Evinin önünde, arabasına konan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden gazeteci-yazar Uğur Mumcu, için Kadıköy Belediyesi tarafından CKM’de bir anma töreni düzenlendi.
Gazeteci Uğur Mumcu katledilişinin 20. yılında özlemle anıldı. Kadıköy Belediyesi’nin her yıl düzenlediği Uğur Mumcu ve tüm demokrasi şehitlerini anma etkinliği Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapıldı. Gazeteci Fikret Bila ve Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün konuşmacı olduğu gecede sanatçılar Sadık Gürbüz ve Selda Bağcan türküleriyle Mumcu ve Demokrasi şehitlerine Kadıköy’den selam gönderdiler. Mumcu ve Demokrasi Şehitlerini Anma gecesinde ilk konuşmayı Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk yaptı. Mumcu’nun kalemini kendi çıkarları uğruna kullanmamış cesur bir gazeteci olduğunu kaydeden Başkan Öztürk, şunları söyledi: “Mumcu cesur bir gazeteciydi, araştırmacıydı, soruşturmacıydı. Ama en önemlisi bugünün gazetecilerine ders verecek bir yazar ve hukukçuydu da. Aydınlanmanın, direnmenin, baskılara göz yummamanın sembolüydü. Araştıran, bilgi sahibi olan, öğrendiklerini hiçbir baskıya aldırış etmeden halkına ileten korkusuz bir yazardı. Bugün onu ne çok arıyoruz değil mi? Adalet arayan herkese sahip çıkmak zorundayız. Yaşasaydı Mumcu, rektörüne de öğretmenine de öğrencisine de emeklisine de sahip çıkardı. Onların sesi olurdu!” dedi. Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu’nun bir yazısında babası ile sohbet ettiğini belirten ve o yazıdan bir alıntı yapan Başkan Öztürk, yazısında “Biz gerçek demokratlar isek, düşüncelerine katılmadığımız insanların cezalarına da karşı çıkmalıyız. Mumcu, Kubilay, Hablemitoğlu, Emeç, İpekçi, Aksoy, Kışlalı ve tüm diğerlerinin ortak noktaları, aramızdan koparıldıkları müddette kadar Atatürkçü olmalarıydı. Onlar vazgeçmediler bizler de vazgeçmeyeceğiz. Bildiklerini baskılardan yılmadan, ölümü göze alarak söyleyen tüm demokrasi şehitleri bu ülkenin gerçek yurt severleridir.” diyen Özge Mumcu’nun o yazısından çok etkilendiğini ifade etti.
FİKRET BİLA: ‘MUMCU SU KATILMAMIŞ ATATÜRKÇÜYDÜ’
Uzun yıllar Ankara da Uğur Mumcu ile birlikte çalışan Milliyet Ankara Temsilcisi Gazeteci Fikret Bila da Mumcu ile olan anılarını paylaştı. Gazetecilikte bir çok kişi gibi Mumcu’yu kendisine örnek aldığını kaydeden Bila, “Mumcu haber yaparken her şeyi en ince noktasına kadar araştırır, elinde belge olmadan yazmazdı. Bu nedenle araştırmacı gazeteciydi. 20 yıl önce dile getirdiği düşünceleri ile öngörülerinin bir çoğu günümüzde gerçekleşti. Mumcu’nun en büyük özelliği de su katılmamış Atatürkçülüğüydü. Mumcu, çok tehdit alıyordu. Bu nedenle çelik yelek giyerdi. Sohbetlerimiz sırasında hep kendisinin silahla değil, bombayla öldürüleceğini söylüyordu ve biliyordu. Arabasına önce kendi biner, çalıştırır sonra ailesini bindirirdi. Aracını hep gazetenin önüne değil birkaç sokak arkaya park ederdi. Bomba olduğu zaman gazete ve başkaları zarar görmesin diye düşünecek kadar ince bir insandı” dedi.
TÜRKÜLERLE SELAM
Uğur Mumcu ve Demokrasi Şehitlerini Anma gecesinin son bölümünde sevilen sanatçılar Sadık Gürbüz ile Selda Bağcan sahne aldı. Gürbüz ile Bağcan türkülerini Uğur Mumcu ve tüm demokrasi şehitleri için seslendirdiler. Kadıköylülerin yoğun ilgi gösterdiği konser ayakta alkışlandı.
1993 YILINDA KAYBETTİK
Başarılı gazeteci-yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikaste kurban giderek yaşamını yitirdi. Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edildi.
Suikasti; İslami Hareket, İBDA-C, Hizbullah, PKK gibi örgütler üstlendi. Suikastin arkasında Mossad'ın ve kontrgerilla'nın olduğu da iddia edildi. Ergenekon Davası sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde, Mumcu'nun seri numarası silinmiş ve şu an Irak Devlet Başkanı olan Kürdistan Demokratik Partisi lideri Celal Talabani'ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğünü iddia etti. Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu ziyaretleri sırasında dönemin BaşbakanıSüleyman Demirel, Başbakan YardımcısıErdal İnönü ve İçişleri Bakanıİsmet Sezgin, "cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğu"nu belirterek, namus sözü verdiler. Ancak aradan geçen 20 yıla rağmen suikastın failleri halen yakalanamadı.