Uğur Mumcu Kadıköy’de anıldı

Gazeteci-yazar Uğur Mumcu katledilişinin 32’nci yılında Kadıköy’de yürüyüş ile Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Türk Basının Yüz Akı Uğur Mumcu’yu ve Devrim Şehitlerini Anıyoruz” programı ile anıldı

25 Ocak 2025 - 12:36

Ankara’daki evinin önünde arabasına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 24 Ocak 1993 tarihinde hayatını kaybeden gazeteci- yazar Uğur Mumcu, her yıl olduğu gibi bu yıl da Kadıköy’de anıldı. Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) “Türk Basının Yüz Akı Uğur Mumcu’yu ve Devrim Şehitlerini Anıyoruz”isimli anma programıyla gazeteci-yazar Murat Ağırel konuşmacı olarak yer aldı. Dinleyiciler arasında Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, 24’üncü Dönem Eski İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, Kadıköy eski Belediye Başkanı Selami Öztürk, belediye meclis üyeleri ve başkan yardımcıları vardı. 

"TOPLUMA YOL GÖSTERDİLER"

Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, özgürlük ve adalet uğruna yıllarca en kararlı mücadeleyi veren araştırmacı-yazar Uğur Mumcu ve onun şahsında tüm devrim şehitlerini anmak için CKM’de bir araya gelindiğini söyledi. Kösedağı, “Bu insanlar, sadece kendi çağlarının cesur kahramanları değil, bugünün dünyasına da ışık tutan ve bize anlamlı bir miras bırakan rehberlerdir. Yaşamlarını gerçeği savunmaya adayan bu korkusuz kişiler her daim halkın sesi olmuş, karanlıkları aydınlatmış ve topluma yol göstermişlerdir.” dedi. Büyük gazeteci ve fikir insanı Uğur Mumcu’nun katledilişinin sadece ailesi ve dostları için değil, basın özgürlüğü ve demokrasi adına mücadele eden herkes için büyük bir kayıp olduğunu vurgulayan Kösedağı, “Uğur Mumcu’yu hedef alan bu suikast, gazeteciliğin ne kadar cesaret gerektiren ne kadar şerefli bir mücadele alanı olduğunu da bir kez daha gözler önüne serdi.” şeklinde konuştu. 

Basın özgürlüğünün sadece gazetecilerin değil, halkın iradesinin ve hakikate ulaşma hakkının korunması anlamına geldiğinin altını çizen Kösedağı konuşmasına şu sözlerle tamamladı. “Uğur Mumcu, gazeteciliğin bu demokratik misyonunu sağduyu ve kararlılıkla temsil eden bir isimdi. Onun gazeteciliği, salt haber yapmaktan öteye giden; adaletsizlikleri, yolsuzlukları ve hukuksuzlukları ortaya çıkaran, toplumun vicdanını yansıtan bir niteliğe sahipti. Kalemiyle doğruları dile getirirken asla siyasi çevrelerin tarafgiri değil sadece etik ilkelerin takipçisi oldu. "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz" diyerek, gerçeğe dayalı bir toplumsal bilinç oluşturmanın önemini vurguladı.”

“UĞUR MUMCU OLMAK İSTEDİM”

Uğur Mumcu’nun kendisi için anlamının çok büyük olduğunu söyleyen Murat Ağırel, “Gazeteciliğe başlamamın sebebidir kendisi. Aynı zamanda babamla aramdaki çocukluk hatırasıdır. Daha ortaokul çağındayken, babam gazetenin küpürlerini keserdi önemli haberlerini ve köşe yazarlarını getirirdi ve mutlaka okumamı isterdi. Ben Uğur Mumcu ile böyle tanıştım, babamın kestiği küpürler onun yazılarıydı.” dedi. Babasının amcası ile Uğur Mumcu’nun vefatı olmak üzere iki kez ağlamasına şahit olduğunu dile getiren Ağırel, “Vefatından sonra Adana’da gıyabında törenler yapıldı, yürüyüşler gerçekleşti. Gök delinircesine yağmur yağmasına rağmen, insanlar hiçbir menfaat veya çıkar beklemeden sadece bir gazeteci için nasıl göz yaşı boşalttığını, yağmurdan daha fazla gözyaşı boşalttığını ve ona duyduğu saygıyı gördüm. O gün kendime ‘Ben eğer birisi olacaksam, Uğur Mumcu olacağım’ dedim. Gazeteci olacağım demedim, ben Uğur Mumcu olmak istedim” diye konuştu. Gazeteciler olarak onun izinden yürümeye çalıştıklarını ama bunun mümkün olmadığını vurgulayan Ağırel, “Onun yazdıklarının başardıklarının, emin olun tırnağı bile olamayız.” dedi.

