Türkiye'nin karbon yakalama potansiyeli incelendi

Kaynak, Çevre ve İklim Derneği’nin raporuna göre Türkiye’de hali hazırda karbon yakalama gerçekleştirilmediği gibi bilinen karbon depolama kapasitesi de yetersiz durumda

31 Mart 2024 - 08:36

Uluslararası düzeyde 2050 yılında net-sıfır salıma ulaşmak için kullanılacak araçlardan biri olarak görülen KYKD teknolojileri, Türkiye’nin 2053 net-sıfır hedefi doğrultusunda başlıca tartışma konularından biri olarak gündemde. Kaynak, Çevre ve İklim Derneği (REC), 20 Mart 2024’te İstanbul’da düzenlediği basın toplantısıyla Türkiye’nin Karbon Yakalama, Kullanma ve Depolama Potansiyeli (KYKD) raporunu açıkladı. KYKD teknolojilerinin dünyadaki örneklerini de inceleyen rapor, benzer teknolojilerin Türkiye’de uygulanması ve geliştirilmesine yönelik önerileri sunarken, önündeki engelleri de irdeliyor. Türkiye’de halihazırda KYKD uygulaması bulunmadığını belirten raporda, detaylı çalışma yapılan potansiyel depolama alanlarının sadece petrol ve doğalgaz sahaları olduğu belirtildi.

“ÖNEMLİ BİR KAYNAK AYRILMALI”

Türkiye’nin 2021 yılında Paris Anlaşması’nı onayladığını ve 2038’de pik yıl olacağını hatırlatan Dr. Sayman “Türkiye, 2030 yılı için 1.213 milyon ton CO2 eşdeğeri olarak öngördüğü salımlarını artıştan yüzde 41’lik azaltımla 695 milyon ton CO2 eşdeğeri seviyesinde tutmayı ve 2053 yılında net sıfır salıma ulaşmayı taahhüt etti. Türkiye’nin bu hedeflere ulaşmak için önemli bir kaynak ayırması gerekiyor. KYKD gibi pahalı teknolojik çözümlerin, düşük maliyetli ve iklim dostu alternatifleri bulunan fosil yakıttan elektrik üretimi gibi sektörler yerine, salım azaltımının zor olduğu imalat sanayi sektörlerinden kaynaklanan salımların yönetilmesinde kullanımına öncelik verilmelidir. Yakın zamanda yayınlanan Türkiye Çimento Sektörü için Düşük Karbonlu Yol Haritası çalışması, Türkiye’nin net sıfıra ulaşmak için 2053 yılına kadar sadece çimento sektörü salımlarında KYKD teknolojilerinin kullanımı için 29,8 milyar Dolar ila 30,7 milyar Dolar ayırması gerektiğini göstermektedir. Ayrıca bu yatırımlar riskleri azaltacak sosyal ve çevresel güvencelerle birlikte hayata geçirilmelidir.” dedi

Türkiye’de KYKD teknolojilerinin uygulanabilmesi için gerekli ekonomik koşulların henüz oluşmadığını belirten Sayman, “Mevcut haliyle KYKD teknolojileri pahalı. Dolayısıyla Türkiye’nin sera gazı salımlarının -kısa ve orta vadede- azaltılmasında karbon yakalama, kullanma ve depolamanın ülkenin koşullarına uygun bir çözüm olarak değerlendirilmesi güç. Maliyetlerinin düşmesi durumunda ise ancak uzun vadede çimento ve demir-çelik sektörlerinin salımlarının azaltılmasına destek olarak katkı sunabilir.”  diye konuştu.

KAPASİTE YETERSİZ

Araştırmada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayınlanan Türkiye Ulusal Enerji Planı’nda  (2022), Türkiye’nin 2035 yılına kadar olan hedeflerinde KYKD teknolojilerine yer verilmediği ifade edildi. Raporda, Türkiye’de hali hazırda karbon yakalama gerçekleştirilmediği gibi bilinen karbon depolama kapasitesinin de yetersiz olduğu belirtilirken, yeterli kapasitenin olduğu akifer alanlarında yeterli araştırma yapılmadığı vurgulandı.  Çalışmada, KYKD teknolojilerinin kullanılmasında önceliğin sera gazı salımlarının düşürülmesinde sınırlı teknik alternatiflerin olduğu imalat sanayine verilmesi önerildi.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) senaryolarına göre, Paris Anlaşması’nda öngörülen 2°C hedefine ulaşmak için 2040 yılına kadar toplamda 2 bin 500’den fazla KYKD tesisi işler durumda olmalı. Ancak raporda yer verilen bilgilere göre şu anda, yeterli miktarda KYD tesisi bulunmuyor.


ARŞİV