Suruç katliamının 10.yılında Kadıköy'de anma

Suruç katliamının 10.yıl dönümünde Kadıköy Halitağa Caddesi'nde bir araya gelenler, “Suruç için adalet, herkes için adalet” diyerek katliamın gerçek sorumlularının açığa çıkarılmasını istedi

21 Temmuz 2025 - 11:37

Kobane'deki çocuklara oyuncak götürmek için gittikleri Urfa'nın Suruç ilçesinde IŞİD'in bombalı saldırısıyla yaşamını yitiren “33 düş yolcusu”, katliamın 10.yılında ülkenin dört bir yanında etkinliklerle anıldı. İstanbul'daki anma adreslerinden biri de Kadıköy Halitağa Caddesi'ydi. Suruç Aileleri İnisiyatifi’nin çağrısıyla Halitağa Caddesi'nde 20 Temmuz Pazar günü gerçekleşen anmaya, Suruç'ta hayatını kaybedenlerin ve yaralananların aileleri, dostları, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti milletvekilleri, Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ile birlikte siyasi parti temsilcileri ve partilerin gençlik örgütleri katıldı. 

“Kalplerimiz Adalet için Atsın” pankartının açıldığı anmada “Suruç'u unutma unutturma”, “Suruç için adalet herkes için adalet”, “Unutmak yok, affetmek yok”, “Suruç’un izinde gençlik ayakta” sloganları atıldı. Katliamda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının taşındığı, isimlerinin tek tek söylendiği anmada basın açıklamasını katliamda oğlu Vatan Budak’ı kaybeden Murat Budak okudu. 

“YARIM BIRAKILAN DÜŞLERİN PEŞİNDEYİZ”

“Suruç Katliamı'nda ailelerimizi, çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı kaybedeli tam 10 yıl oldu.” diyen Murat Budak şöyle devam etti: “Suruç Aileleri olarak, ölümsüzlerimizin yoldaşlarıyla birlikte, gençlikle birlikte tam 120 aydır burada adalet nöbetindeyiz. Kalplerimiz 10 yıldır hep birlikte adalet için atıyor. 33 düş yolcumuz bu toprakların dört bir yanından buluşmuş, umudun adı olmuşlardı. Türktüler, Kürttüler, Çerkezdiler. Lise öğrencisi, üniversiteli, inşaat işçisi, ev emekçisiydiler. Halkların kardeşliğinde, dayanışmada buluşmuşlardı. Kanlı bir katliamla bizim tam da bu değerlerimiz bitirilmek istendi. 33 düş yolcusunun düşleri şimdi onların izinden giden gençlerde, kadınlarda, milyonlarda yaşıyor. Amara Kültür Merkezi'nden yükselen kardeşliğin sesi 10 yılda mücadelemizle milyonların sesi oldu.”

“TÜM SORUMLULAR YARGILANSIN”

Suruç davasının bu topraklardaki adaletsizliğin ve haksızlığın sembolü olduğunu ifade eden Murat Budak, “Suruç katliamı ile yüzleşilmediği için katliamların ardı kesilmedi. Bu 10 yılda katliamın sorumlusu IŞİD'liler, katliamın siyasi sorumluları, kamu görevlileri değil biz yargılandık. Dönemin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal, Suruç TEM Büro Amiri Ahmet Oğuz Dağarcı ve Suruç İlçe İstihbarat Amiri Ali Koçak yargılandı. Göstermelik ceza verdiler. Cezaları 7500 TL'ye çevrildi. 12 takside bölündü. Katledilen 33 canımızın karşılığını bu kadar gördüler. Katliamın siyasi sorumluları ortada olmasına rağmen yargılanmadılar. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, ‘2015'i anlatsam kimse insan içine çıkamaz’ dedi. Defalarca kez tanık olarak dinlenmesini talep ettik. Mahkeme tüm taleplerimizi reddetti. Katliamın IŞİD'li sanığı Yakup Şahin bir kez bile duruşmaya getirilmedi. Firari IŞİD'li sanık İlhami Bali'nin aranır durumdayken Konya Devlet Hastanesi'nde tedavi olduğu ortaya çıkarıldı. Suruç'ta katledilen düş yolcularımız ‘kusurlu’ bulundu, Suruç davası cezasızlıkla kapatılmak istendi. Katliamın 10. yılında adalet talebimizi yineliyoruz, Suruç davasında tüm sorumlular yargılansın!” dedi.

