5199 sayılı Kanun’da yapılan değişiklik kapsamında tehlike arz eden Pitbull, Terrier, Japanese Toso, Dogo Argention, Fila Brasilerio türleri veya bunların melezlerinin kayıt ettirilmesi ve kısırlaştırılması zorunlu hale getirildi. Kayıt işlemi yaptırmayan köpek sahiplerine 14 bin 982 lira idari para cezası yaptırımı uygulanacak. Belirtilen yasaklı ırklardan herhangi birine sahip olup hiçbir işlem yapmadan sokağa bırakanlara ise 40 bin 869 lira idari para cezası uygulanacak. Yasaklı ırklarla ilgili alınan son kararlar ve sokak hayvanları ile ilgili gündemden düşmeyen problemler, hayvanseverler tarafından tepki toplamaya devam ediyor.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Yerel Hayvan Koruma Görevlisi ve sokak hayvanları gönüllüsü Ayça Övet, “Yasaklı ırkları canavar gibi gösterip kangal dövüşleri ile ilgili hiçbir şey yapmamak meseleye çözüm niyetiyle yaklaşılmadığını açıkça göstermektedir” dedi.
“YASAKLANMALARI KABUL EDİLEMEZ”
Övet, son zamanlarda gündemde olan yasaklı ırklarla ilgili şunları söyledi: “Yasaklı ırklar listesi dönemlere ve ülkelere göre değişebiliyor. Belli bir süre yasaklı ırk olarak kabul edilen köpekler daha sonra o sınıflandırmanın dışına çıkartılabiliyor. İngiltere'de ve ABD'de yasaklı ırklar var ve oralarda da aynı bizlerin dile getirdiği argüman savunuluyor: Hayvanların nasıl yetiştirildiği göz önüne alınmadan, sırf belli bir ırka mensup oldukları için yasaklanmaları kabul edilemez. Suçlu köpekler değil onları silaha dönüştüren insanlardır. Bu hayvanların genetiğinden dolayı ekstra saldırgan olduklarına dair herhangi bilimsel bir kanıt yok. Diğer köpeklerden daha güçlü oldukları için bazı çevrelerce keşfedilip yanlış yönlendirilince kötü bir ünvana sahip oldular.”
Konuya ilişkin kanundan da bahseden Övet, “24.6.2004’te ‘Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek yasaktır’ maddesi vardı. 9.7.2021’de revize edilen kanunda diğer ırkların yanına ‘Dogo Argentino, Fila Brasiliero türleri veya melezleri ile besleyen, sahiplenen, barındıran’ ibareleri eklendi. Resmi Gazete yayınını takiben bu ırklara kısırlaştırma, mikroçip taktırma ve bakanlığın petvet sisteminde kayıt altına alma zorunluluğu, olmayanlara ise el konulacağı şekilde bir düzenleme getirildi. 7.12.2021 tarihli yayınlanan genelge ile American Bully ve Staff’ları da bu kapsama aldılar. Yasaklı ırkları canavar gibi gösterip kangal dövüşleri ile ilgili hiçbir şey yapmamak ise meseleye çözüm niyetiyle yaklaşılmadığını açıkça göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“KÖPEK GEZDİRENLER SALDIRIYA UĞRUYOR”
Övet, yasaklı ırk kategorisindeki hayvanlardan birini besleyen sahipler için de şunları dile getirdi: “Sahipler çok dikkatli olmalı! Çünkü Cumhurbaşkanı’nın sözleriyle, özellikle bazı medya kuruluşları tarafından köpek düşmanlığı körüklendi. Bu da sadece ‘tehlike arz eden’ ırk köpeklere değil, beraberinde sokakta yaşayan diğer köpeklere ve onları besleyenlere karşı nefreti büyüttü. Şu an belki de çoğumuzun can güvenliği bile yok. Ülkede yaşanan tüm can sıkıcı şeylerin öfkesi köpek meselesine boşaltıldı. Bütün işlemleri tam, usulüne uygun, tuvaleti için gezdirilen bir pitbull bile şu anda durduk yere şikayet edilmeye, köpek gezdiren sopalı, baltalı saldırıya uğramaya başladı. Gerçekten balta mı yoksa köpek mi daha tehlikeli siz düşünün. Yasaklı ırk sahipleri, kanunda bahsi geçtiği gibi kayıt altına aldırdıktan sonra dışarıda mutlaka ağızlık takmalı, tasvir edilen alanlarda köpeklerini gezdirmeliler. Ve şunu unutmasınlar. Hayvan karşısında olan, sömürenlerin eli çok kirli. Evladınızı elinizden alınması için köşede bekleyen birileri bundan sonra hep olacak.”
