Cumhuriyet’in ilk yıllarında Erenköy Kız Lisesi olarak kullanılan Rıdvan Paşa Köşkü, 1945 yılında çıkan bir yangınla tamamen yok oldu. Köşk ile beraber yapılan Nuriye Hanım Pavyonu, Selamlık Köşkü, tarihi hamam ve Kameriye ise bakımsızlıktan ve ilgisizlikten yok olmak üzere. Restorasyonu yapılmayan tarihi yapıların öyküsünü araştırdık
Erhan DEMİRTAŞ
Kadıköy’ün özellikle Göztepe, Ziverbey, Erenköy köşkleri ve konakları tarihi açıdan çok önemlidir. Bir dönem içinde önemli şahsiyetlerin yaşadığı bu köşkler ne yazık ki son yıllarda bir bir yıkılmaya ve çürümeye terk ediliyor. 1945 yılında çıkan bir yangında tamamen kül olan Rıdvan Paşa Köşkü’nün bahçesinde yer alan Nuriye Hanım Pavyonu, Selamlık Köşkü ve tarihi hamam ne yazık ki harabeye dönmüş durumda. Hem İstanbul’un hem de Kadıköy’ün tarihi ve kültürel hafızası için önemli bir yere sahip olan ama şu an ayakta olmayan Rıdvan Paşa Köşkü, köşkün bahçesinde yer alan Selamlık Köşkü, Nuriye Hanım Pavyonu, Kameriye ve tarihi hamamın hüzünlü hikâyesini araştırdık.
KENDİ ADINA YAPTIRDI
İstanbul’da doğan Rıdvan Paşa, dönemin resmi ve özel eğitimini alarak kaymakamlık ve savcılık görevlerinde bulundu. Sultan II. Abdülhamid tarafından kendisine önce paşalık rütbesi verildi. Daha sonra 1890’da İstanbul Şehremini oldu. 1855-1906 yılları arasında Göztepe’de Süleyman Efendi’ye ait olan ve içinde iki ahşap köşk bulunan araziyi satın alarak üç katlı ahşap bir köşk yaptırmıştı. Rıdvan Paşa, 1906’da Göztepe’de trenden inip evine gitmek üzere arabasına binerken vurulup öldürüldü. Rıdvan Paşa’nın ölümünün ardından köşk, Mabeyinci Faik Bey’e satıldı. 1911 yılında Maarif Nazırlığı’nca satın alınan Rıdvan Paşa Köşkü, Cumhuriyet’in ilanının hemen sonrasında 1924-1925 yıllarında Erenköy Kız Lisesi adını aldı.
KOCA TARİH KÜL OLDU
Rıdvan Paşa Köşkü, Erenköy Kız Lisesi olduktan sonra köşkün bitişiğindeki Hüseyin Paşa Köşkü de okula ilave edilip yatakhane olarak kullanılmaya başlandı. Malzemelerinin Avrupa’dan getirildiği söylenen ihtişamlı köşk, 21 Şubat 1945 yılında çıkan bir yangınla tamamen yanıp kül oldu. Tavan kısmında başlayan yangın Erenköy halkının ve öğrencilerin tüm müdahalelerine rağmen durdurulamadı. Tamamen kül olan köşkten geriye sadece birkaç evrak kurtarıldı. 375 öğrencinin eğitim gördüğü Erenköy Kız Lisesi geçici olarak Göztepe Ortaokulu’na taşındı.1955’te ise Milli Eğitim Bakanlığı, yanan Rıdvan Paşa Köşkü’nün yerine bir bina yaptırdı. Yatakhane olarak kullanılan Hüseyin Paşa Köşkü, yangında zarar görmemesine rağmen yıkıldı ve yerine iki bina daha yapıldı.