10 yıllık mücadelede faillerin değil adalet arayanların yargılandığını da dile getiren Budak, “33 düş yolcumuzdan Evrim Deniz Erol'un annesi Besra Erol oğlunun mezar başında yaptığı konuşma nedeniyle yıllardır tutsak ediliyor. Ağır hastalıklarına rağmen tahliye edilmeyerek cezalandırılıyor. Suruç yaralımız Onur Yılmaz geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Suruç Aileleri İnisiyatifi'nden Ezgi Gürbüz ve Emrah Topaloğlu 6 aydır tutuklu. Suruç oturumlarına katılmak, Suruç ölümsüzlerini anmak iddianamelere, yargılamalara konu ediliyor. Bunu kabul etmiyoruz. 33'ler için adalet mücadelesi vermek suç değildir. Suç olan katliam faillerinin yargılanmamasıdır. Tüm Suruç için adalet arayışçıları serbest bırakılsın. 10 yılda defalarca kez 33'lerin mezarları tahrip edildi, anıtları tahrip edildi. Onları anmak suç sayıldı. Fakat biz 10 yıldır adalet mücadelemizden bir adım geri atmadık. 33'lerin düşlerini yaşatma sözümüzü tutuyoruz.” diye konuştu. 

“YÜZLEŞMEDEN RAHAT NEFES ALINAMAZ”

“Bu 10 yıllık mücadelede adalete kavuşamadan yitirdiklerimiz oldu, bugün burada onları saygıyla anmak istiyoruz.” diyen Budak, açıklamayı şöyle bitirdi: “10 yıldır adalete nefes gibi ihtiyaç duyuyoruz. Bu topraklarda milyonlarca insan adalet talep ediyor. Adaleti mücadelemizle kazanacağımızı biliyoruz, 33'lerin izinde mücadele ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Suruç katliamı bu topraklarda yüzleşmenin anahtarıdır. Suruç katliamı ile yüzleşmeden, tüm sorumlular yargılanmadan bu ülke nefes alamaz. Yüzleşme için, adalet için yüzümüzü Suruç'a dönmeliyiz.”

Açıklamanın ardından katliamda babası İsmet Şeker’i kaybeden Dilek Şeker “Tam 10 yıl ama dün gibi bir saat öncesi gibi. Telefonda konuştuk. ‘İyiyiz kızım, izin verdiler. Karşımızda bir karakol var. Korkmuyoruz. Devlet güvenliğimizi aldı.’ dedi. Peki soruyorum. Neden 10 yıldır adalet arıyorum. Ailelerle 10 yıldır Halitağa’dayız, mezar başlarındayız. Neden asıl katiller ortada değil?” diye sordu.

“UNUTTURULMAMASI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Şeker’in ardından Dem Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş söz aldı. 

Dem Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “10 yıl önce yola çıkan bu ülkenin en nitelikli, en değerli, en güzel, en birikimli devrimcileri 33 düş yolcusu yaşıyorlar ve yüreklerimizdeler. Gençlik mücadelesinin öncüsü olarak yaşıyorlar. Onları unutmayacağımızı bir kez daha buradan belirtmek istiyorum. Birileri göstermelik olarak yargılanıyor olabilir. Asıl tetikçiye talimat veren, ona yol açan, onu orada bomba patlatacak noktaya getirenler henüz ortada değil, açığa çıkarılmadı. Çıkarıldığı zaman adalet yerini buldu diyeceğiz. 33 yoldaşımız emin olsun ki sadece tetiği çekenler değil, onların arkasındaki güçleri de açığa çıkarıncaya kadar, onlar hesap verene kadar sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.” dedi.

HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da şunları söyledi: “20 Temmuz hafızalardan asla silinmeyecek. Beynimize ve yüreğimize kazındı. 33 insanı, genci katleden aslında IŞİD bombaları değildi. İhmaldi, göz yummaydı, korumaydı, gelen istihbaratlara rağmen önlem alınmamasıydı. Gençler toplumun vicdanını temsil ediyordu. Barışa, dayanışmaya, hakların kardeşliğine uzanan eli kırmak istediler. Ömrümüz yettiğince hesap soracağız. ”

Anma, konuşmaların ardından gençlik örgütlerinin sloganlarla Halitağa Caddesi’nden Süreyya Operası’na  yürümesi ile son buldu. 

 

ARŞİV