“KANUN HAYVANLARI KORUMUYOR”
Hayvanları koruma kanununun yetersiz olduğuna değinen Övet, “Aslında çıkan kanunun genel olarak kendisinde bir sorun var. Hayvanları Koruma Kanunu olarak çıktı ancak bir tek onları koruyamadı. Bunun dışında kısırlaştırma için kılını kıpırdatmayan belediyeler ise şimdi hepsini toplamak için harekete geçti. Bu kadar çok ve mağdur köpek varken asıl üretime, satışa ve dövüştürenlere ciddi bir yasak getirilmelidir. Önemli olan canlardır deyip kısırlaştırma seferberliği yapılsın, belediyeler mutlaka bu ırk sahipli hayvanları kısırlaştırma konusunda vatandaşına destek olsun! Ne yazık ki bunu beklemek bir açıdan hayalcilik olur çünkü veteriner istihdam eden belediyelerin çoğunda personel hayvanlara dokunmadan maaşını almaya devam ediyor” dedi.
“SAHİPLER KÖPEKLERİNİ TERK ETTİ”
Övet, “Salgın sırasında işsiz kalınması, kısırlaştırma ücretlerinin yüksek oluşu, köpek sahiplerinin gerekli ücreti denkleştirememesi, mikroçip, karne yetersizliği, kayıt sisteminde sürekli olarak sorunların yaşanması gibi durumlar süreci çok zora soktu. Nüfus kontrol altına alınır sanıldı ancak başlarına geleceklerden korkan hayvan sahipleri kısır olmayan köpeklerini o halde sokağa terk etti. Zaten kontrolsüz bir üreme döngüsü vardı. Bu da üzerine eklenmiş oldu. Yasayı en başından beri ciddiye almayan, özellikle kısırlaştırma karşıtı olan insanlar da bu süreci zora sokan taraflardan biriydi. Bizlere gelen ihbarlar ve imdat çağrılarının sayısını tahmin bile edemezsiniz” dedi ve şöyle devam etti: “Hayvanını belediye ekiplerine teslim ederken görüntülenen bir vatandaşın haberi yapıldı. Adam, son derece uysal ve uyumlu bir dogoyu (oğlunun köpeğiymiş) belediyeye verirken, kısırlaştırma ve kayıt prosedürünü hiç bilmediğini gördük. O köpek yüzünden durup dururken ceza yiyeceğini sanıyordu. Yasayı, genelgeyi hiç bilmeden, sırf yasadışı duruma düşeceğini zannederek hayvanını terk edenler oldu. Özel veteriner kliniklerine bile bu konuda yeteri kadar bilgi geçilmedi. Sahayı, kanunları ve onların haklarını çok iyi bilen bizler bile aniden çıkan genelgelerle zaman telaşına düşerek bir noktada kafa karışıklığı yaşadık.”
Övet, son olarak şunları ekledi: “Zaten sorumsuz olan hayvan sahipleri ve belediyeler yüzünden sokak köpeği popülasyonu çok yüksekti, şimdi yapay bir sorun yaratılmış oldu. Sokaktaki pitbull meselesi! Sürenin uzatılmaması yüzünden sokağa ve araziye terk edilen, ‘tehlikeli ırk’ diye nitelenen hayvanlarla mesele daha içinden çıkılmaz bir hale getirildi. El konulan, toplanan bu ırklar ise kapasitesi olmayan, sayısı yetersiz barınaklarda istiflendi, katliamın önü açıldı. Sayıları bu kadar çokken yetkililer en kolay yol olarak öldürmeyi seçecek. Şu an hem barınaklarda hem dışarıda büyüdükçe büyüyen bir kaos var. Sonlarının ne olacağını biraz da sizlerin hayal gücünüze bırakıyorum.”