PAVYON, KAMERİYE, HAMAM…
Rıdvan Paşa’nın satın aldığı arazide; bakımlı bir bahçe, asırlık fıstık çamları, kameriye, Selamlık Köşkü, havuzlar ve kızı Nuriye Hanım için yaptırdığı pavyon bulunuyor. Bu ahşap pavyonun 1895-1905 yılları arasında yaptırıldığı biliniyor. Rıdvan Paşa Köşkü’nün büyük binasından sonra bahçede bulunan en görkemli yapının olduğu belirtiliyor. Merasim Pavyonu olarak da adlandırılan bu yapı tren yoluna paralel olarak, bahçenin tamamen ağaçlık ve sakin bir köşesinde inşa edilmiş. Yangında az da olsa zarar gören Nuriye Hanım Pavyonu’ndan geriye sadece yıkıntılar kalmış. Afetlere ve insanların verdiği zarara rağmen ayakta kalmayı başarabilmiş Selamlık Köşkü’nün bugünkü durumu da Nuriye Hanım Pavyon’undan farklı değil. Demirden yapılan Kameriye ise, durumu en iyi sayılabilecek eserlerden biri. Yarım asır önce genç kızların sohbet ettiği, gülüştüğü ve eğlendiği tarihi Kameriye, şimdilerde de görevini yerine getirmeye devam ediyor. Şimdi ayakta olmayan Rıdvan Paşa Köşkü’nün ana binasının arkasında ise Hamam yer alıyor. Eski bütünlüğünü yitirmiş olsa da hamamın duvarları hala ayakta. Ancak çamaşır yıkamak için yapılan mermer tekneler kırılmış. Geçtiğimiz yıllarda hem öğrenciler hem de okul yöneticileri yetkililerden bu yapıların restore edilmesini talep etmiş ancak olumlu yanıt alınamamış.
İSMET KÜR ANLATIYOR
Yazar İsmet Kür, 2008 yılında yayımlanan “Yıllara mı Çarptı Hızımız” adlı kitabında Rıdvan Paşa Köşkü’nü şu sözlerle anlatıyor: “Öyle bir köşk ki, her metrekaresinde usta bir sanatçının, taşa, toprağa, mermere, ahşaba karışmış, işlenmiş parıltısını, emeğini görüp yaşamamanın mümkünü yoktur. Ve bu köşkün; doğanın cömertliğiyle, insan hünerinin, sanat aşkının sarmaş dolaş olduğu bahçesi gelir.”
ROMANA İLHAM OLDU
Yazar Müfid Ekdal, “Kadıköy Konakları” kitabında hem Rıdvan Paşa Köşkü’nü hem de Erenköy Kız Lisesi’ni şöyle anlatıyor: “Rıdvan Paşa Köşkü son derece güzel bir yapıydı. Erenköy Kız Lisesi de eğitim, disiplin ve geçmişteki ünü yönünden isim yapmış, Türkiye’nin en güzel okullarından biridir. Şans eseri olarak edebiyatta, fende ve lisanda çok tanınmış ve kıymetli hocalar bu okulda ders vermiştir. Bunların arasında Reşat Nuri Güntekin de vardır. “Akşam Güneşi” adındaki meşhur romanını Erenköy Kız Lisesi’nden aldığı ilhamla yazmıştır.
İLKLER BURADAN MEZUN OLDU
Rıdvan Paşa Köşkü’nün ve bahçesinin görkemli günlerini yaşayan birçok öğrenci de Erenköy Kız Lisesi’nden mezun olarak ilklere imza attı. Türkiye’nin ilk kadın eczacısı Belkıs Derman, Türkiye’nin ve dünyanın ilk kadın Yargıtay üyesi Melahat Ruacan, Türkiye’nin ilk kadın radyoloğu Dr. Saadet Gören, ilk kadın müfettiş Nebahat Kunt, ilk kadın astronom ve dekanı Prof. Dr. Nüzhet Gökdoğan ve Türkiye’nin ilk kadın atropoloji profesörü Prof. Dr. Semiha Tunakan, Erenköy Kız Lisesi’nden mezun olan isimlerden birkaçı.