“Sosyal hakka ulaşmak imkansız”

Salgınla beraber işsizlik, yoksulluk ve bununla birlikte intiharların da ciddi oranda arttığını söyleyen Sosyal Haklar Derneği’nden Avukat Deniz Özen, “Esnafın, işsizlerin, emekçilerin kredi kartı faizleri silinmeli, kredi borçları ertelenmeli, kiracılara kira yardımı yapılmalı” çağrısında bulundu

06 Mayıs 2021 - 09:10

Korona virüsü salgını ile mücadele tedbirleri kapsamında alınan tam kapanma kararı 29 Nisan Perşembe günü başladı. 17 Mayıs’a kadar sürecek kısıtlamalar kapsamında birçok işyeri kepenk indirirken, sigortasız günlük işlerde çalışan milyonlarca vatandaş bu süre zarfında işe gidemeyecek. Tam kapanmada ihtiyaç sahibi ailelere hane başı verilen bin liralık nakdi yardım bin 100 liraya çıkartılırken, açıklanan destek paketine göre, esnafa sağlanan bin liralık kira yardımının süresi de bir ay daha uzatıldı.

Yapılan araştırmalar ve raporlar salgının Türkiye’deki yoksulluğu derinleştirdiğini ortaya koyuyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK AR), geçtiğimiz aylarda “Dünyada ve Türkiye’de Covid-19’un Sosyal ve Ekonomik Etkileri ile Mücadeleye Ayrılan Kaynaklar” adlı bir rapor yayınladı. DİSK AR’ın IMF verilerine dayanan raporuna göre, Covid-19 ile mücadeleye ayrılan nakit kaynak ve destekler büyük önem taşıyor. Düşük ücretli işçiler, yarı zamanlı, kayıt dışı çalışanlar ile mülteciler ve kadınlar Covid-19’un yarattığı eşitsizliklerden çok daha fazla etkileniyor. Özellikle kayıt dışı çalışan işçiler Covid-19’a karşı çok daha savunmasız.

“NAKİT DESTEKLERİN EN AZ OLDUĞU ÜLKE”

Peki Türkiye milli gelirinin ne kadarını korona virüsü ile mücadeleye ayırdı? Raporda yer verilen bilgilere göre, salgınla mücadeleye dünyada en az nakit desteği ayıran iki ülkeden biri olan Türkiye, Covid-19 ile mücadeleye milli gelirinin sadece yüzde 1,1’i düzeyinde nakit destek ayırdı. Türkiye, Covid-19 döneminde yapılan nakit harcamaların toplam ekonomik ve mali desteklere oranında yüzde 11 ile son sırada yer aldı. Rapora göre, Türkiye’deki toplam ekonomik desteklerin yüzde 89’u işletmelere, şirketlere ve bankalara sağlandı.

Raporda ayrıca şu bilgiler paylaşıldı: “Türkiye’de yapılan toplam 42,8 milyar TL’lik nakit desteğin 35 milyar TL’si işsizlik sigortası fonundan, yaklaşık 6,4 milyarı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonundan ve 2 milyar TL’si ise bağış kampanyasından sağlanmıştır. Böylece Türkiye tarafından yapılan nakit desteklerde bütçeden doğrudan ayrılan kaynak söz konusu değildir.”

“KOŞULLAR AĞIRLAŞIYOR”

Sosyal Haklar Derneği tam kapanma kararının alınmasının ardından bir açıklama yaparak tam kapanma süreci boyunca ihtiyaç sahibi vatandaşlara temel gelir desteği sağlanması çağrısında bulundu. Sosyal Haklar Derneği’nden Avukat Deniz Özen ile salgınla geçen bir buçuk yılın ardından Türkiye’de sosyal haklara erişiminin hangi düzeyde olduğunu konuştuk. Pandemi koşullarının toplumun geniş kesimleri açısından giderek ağırlaşan koşulları da beraberinde getirdiğini söyleyen Özen, “Birçok sosyal hakka ulaşmak imkansız hale geldi. İşsizlik, yoksulluk ve bununla birlikte intiharların ciddi oranda arttığı görülüyor. Hastanelerin pandemi hastanesi ilan edilmesi sebebiyle birçok yurttaş olağan sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor, tedavileri için özel hastanelere gitmek durumunda kalıyor. Aşıya erişim belirsizliği ise hala sürüyor” dedi.

