Türk-İş: Yoksulluk sınırı 24 bin 185 TL

Türk-İş'in araştırmasına göre ekim ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırı 7 bin 425 TL, yoksulluk sınırı 24 bin 185 TL oldu. Bekar bir çalışanın 'yaşama maliyeti' ise aylık 9 bin 705 TL’ye yükseldi

03 Kasım 2022 - 10:19

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş), “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması”nın Ekim 2022 sonuçları açıklandı. Türk-İş’in araştırmasına göre, ekim ayında 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden “açlık sınırı”, asgari ücretin bin 925 TL üzerinde, 7 bin 425 lira oldu. Bir önceki eylül ayında bu tutar 7 bin 245 liraydı. Gıdadan giyime, konuttan ulaşıma, eğitimden sağlık ve benzeri ihtiyaçlara kadar yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen dört kişilik bir ailenin “yoksulluk sınırı” ise 24 bin 185 TL olarak açıklandı. Bu tutar bir önceki ay 23 bin 600 lira olarak hesaplanmıştı. Türk-İş, bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ni ise aylık 9 bin 705 lira olarak belirledi.

FİYATLAR ARTTI

Türk-İş hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan derlenen fiyatlara göre, bir ayda peynir fiyatları yüzde 12, yoğurt fiyatları yüzde 15 arttı ve yoğurdun kilogram fiyatı ilk kez 30 TL’yi geçti. Bir aylık dönemde dana etinin fiyatı artarken kuzu eti fiyatı ise geriledi. Tavuk etindeki zam oranı yüzde 9 oldu. Bir aylık dönemde pirinç yüzde 8, makarna yüzde 9, tereyağı yüzde 11, çay ve bal da yüzde 11 zamlandı. Bu ay en çok zamlanan ürün yüzde 20 ile baharatlar oldu. Tuz, salça, reçel, yeşil zeytin fiyatları da yükseldi.

“ARTMAYA DEVAM EDECEK”

“Ücretli çalışanlar için hayat pahalılığı artarak devam edecek gibi gözüküyor” ifadelerinin yer verildiği araştırma notunda şu görüşlere yer verildi: “Enflasyonun yıllık bazda gerilemesinin fiyatlarda gerileme anlamına gelmediği aralık ayından sonra daha belirgin olacak. Çünkü çok iyi biliniyor ki; yıllık enflasyon oranındaki düşme fiyatların gerilemesi değil artış hızının düşmesidir. Hayat pahalılığı, fiyatların gelirle ilişkisini gösterir; enflasyonun gelir artışından hızlı olmasıdır. Ücretli çalışanlar için hayat pahalılığı artarak devam edecek gibi gözükmektedir. Özellikle maaş, ücret, yevmiye gibi sabit gelirli hanelerin gelirlerinin enflasyon kadar artmaması veya gecikerek artması nedeniyle alım güçleri düşmektedir. Yaşantılarını sürdürmek için ihtiyaçları olan temel mal ve hizmetlere gelirlerinden daha fazla ayırmak zorunda kalmaktadır. Süregelen enflasyon ve aynı zamanda geniş kesimleri kapsayan gelir yetersizliği, geçim sıkıntısının temel nedeni olmaktadır. Hanenin gelirleri en az enflasyon kadar artmadığı ya da fiyatlar gerilemediği sürece hayat pahalılığı giderilip alım gücü enflasyon öncesi dönemin seviyesine getirilemez. Refah artışının sağlanması için, ücret zamlarında enflasyon farkının üzerine sağlanan ekonomik büyüme paralelinde bir refah payı eklenmelidir. Kapsayıcı büyüme bu şekilde mümkün olacaktır.”

 


ARŞİV