çıkıp bir şeyler söyleyebilir’ demeli. Gazetecilik namusu, ilkesi gereği bunu yapması gerekiyor. Beni, bizi televizyona çıkartmak istemeyenlerle; bizi, beni cezaevine atanlar aynı zihniyette.”

‘2 TÜR GAZETECİ VAR’
Yalçın, Türkiye’de 2 tür gazeteci olduğunu belirterek,   “Bunlardan biri-kibarca söylüyorum-başarı odaklı gazeteci. Bunlar için gazetecilik bir araç. Neyin aracı? Zengin olmanın aracı, bir statünün aracı… Bunlar para pul için her şeyi yapıyorlar. Bunları gazetelerde, televizyonlarda görüyorsunuz. Vicdanını şeytana satmış gazeteciler. Bir de gerçeğe odaklı gazeteciler var. Bunlar gerçeğe, hakikate aşkla bağlıdırlar. Ucunda ne olursa olsun, işsiz kalmak, hapis yatmak, karanlık kuytularda katledilmek... Bunlar mutlaka gerçeği halka ulaştırmak ister. Gerçeği yazan gazeteciler, kimsenin etkisine girmezler. Ne bir iktidarın ne de bir cemaatin… Düşünsel bağımsızlıklarını sonuna kadar korurlar. Satın alınamazlar. İş gerçeğe dayanırsa kimseyi de tanımazlar. Gerçeğe aşkla bağlı gazeteciler şunu çok iyi bilirler: ‘Başarı ölümlüdür. Ama gerçek ölümsüzdür.’ Türkiye tarihine baktığınız zaman birkaç gazeteciyi anımsarsınız. Bunlar gerçeğe odaklı gazetecilik yapmış insanlardır. Diğerlerini hiçbir zaman hatırlamazsınız. Fakat gerçek çok tehlikelidir. Ancak böyle davranacağım deyip hayata geçiremiyorsunuz. Bir acıyla karşılaşıyorsunuz. Ama iş sonuçta kişiliğe dayanıyor” dedi.

AYDINLIK BİR TÜRKİYE İÇİN
Yalçın, yeni bir Türkiye’nin kurulmasının herkesin elinde olduğunu küçük bir yüzdenin bile her şeyi değiştireceğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Yeni bir Türkiye kurulur, yeter ki siz o güçte hissedin kendinizi. Yüzde 5, yüzde 4, yüzde 3 her şeyi değiştirir. Ben bunları tarihe bakarak söylüyorum. Şu an bir rüzgâr esiyor. O rüzgarı ters çevirmek için örgütlenin” dedi.

ARŞİV