Türk Toraks Derneği tarafından yayınlanan “Hava Kirliliği, İklim Krizi ve Sağlık Etkileri” kitabında, Türkiye’deki hava kirliliği ve nedenleri makalesi, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala tarafından yazıldı.
NEREDEYSE YARISI ÖLÇÜM YAPMIYOR
Makalede, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, hava kalitesinin ülkemiz genelinde izlenmesi amacıyla, 81 ilde toplam 355 hava kalitesi ölçüm istasyonu bulunduğu, ancak 2020 bülteninde 195 ölçüm istasyonunun adının yer aldığına dikkat çekildi.
PARTİKÜL MADDE KİRLİLİĞİ
Türkiye’de 2020 yılı yıllık partikül derişimine ilişkin yurt çapında, 174 istasyon verisi yayınlandı. Ülkemizde, bazı hava kalitesi istasyonlarında ölçülen partikül madde derişimleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hava kalitesi bültenlerinde yer almamakta. Yıllık ortalama partikül madde derişimi en yüksek Muş’ta, en düşük ise Adana istasyonunda ölçüldü. 2020 yılında, yıllık ortalama partikül madde derişimi yalnızca beş istasyonda (Adana, Bitlis, Hakkâri, Hatay ve Adana) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) rehber değerinin altında iken, partikül madde derişimi ise 64 istasyonda ulusal sınır değerin altında.
KÜKÜRTDİOKSİT KİRLİLİĞİ
Türkiye’de, 2020 yıllık kükürtdioksit derişimine ilişkin, yurt çapında 165 istasyon verisi yayınlandı. Yıllık ortalama kükürtdioksit derişimi en yüksek Hakkari’de, en düşük ise İstanbul (Şile) istasyonunda ölçüldü. 2020 yılında, kükürtdioksit derişiminin yıllık ortalaması 149 istasyonda DSÖ’nün rehber değerinin ve ulusal sınır değerin altında.
AZOTDİOKSİT KİRLİLİĞİ
2020 yılı yıllık azotdioksit derişimine ilişkin Türkiye çapında 141 istasyon verisi yayınlandı. Yıllık ortalama azotdioksit derişimi en yüksek Samsun istasyonunda, en düşük ise İstanbul (Şile) istasyonunda) ölçüldü. 2020’de yıllık ortalama azotdioksit derişimi, 98 istasyonda DSÖ’nün rehber değerinin ve ulusal sınır değerin altında.
HAVA KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ
Ülkemizde, illere ve bölgelere göre, hava kirleticilerinin kaynaklarını düzenli ve sürekli olarak izleyen ve kapsamlı olarak ortaya koyan, bir kaynak bulunmamakta. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bildirimine göre partiküler maddenin temel kaynakları; fabrikalar, enerji tesisleri, yakma tesisleri, inşaat faaliyetleri, yangınlar ve rüzgârlar. Avrupa Çevre Ajansı’nın veri tabanına göre ise, Türkiye’de 2018 yılında partiküler madde kirliliği yüzde 49,27 ile konut ve ticari alanlardan, yüzde 34,85 ile imalat ve madencilik endüstrisinden, yüzde 10,69 ile enerji üretiminden, yüzde 4,62 ile ulaşımdan ve yüzde 0,45 ile atık yönetiminden kaynaklanıyor.
2015’TEN SONRA ARTIŞ OLDU
Avrupa Çevre Ajansı’nın veri tabanına göre Türkiye’de 2018 yılında kükürt oksit kirliliği yüzde 70,48 ile enerji ve buhar üretiminden, yüzde 19,55 ile imalat ve madencilik endüstrisinden ve yüzde 9,14 ile konut ve ticari alanlardan kaynaklanmakta. Türkiye’de 2015’ten sonra kükürt emisyonlarındaki artış dikkat çekici.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bildirimine göre, 2020 yılında azotoksit emisyonlarının yüzde 45,7’si elektrik üretim santrallerinden, metan olmayan uçucu organik bileşenler emisyonlarının yüzde 21,7’si ise hayvancılık sektöründen kaynaklanıyor. Amonyak emisyonlarının başlıca kaynağı yine gübre yönetimi olarak bildirildi. Avrupa Çevre Ajansı’nın veri tabanına göre Türkiye’de 2018 yılında azotoksit kirliliği, yüzde 46,78 ile enerji ve buhar üretiminden, yüzde 22,69 ile ulaşımdan, yüzde 16,06 ile imalat ve madencilik endüstrisinden, yüzde 8,34 ile tarımdan ve yüzde 6,11 ile konut ve ticari alanlardan kaynaklanmakta.