“Türkiye’nin pandemi döneminde yurttaşlarına verdiği destek, Meksika’dan biraz fazla, Hindistan ve Suudi Arabistan’dan ise biraz az” diyen Özen, “Sağlık dahil doğrudan ve karşılıksız nakit destek ve harcamaların oranı yüzde 1,9 iken, ‘kredi, borç ve bankalara sağlanan finansal desteklerin’ yüzde 9,4 oranında olduğunu görüyoruz. Bu tabloda, devletin yurttaşlara destek olmak yerine onları borçlandırdığını ve kısıtlı kaynakların yurttaşların refahı yerine şirketlerin güçlü bir şekilde ayakta kalmaları için kullanıldığını gösteriyor” dedi.

“İŞÇİLERE AŞI ÖNCELİĞİ TANINMALI”

“Covid-19 pandemisi araçsallaştırılarak ülke genelgeler ve talimatlarla yönetilmeye başlandı” değerlendirmesini yapan Özen, şöyle devam etti: “Hak ve özgürlükleri kısıtlayan bu genelgeler, idarenin ve kolluğun keyfi uygulamalarını da beraberinde getirdi. Oysa ki anayasamızda salgın hastalık halleri için de olağanüstü hal öngörülmektedir. İktidar, salgın hastalığa bağlı olağanüstü hali vatandaşlara düşen hak sınırlaması boyutuyla fiilen uygularken, bu açıdan hukuken kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmekten ise kaçınmıştır.”

Özen, şu taleplerde bulundu: “Çalışmak zorunda bırakılan işçilere aşı önceliği tanınmalı, tam kapanmada halk sağlığı için toplumun bütün kesimleri, yaş ve risk grubu ayırt edilmeksizin yaygın şekilde aşılanmalı. Çocuğu bakım kurumlarına ve okula gidemeyen zorunlu sektör çalışanlarına ücretli ebeveyn izni verilmeli. Suda 10 metreküpün, elektrikte 230 kilowatt saat ve doğalgazda da 150 metreküpün (yaz saati uygulaması esası ile) altındaki faturalar tahsil edilmemeli. Esnafın, işsizlerin, emekçilerin kredi kartı faizleri silinmeli, kredi borçları ertelenmeli, kiracılara kira yardımı yapılmalı.”

“TEMEL GELİR UYGULAMASI BAŞLATILSIN”

Derin Yoksulluk Ağı da 17 günlük kapanma sürecinin, günlük ve güvencesiz çalışanlar üzerinde ağır etkileri olacağını vurgulayarak merkezi yönetimi ve yerel yönetimleri harekete geçmeye davet etti. En az bir yıl süreyle ailelerin temel hak ve ihtiyaçlarına erişimlerini garanti altına alacak temel gelir uygulaması başlatılmalı” çağrısında bulunan Derin Yoksulluk Ağı taleplerini şöyle sıraladı:

●           Pandemi döneminde düzenli geliri olmayan kişilerin fatura ödemeleri için af çıkarılsın.

●           Uzaktan eğitime erişemeyen çocukların yaşadığı mahallelerde çocukların EBA sistemine ulaşabilecekleri teknolojik altyapı sağlansın.

●           Kapanma döneminde çocukların evde zaman geçirebilecekleri eğitim ve oyun materyallerine erişimleri sağlansın.

●           Temiz suya erişemeyen ailelere haftalık olarak temiz su verilsin.

●           Acil bakım gerektiren kişilere (engelli, yatalak vb.) acil sağlık ekibi yönlendirilsin.

●           Covid-19 pozitif aileler izlenerek bu kişilere iyileşme sürecinin gerektirdiği beslenme koşulları sağlansın.

●           Pandeminin ilk dönemlerinde güvencesiz çalışan kişilere bir devlet bankası tarafından verilen kredilerin ödemeleri, kriz sona erinceye kadar ceza ve faiz olmaksızın dondurulsun.

●           Düzenli geliri olmayan ailelerin sağlıklı beslenmeleri için yeterli nitelikte gıda, bebek bezi, bebek maması, kadın pedi, temizlik malzemeleri, cerrahi maske gibi temel ihtiyaçlar ulaştırılsın.


ARŞİV