Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 'Türk Gıda Kodeksi (TGK) Fermente Süt Ürünleri Tebliği' Resmi Gazete'de yayımlandı. Fermente süt ürünlerinin etiketindeki 'köy', 'ev', 'geleneksel çiftlik' ve 'yüzde 100' gibi ifadelerin kullanılması yasaklandı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Resmi Gazete'nin 16 Şubat 2009 tarihli sayısında yayımlanan 'Türk Gıda Kodeksi Fermente Süt Ürünleri Tebliği'nin, ihtiyaçlar doğrultusunda revize edildiği belirtildi. Fermente süt ürünlerinin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve pazarlanması için gereken ürün özelliklerinin belirlendiği kaydedilerek, "Tebliğde yapılan revizyonla kefir ürününün tanımı yeniden düzenlenmiştir. Ülkemize özgü bir ürün olan süzme yoğurdun ayrıca tanımı yapılarak, ürüne dair kriterler belirlenmiştir. İşlem görmüş fermente süt ürünü için yeni hükümler eklenerek, ürüne ait kriterler belirlenmiştir. Ayrana eklenebilecek tuz oranı yüzde 1 iken; bu oran yüzde 0,8'e düşürülmüştür" denildi.
AROMA VERİCİLER YASAKLANDI
Ürünlerde laktaz enzimi hariç hiçbir enzimin kullanılamayacağının hükme bağlandığı aktarılan açıklamada, "Üretilecek ürünlerde birden fazla farklı hayvan türüne ait süt kullanılması durumunda, sütün elde edildiği hayvan türlerinin adlarının, etikette belirtilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Tebliğde yapılan yeni düzenleme ile süt ve süt ürünleri aroma vericilerinin kullanımı yasaklanmıştır. Tebliğ kapsamındaki ürünlerin etiketinde 'köy', 'ev', 'geleneksel çiftlik' ve 'yüzde 100' gibi ifadelerin yer almayacağı hususuna yönelik düzenleme yapılmıştır" ifadeleri kullanıldı.
Piyasada var olan veya basılı ambalaj materyali olan gıda işletmecilerine, tebliğe uyum sağlamaları için 31 Aralık 2023 tarihine kadar geçiş süreci tanındığı belirtildi. Yapılan düzenlemenin amacı ise Avrupa Birliği'ne uyumun yanında, taklit ve tağşişin (sütün içine başka hayvanların sütünü ekleyerek kalitesini düşürmek) önlenmesi, tüketicilerin korunması ve haksız rekabetin önlenmesini sağlamak olarak açıklandı.
“EN ÇOK TAKLİT EDİLEN ÜRÜNLER”
Bakanlığın bu revizyonu haksız rekabeti önlemek amacıyla yaptığını söyleyen Gıda Mühendisi Hatice Nikbay, “Yine bu tarz ibareler tüketicide yanlış algı oluşmasına neden olmaktadır. Süt ve süt ürünleri gıda endüstrisinde en çok taklit ve tağşiş yapılan ürünlerdir. Örneğin ‘yüzde 100 doğal’ demek el değmeden doğadan gelen demektir ve üretici ürettiği bir fermente ürünü bu şekilde tanımlayarak tüketiciyi yanıltmış olur. Yine ev yapımı yoğurt, endüstride üretilmiş bir ürünü yanlış tanımlamaktadır. Bu sayede hem Avrupa Birliği'ne uyum sağlama hem de tüketiciyi yanlış ve yanıltıcı bilgiden koruma sağlanmış olacaktır.”
Nikbay, “Süt ürünleri üretiminde hammadde olarak kullanılacak süt; koyun, inek, keçi ve manda sütü olabileceği gibi bu sütlerin birkaçının karışımı da olabilir. Özellikle peynir üretiminde kullanılan koyun ve keçi sütü mevsimsel olarak temin edildiği için olası hammadde yetersizliği durumunda üretici inek sütünü karıştırabiliyor ancak etikette keçi/koyun peyniri ibaresi değişmiyordu. Bu yeni düzenleme ile üretimde kullanılan tüm sütlerin hangi hayvana ait olduğu belirtilecek. Yine inek sütü daha ucuz olduğu için koyun/keçi sütüne karıştırılmaktadır. Süt ve süt ürünlerine doğal, doğala özdeş ya da yapay aroma vericiler eklenmekteydi. Örneğin peynir üretiminde özellikle çedar gibi ürünlerde aroma vericiler kullanılmaktaydı. Yine meyveli setlerde meyve aramaları kullanılıyor, bu şekilde aroma yerine meyvenin kendisi kullanılacak” ifadelerini kullandı.
“SOKAK SÜTÜ SATIŞLARI ENGELLENMELİ”
Yapılan tüm bu düzenlemeler hakkında değerlendirme yapan Nikbay, “Tebliğde yapılan düzenleme ile kefir ürününün tanımı düzenlendi. Yine ülkemize özgü bir yoğurt çeşidi olan süzme yoğurdun ürün kriterleri belirlendi ve ayranın %1 olan tuz oranı %0,8 'e düşürüldü. Bu düzenleme ile Avrupa Birliği mevzuatlarına uyum sağlamak amaçlanmıştır. Yine tüketiciyi korumak, haksız rekabeti önlemek ve ürün içeriklerinin tüketiciyi yanıltmayacak şekilde etikette belirtilmesi sağlanmıştır. Bu düzenlemenin sadece ambalajlı ürün çerçevesinde kalması, açıkta satılan ürünlerle ilgili bir düzenleme ve yasak getirilmemesi dezavantaj olacaktır. Özellikle sağlık için riskli olan sokak sütü satışlarının engellemesi için çalışmalar yapılmalıdır” dedi.