Türkiye ve dünyada kadın hakları konuşuldu

Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Uluslararası Karşılaştırmalı Perspektifle Kadın Hakları Gelişimi” konulu panelde, farklı ülkelerde ve kıtalarda yaşayan kadınların sosyal ve siyasal alana dahil olma süreçleri tartışıldı

02 Kasım 2017 - 12:13

Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER) 30 Ekim Pazartesi günü Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde  “Uluslararası Karşılaştırmalı Perspektifle Kadın Hakları Gelişimi” konulu panel düzenledi. Çok sayıda kadın dinleyicinin katıldığı panele Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli, Brezilya İstanbul Başkonsolosu Paulo Raberto Farança, İsveç Başkonsolosu Therese Hyden, Bengladeş İstanbul Başkonsolosu Dr Mohammad Monirul Islam ve Okan Üniversitesi Rektörü Prof Dr Şule Kut konuşmacı olarak katıldı.

Türkiye ve dünyadaki kadınların hak arama mücadelesinin örneklerinin tartışıldığı panel iki oturum şeklinde gerçekleştirildi. Panelin moderatörlüğünü Öğr. Görevlisi Aydan Varol Şentürk yaparken, ilk sözü Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu aldı.

“TOPLUMSAL SORUNLARA KARŞI DAHA DUYARLILAR”

Kadıköy’de kadın nüfus oranının erkek nüfus oranına göre daha fazla olduğunu söyleyen Nuhoğlu, “Özellikle kadınların siyasi partilerde çok fazla çalışıp ama çok az seçilmeleriyle ilgili birkaç şey anlatmak istiyorum. Cumhuriyet yürüyüşünde yürüyenlerin büyük bir kısmı kadınlardı. Geçtiğimiz günlerde protesto edilen bir müzeyi ziyaret etme fırsatı buldum ve gözlemlediğim şey, ziyaretçilerin yine büyük çoğunluğunun kadın olmasıydı.  Yani kadınlar toplumsal sorunlara karşı daha duyarlı ve dikkatliler. Olayları hedef odaklı takip ediyorlar. Bütün bu süreç içersinde niye siyaset ve hayat alanında temsil edilemiyorlar? Bunun tamamen yaşamın tasarlanmasıyla ilişkili olduğunu düşünüyorum.  Kadınların siyasette daha fazla temsil edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

“BAŞARILI OLMAK ZORUNDAYIZ”

Nuhoğlu’ndan sonra konuşan Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli de belediye çatısı altında ve birimlerde kadın merkezli yapılan çalışmaları katılımcılarla paylaştı. Benli, “2014 yılının Mayıs ayında Meclise getirdiğimiz ilk önergelerden birisi Kadın ve Aile Müdürlüğü kurmak oldu. Türkiye’nin ilk Kadın ve Aile Müdürlüğünü biz kurduk. Göreve geldiğimiz ilk yıl Dünya Kadın Belediye Başkanları zirvesi yaptık. Dünyada kadın belediye başkanları neler yapıyorlar, diye. Bizim yaptığımız çalışmanın adı Şehirde Kadın Var’dı. Evet, şehirde kadın var ama kadın perspektifi yok, kadın bakış açısı yok ve kadın çözümü olmayabiliyor. Bizim belediyecilik anlayışımızda kadın dostu belediyecilik var. O nedenle genellikle sosyal demokrat belediyelerde kadın yöneticiler vardır ve kadın perspektifinden bakılır, bakış açısı yerleşir. Ancak bunu Türkiye genelinde görmemiz çok mümkün olmuyor. Bir yandan belediye başkanlığımı yaparken bir yandan da bütün kadınları temsil ediyormuş hissi ve sorumluluğuyla çalışıyorum. Biz her şeyi daha iyi yapmak ve başarılı olmak zorundayız ki kadınlar bugün yaşadıkları sorunları gelecekte yaşamasınlar” şeklinde konuştu.

“EŞİTSİZLİĞİ REDDETMEK GEREKİYOR”

Brezilya İstanbul Başkonsolosu Paulo Raberto Farança da ülkesindeki kadınların deneyimlerini paylaştı. Tarihsel süreç hakkında bilgi veren França, “Dünyadaki kadınlar hayatları boyunca insan hakları ihlallerine uğruyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak için kadınların ayrımcılığa maruz kalma şekillerini kapsamlı bir şekilde anlamayı ve eşitsizliği reddetmek gerekiyor. Böylece bu haksızlıkların ortadan kaldırılması için uygun ortam oluşturulur” dedi.

 “ÇOK AZ KADIN REKTÖR VAR”

Panelin ikinci oturumunda İsveç Başkonsolosu Therese Hyden, Bengladeş İstanbul Başkonsolosu Dr Mohammad Monirul Islam ve Okan Üniversitesi Rektörü Prof Dr Şule Kut konuşmalarını yaptı. Akademisyenlik deneyimlerinden örnekler vererek konuşmasına başlayan Kut, Türkiye’de 185 üniversite olmasına rağmen bu okullardaki rektörlerinin çok az bir kısmının kadınlardan oluştuğunu ifade etti. Kadınların yönetimden uzak tutulduğunu ancak kadınların da toplumsal nedenlerle yönetici pozisyonuna çok fazla dâhil olmak istemediğini söyleyen Kut, “kadınlara yönelik cinsel tacizler için okulumuzda bir birim kurduk. Bu tarz çalışmaların sadece bir okulda değil daha fazla okulda olması ve yaygınlaşması gerekiyor. Aynı zamanda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü 1 hafta boyunca okulumuzda kutladık. Çünkü sorunlarımız bir güne sığmıyor” değerlendirmesinde bulundu.

İKİ FARKLI ÜLKENİN DENEYİMLERİ

Kut’tan sonra söz alan Bengladeş İstanbul Başkonsolosu Dr Mohammad Monirul Islam , ülkesinde yaşayan kadınların haklarının Anayasa ile güvence altına alındığını söyledi. Kadınların kalkınma sürecine aktif bir şekilde katılmaları için çalışma yaptıklarını ifade eden Islam, “ Kalkınma planımıza göre, kadınların yeteneklerinin geliştirilmesi ve karar alma süreçlerine dahil olmaları için çaba harcıyoruz” dedi. 160 milyon nüfuslu Bengladeş’de 79 milyon kadının yaşadığını söyleyen Islam, 2016 verilerine göre; okur-yazar kadın oranının yüzde 69,9 olduğu bilgisini paylaştı.

Panelde son konuşmayı İsveç Başkonsolosu Therese Hyden yaptı. Diğer konuşmacılar gibi tarihsel bilgiler paylaşan Heyden, İsveçli kadınlar için 1845 yılında çıkarılan miras kanununun dönüm noktası olduğunu söyledi. İsveçli kadınların 1921 yılında oy verme hakkı elde ettiklerini dile getiren Hyden, “1924 yılında annelik izni yasal olarak kabul edildi. 1998 yılında ise Kadınlara karşı şiddet yasası onaylandı.  2002’de ise annelik izni 480 güne çıkarıldı. Parlamentoda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya çalışıyoruz. Yüzde 52 oranında bir kadın temsili var” dedi.


ARŞİV