SOSYAL TASARIM GÜNCESİ

Fair Play – Dürüst Oyun

22 Mart 2012 - 10:52

Çocuklar küçük yaşlardan itibaren bir oyun furyasının içine dahil olurlar. Önceleri her buldukları objeyi oyuncak yaparlar, sonrasında kendilerine oyuncaklar verilir, ardından oyuncaklarla birlikte oynayabilecekleri ortamlar oluşur. Arkadaşlarıyla oyuncakları paylaşmaları, evde kardeşleriyle birlikte oynamaları üzerine teşvikler yapılır. Çocuk bu deyip, gösterdiği birçok farklı reaksiyona dengeli şekilde davranmak için özel çaba gösterilir. Oyuncağı arkadaşı tarafından alınan, kullanılan çocuğun bağırış ve sızlanmaları üzerine ebeveny tarafından adil bir yaklaşım süreci yaşatılmaya gayret edilir.

Bunlar oyunun ilk adımlarıdır. Oyunlar zamanla yerini karşılıklı mücadeleye bırakır, bir bakarsınız ki bir yarışın içerisinde yer almaya başlamışsınız. Hep bir kazanan olduğu gibi kaybeden de vardır bu yeni oyunda...
Kazanmak ve kazanma sevincini yaşamak güzel görünür, kaybedenler içinse başka bir süreç vardır; hazmetmek ya da azmetmek. Biri azmederek çıtayı yükseltince, karşı taraf da yükseltmek durumundadır. Sonra kendisini bu çıtalar arası mücadelenin tarafı diye sayan izleyicileri ortaya çıkar. Onlar kazanan kimlikle bütünleşmeyi seçerler, “kazansa da kaybetse de” diye bağlanırlar. Bu bağ taraf olanlarla, oyunu oynayanlar arasında herkesi bambaşka bir yere götürür. Oyunun kuralları, taraftar olanları da bağlamaya başlar.
İşte bu çocukluktan gelen hikayenin vardığı noktada, çıtayı yükseltirken o çıtanın etrafında birleşenlerin bağlı olduğu ya da talep edildiği kurallar zincirinin en naif halkasından Fair Play-Dürüst Oyun yapısında etki eden bir kuruluş olan International Fair Play Committee’ den (Uluslararası Dürüst Oyun Komitesi) söz etmek istiyorum.
UNESCO tarafından 1963 yılında Paris’te kurulan komite, dürüst oyunu teşvik etme amacı gütmekte. Ulusal ve uluslararası organizasyonların içerisinde spor, eğitim, profesyonel oyuncular, bu oyuncuları eğiten direktörler, antrenörler ve koçların davranışlarının içeriğine bakıyor. Bu haliyle komite, dürüst oyun kavramının yayılmasında eğitsel bir yapıyı ortaya koymakta. 1965 yılında ilk fairplay ödüllerini veren kuruluş, yıllar içerisinde bu çıtayla ilgili algıyı topluma ve oyunların içeriğine yaymak için çaba sarf etmeye devam etmiş. Bir kavram olarak algılanmasının yanında, bunu eyleme dönüştürme çabası gerçek etkiyi yaratıyor.
Komite’nin üyesi olduğu uluslararası spor müsabakaları ile ilgili organizasyonlar, oyunlarının içerisinde komitenin getirdiği yaklaşımları sorguluyor ve uygulanmasına teşvik ediyor, FIBA-FIFA-AIPS-ICSSPE-IRB-FILA bu kuruluşlardan. Bu yıl 27-28 Nisan 2012’de Uluslararası Fair Play Ödülü sahibini Macaristan’da düzenlenecek organizasyonla bulacak.
Gençlik olimpiyatları kapsamına da dahil olan kuruluş, fair play yaklaşımını genç yaşlarda futbolculara ve izleyicilere aşılamayı hedefliyor.
Kuruluşun 80’li yıllardan bu yana artarak devam eden etkisini, birçok sporsever ve oyuncu hissetmiş durumda. Her organizasyonda mutlaka bir fair play davranışa rastlanabiliyor. 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Alpay Özalan’a verilen Fair Play ödülü belki de Türk toplumu olarak karşımıza çıkan önemli örneklerden biriydi. Bir çok oyuncu ve izleyici ile bu örnekler, ülkemizde ve dünyada yaşanmaya devam ediyor.
Kültür farklılıkları ve yöresel dinamikler fair play kapsamına ciddi anlamda etki ediyor. ABD’den yayınlanan super bowl karşılaşmasında izleyicilerin kalitesi ile oyuncuların mücadeleci yapısına baktığımızda bu denge bizleri şaşırtabiliyor.
Fair Play’in dengeli biçimde tahsisinde kurumların sorumluluğu denilen ise yine birey sorumluluğu. Kurumları temsil eden bireylerin ve içerisinde görev alanların davranışları, beyanları aynı zamanda eylemleri, bir bütün olan bu anlayışa etki ediyor. Müsabakalar içerisinde oyuncular kadar teknik heyetin ve kadrolarının, resmi ve özel güvenlik güçlerinin, o kapsamda görevli tüm personelin bireysel sorumluğu var. Fair Play nasıl bir kişinin davranışı ile ortaya konuluyorsa, aynı şekilde bireysel sorumluluğunu unutup heyecanına yenilen bir görevli tüm kitlenin tam da istenilenin tersi yönde bir yönde davranmasına neden olabiliyor.
Fair Play’in oluşmasında kuruluşların yaptığı çalışmalar, her anlamıyla bireylerin davranışlarında ve algılarında dönüşüm içeriyor…
Hepimiz bu konuda sorumluyuz, spor müsabakalarına güzel hisler yaratan olayları görmek ve yaşamak için takip etmek herkesin arzusu…

ARŞİV