"STUTTGART’A ADRES TESPİT ETMEK İÇİN GİTTİ"

Mumcu’nun Türkiye’nin en iyi ve değerli araştırmacı gazetecisi olduğunu ifade eden Ağırel, “Uğur Mumcu Almanya’daki ‘Kapan’ dosyasını yazdığı zaman bir tane adres için Almanya Stuttgart’a gidip adresi tespit edip de geldi. Şu anda biz onu tek bir tuşla dakikalar içerisinde yapıyoruz. Bugünkü durumla karşılaştırmamız bile söz konusu değil.” şeklinde konuştu. Sadece adaletsizliklere, hukuksuzluklara ve yozlaşmalara karşı yılmadan mücadele etmediğini, gazeteciliğin gerçeklik olgusuyla yoğrulması konusunda da mücadele ettiğini ifade eden Ağırel, “Çünkü görünen gerçek ile somut gerçek vardır. Uğur Mumcu gerçekliği ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Bir dosyayı yazarken sadece halkın bildiği ama arka tarafındaki bütün bağlantıları siyaset ticaret ve mafya ilişkisini inceleyip kamuoyunun en doğru bilgilendirme metodunu seçti.” dedi.

“DUVAR YILLARDIR YIKILMADI”

Ağırel, Mumcu’nun ölümünden sonra olay yerindeki delillerin hızla ortadan kaldırıldığını belirterek, cinayetin aydınlatılmadığını söyledi. Ağırel, “Cinayeti aydınlatılmadı dediğimiz zaman bize kızıyorlar. Uğur Mumcu cinayeti hala aydınlatılmadı hala yıkılması gereken duvar yıkılmadı. Güldan Mumcu, Mehmet Ağar ile konuşurken, ‘Biz ne yaparsak yapalım bir noktaya geldiğimizde duvar örülüyor. Bu duvarlardaki taşı çekin’ dediğinde, ‘Çekemem’ diyen Mehmet Ağar halen ifade vermedi. O duvardaki taş çekilse bütün faili meçhul cinayetlerinin hepsinin failleri ortaya çıkacak. Gerçekler ortaya çıkacak.” dedi. 

 

VURULDUK EY HALKIM UNUTMA BİZİ

Uğur Mumcu’nun katledilişinin 32’nci yılında CHP İlçe Örgütü’nün çağrısıyla Kadıköy İskelesi Atatürk Anıtı’nda bir araya gelen Kadıköylüler, Altıyol Boğa Heykeli’ne yürüdü. Yürüyüşte ‘Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi’ yazılı pankartın arkasında Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı ile Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin yer aldı. 

CHP İlçe Başkanı Ali Narin, “Uğur Mumcu sadece yazdıklarıyla değil düşünceleri, ilkeleri ve cesaretiyle bir dönemin aynası olmuştur. Bugün yine ışığıyla yolumuzu aydınlatan bir fener olmayı sürdürmektedir. Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazılarıyla devlet mafya ilişkilerinin temel bağlantılarını ve siyasi yolsuzlukları cesurca ifade etmiştir.” diye konuştu.

CHP Kadıköy Gençlik Kolu Başkanı Ali Önder Gürbüz, “Uğur Mumcu yazdıklarıyla yolsuzlukların maskesini indirdi. Emperyalistlerin oyunlarını deşifre etti ve halkın kurtuluşu için tüm baskılara rağmen mücadeleyi sürdürdü. Bugün Aydınlarımızı anarken sadece yas tutmuyor, onların mirasına sahip çıkıyor, devrimcilerin hayal ettiği özgür, eşit ve adil Türkiye’yi kurma sözünü bir kez daha veriyoruz.” dedi. 

 

ARŞİV