Tele1’e kayyum kararına tepkiler büyüyor
Tele1 Televizyonu’nun bağlı olduğu şirketin yönetimi TMSF’ye devredilerek kayyum atandı. Siyasi partiler, basın meslek örgütleri ve uluslararası kuruluşlar uygulamayı “demokrasiye müdahale” olarak nitelendirdi
24 Ekim Cuma günü, CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında “casusluk” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Merdan Yanardağ, sabah saatlerinde evinde gözaltına alındı. Aynı gün akşam saatlerinde İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, Tele1 Televizyonu’nun sahibi olan ABC Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık A.Ş.’ye kayyum atanmasına hükmetti.
Karar doğrultusunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) şirketin tüm yönetim yetkilerini devraldı. Böylece kanalın mali hesapları, idari süreçleri ve yayın kontrolü resmen TMSF’ye geçmiş oldu. Kayyum ataması, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “casusluk” soruşturmasına dayandırıldı.
Kayyum kararıyla birlikte kanalın canlı yayın akışı kesildi, ana haber bülteni bant yayına geçti. TELE 1'in YouTube hesabında yer alan eski videoların silindi ve kanala erişim tamamen engellendi.Tele1 çalışanları, binaya girişlerde yeni güvenlik prosedürleri uygulandığını ve editoryal süreçlere TMSF temsilcilerinin müdahale ettiğini aktardı.
KARARA TEPKİLER
Türkiye’de ilk kez ulusal çapta yayın yapan bir televizyon kanalına doğrudan kayyum atanmasına siyasi partilerden, basın kuruluşlarına çok sayıda tepki gösterildi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararı “demokrasinin temel direğine darbe” sözleriyle değerlendirdi:
“Tele1’e kayyum atanması, halkın haber alma hakkının engellenmesidir. Bu karar, siyasi iktidarın muhalefeti seçim öncesi medya üzerinden susturma girişimidir. Tele1 yalnız değildir, bu kararın her maddesine karşı hukuki mücadele vereceğiz.”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) "TELE 1 televizyon kanalına kayyım atanması, üyemiz gazeteci Merdan Yanardağ'ın gözaltına alınması ve son dönemde TMSF'nin medya kuruluşlarına yönelik müdahaleleri, artık basın özgürlüğü ve demokrasi krizi konusunda endişe verici yeni bir aşamayı temsil etmektedir.”
Çağdaş Gazeteciler Derneği, uygulamayı “medya tarihinin en karanlık adımlarından biri” olarak nitelendirdi ve şu açıklamayı yaptı: “Bir televizyon kanalının yönetimine devlet eliyle el konulması, basın özgürlüğünün askıya alınması anlamına gelir.”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), kararın geri çekilmesi çağrısında bulundu ve sosyal medyada “Tele1 Yalnız Değildir” etiketiyle dayanışma kampanyası başlattı.
DİSK Basın-İş de yaptığı açıklamada, “Bu karar, halkın haber alma hakkının gaspıdır. Kayyum, sansürdür.” değerlendirmesinde bulundu.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), kararı “Türk medyasına yönelik sistematik baskının son halkası” olarak duyurdu.