Tüketirken kirletiyoruz

Öğrenciler, “Çevre ve Ekoloji Çalıştayı”nda çevreye ilişkin önemli bilgiler verdi, insanoğlunun aşırı tüketirken çevreyi kirlettiğine dikkat çekti

13 Mart 2015 - 12:07
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğrencileri “Çevre ve Ekoloji Çalıştayı” düzenledi. Öğrenciler tarafından ilk kez düzenlenen çalıştayda dünya nüfusu artarken, kirliliğin arttığı, kaynakların da giderek azaldığı vurgulandı.
Çalıştay düzenleme fikrinin, Ekoloji dersleri sırasında oluştuğunu söyleyen Biyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Gizem Potur, “Ekoloji dersinde sınıfta çevre ile ilgili sunumlar yapıyorduk. Hocamız Doç. Dr. Şener Akıncı bunu, bir çalıştay şekline dönüştürebileceğimiz fikrini verdi. 15 kişilik çalıştay ekibi kurduk. Hocamız da destek verdi” dedi.
Dünyadaki çevresel değişimin, hava ve suyun yanında insan hayatına de etki ettiğini anlatan Potur,  çalıştay çalışmalarını yaparken insanların aşırı tüketim içinde olduklarını fark ettiklerini belirterek “Bir tane dünyamız var ama biz birden fazla dünyanın kaynaklarını tüketiyoruz. Aşırı tüketiyoruz. Ekolojik ayak izimizi hesapladık. Mütevazi yaşadığımızı varsaydık. Yaklaşık iki buçuk dünyalık kaynak tükettiğimiz ortaya çıktı. Çok ciddi bir rakam” dedi.
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şener Akıncı ise öğrencilerinin yaptığı sunumları değerlendirmek fikriyle çalıştay düşüncesini onlara anlattığını, öğrencilerin de buna sıcak baktığını söyledi. Akıncı, “ Çalıştayı kendileri organize ettiler. Ben sadece yol gösterdim. Onların eseri. Sonuçta çok güzeldi” diye konuştu.
 
ÇEVRE İLE İLGİLİ ÇARPICI BİRKAÇ BİLGİ
Üniversitenin Doğa Bitkileri ve Su Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi & Biyoloji Kulübü öğrencileri, 1.Çevre ve Ekoloji Çalıştayı araştırmaları kapsamında yaptıkları sunumlarda çevreye ilişkin şu bilgilere yer verdiler:
Ø 1950 yılında kişi başına düşen su miktarı 16.800 m3 iken bu miktar 2000 yılında 7.300 m3’e düştü. Dünya nüfusu yaklaşık 8 milyar olduğunda kişi başına su tüketiminin yaklaşık 4.800 m3’e düşeceği tahmin edilmekte. 2025 yılında su tüketimi; tarımda %17, sanayide %20 ve evsel tüketimde %70 artacağı öngörülmekte.
Ø Saniyede 1 damla yılda 6 ton su kaybediyoruz. Her gün susuzluktan 4 bin kadar çocuk ölüyor. Dünyada 43 farklı ülkede yaklaşık 700 milyon insan su kıtlığı çekiyor. 2,7 milyar insan ise yıl içerisinde en az 1 ay su kıtlığı yaşayan havzalarda yaşamını sürdürüyor.
Ø Meyve ve sebzeleri suyun altında değil, su dolu bir kapta yıkayın. Bu yöntemle 4 kişilik bir aile yılda 18 ton su tasarrufu sağlayabilir.
Ø Bir alüminyum kutuyu geri dönüştürerek bir ampulün 140 saatte harcayacağı enerji geri elde edilebilir.

EKOLOJİK AYAK İZİNE DİKKAT
Biyoloji Öğretmenliği öğrencisi Ersin Demir, çalıştay kapsamında yaptığı sunumda; insanoğlunun ekolojik (karbon) ayak izi hakkında bilgi verdi. Ekolojik ayak izini özetle, ‘doğanın en basit şekliyle hiçbir zarar görmeden besinlerin üretimi ve artıkların ayrıştırılması için kişilere sunduğu toprağın miktarı’ diye tanımlayan Demir, ekolojik ayak izinin ölçülebildiğini, böylece insanoğlunun tüketim faaliyetleri hakkında bilgi edinilebildiğini belirtti.
Ekolojik ayak izi; dünyadaki kullanılabilir toprak alanları, denizler de hesaba katılarak hektar cinsinden hesaplanıyor. Yaklaşık 7 milyar insana göre hesaplandığında kişi başına yaklaşık 2 hektar alan düşmekte.
Öğrencilerden Pelin Oğuz ise ısı yalıtımı iyileştirip, enerji verimliliği sağlanarak, sıcak su deposu ve boruları yalıtım malzemesiyle kaplanarak, kazan, ısı pompası, klima gibi cihazlarının filtrelerini temizleterek ya da değiştirerek, sıcak suyu 60°C’ye kadar ısıtarak, buzdolabının kapağını mümkün olduğunca az açık bırakarak, çamaşır makinesini 30°C’de çalıştırıp, kurutma makinesi yerine çamaşırları asarak, çöpleri geri dönüşüme uygun olarak ayrıştırarak, daha çok cam ürünler tercih ederek, bilgisayarlar kullanılmadığında kapatılarak, güneş ışığı varken ışıkları kapalı tutarak yapılacak bireysel uygulamalarla ekolojik ayak izinin azaltılması konusunda çevreye katkıda bulunulabileceğini anlattı.
Çalıştayda öğrenci sunumlarının yanı sıra sosyal sorumluluk kapsamında TEMA ve TURMEPA gibi çevre kuruluşlarının temsilcileri de sunumlar yaptı.
 
BUNLAR GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİYOR
Çevrenin korunması, kaynakların verimli kullanılması bakımından uzmanlar geri dönüşümün önemli bir yöntem olduğunu belirtiyorlar. Geri dönüşümle; kaynakların lüzumsuz kullanılmasını önlemek, atıkların kaynağında ayrıştırılması ve atık miktarının azaltılması amaçlanmakta. Yiyecek -içecek ambalajları, plastik-kauçuk, cam, kağıt-karton, tekstil parçaları, pil, kullanılmış yağlar(motor ve atık), organik atıkları, elektronik atıklar, alüminyum, demir, çelik gibi metaller, röntgen filmleri geri dönüştürülebilen maddelerden bazıları.


Cam şişe 4000, pet şişe, plastik çakmak 400,  plastik malzeme, plastik tabak, poliüretan 1000 yılda doğada yok oluyor.

ARŞİV