“Ulaşım hakkı kent hakkıdır"

Haydarpaşa Dayanışması’nın düzenlediği “Ulaşım Merkezi mi? Rant Alanı mı?” başlıklı panelde, Haydarpaşa ve Sirkeci Garları’nın ulaşım işlevinin korunması gerektiği vurgulandı. Prof. Dr. Haluk Gerçek, “Bu alanın tarihsel ve kültürel miras olarak korunması ve Haydarpaşa Garı’nın demiryolu işlevini sürdürmesi gerekiyor” dedi

30 Ekim 2025 - 09:30

Haydarpaşa ve Sirkeci Garları’nın korunması ve demiryolu taşımacılığının bu iki tarihi garda sürdürülmesi için 20 yılı aşkın süredir mücadele eden Haydarpaşa Dayanışması, uzun süredir gündemde olan ve geleceği tartışılan bu iki yapının dünü ve geleceğini tartışmak için “Ulaşım Merkezi mi? Rant Alanı mı?” başlıklı bir panel düzenledi. 29 Ekim Çarşamba günü Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panelde ulaşım politikalarından, kültürel mirasın korunmasına, özelleştirme süreçlerinden hukuki mücadeleye kadar birçok konu tartışıldı. Panelin moderatörlüğünü TCDD emeklisi Ayşen Ömür Dönmez üstlenirken, açılış konuşmalarını ise Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası TİS ve Hukuk Sekreteri Hasan Bektaş ile Mimarlar Odası Kadıköy Başkanı Saltuk Yüceer yaptı. 

“SEMBOLİK DÜZEYDE KALACAK”
Programın ilk oturumunda, Prof. Dr. Haluk Gerçek “Ülkemizde Ulaşımın Dünü, Bugünü” başlıklı konuşmasıyla Türkiye’de ulaşım politikalarının tarihsel dönüşümünü anlattı. Haydarpaşa ve Sirkeci Garı’nın İstanbul’un ulaşım ağı açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Gerçek, Cumhuriyet’in ilk yıllarında demiryolu ulaşımına önem verildiğini ancak 1950’li yıllardan sonra bu önemin azaldığına dikkat çekti. Dünyanın birçok büyük kentinde birden fazla demiryolu ana garının yer aldığını söyleyen Gerçek, “Bunların bir bölümü kent merkezinde ya da merkezin yakın çevresinde, bir bölümü de kentin çeperlerinde bulunuyor. Paris’te 7, New York’ta 5, Londra’da 14, Roma’da 3, Moskova’da 9 adet hizmet veriyor.” dedi.

Avrupa’da yenilendikten sonra demiryolu garı işlevine devam eden çok sayıda tarihi garın da bulunduğunu söyleyen Gerçek, Haydarpaşa Garı’nın ulaşım fonksiyonunun sembolik düzeyde kalacağını belirtti. Haydarpaşa Garı alanında 3 peron ve 4 hattın hizmet vereceğini paylaşan Gerçek, şöyle devam etti: “Anadolu bağlantılı YHT seferlerinin bir kısmının, konvansiyonel ana hat trenleri ile bölgesel trenlerin Haydarpaşa Garı’ndan yapılması yolcuların İstanbul içindeki erişimleri için deniz ulaşımı ile de bağlantılı uygun bir seçenek oluşturacaktı. Deprem riski karşısında ulaştırma sisteminin dirençliliğini artırmak ve deprem sonrası lojistik destek açısından, demiryolu ve denizyolu bağlantısını sağlayan Haydarpaşa Garı’nın önemi büyük. Haydarpaşa’da 500 dönüm, Sirkeci’de 200 dönüm arazi pazarlanması gereken alanlar olarak görülüyor. Bu alanın tarihsel ve kültürel miras olarak korunması ve Haydarpaşa Garı’nın dünyadaki birçok tarihi gar örnekleri gibi, tüm demiryolu işlevini sürdürmesi gerekiyor. Ulaşım hakkı bir kent hakkıdır. Kente ve ulaştırma sistemine ilişkin kararlar neoliberal ekonomi politikalarına göre alınamaz.”

Prof. Dr. Haluk Gerçek’in konuşmasının ardından Europa Nostra Türkiye Başkanı Yiğit Özar, “Haydarpaşa ve Arkeoloji” üzerine değerlendirmelerde bulundu. “Endüstri ve Koruma” başlıklı konuşmasında tarihî yapıların endüstri mirası olarak korunmasının önemini aktaran Prof. Dr. Zeynep Ahunbay da endüstri mirası yapıların korunması konusunda yerel toplulukların görüşlerinin alınmasını ve katılımlarının sağlanması gerektiğine dikkat çekti. 

“MERKEZ İSTASYON OLMALI"
Prof. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu “Kent Planlaması ve Haydarpaşa” oturumunda, planlama süreçlerinde kamu yararının önemini anlattı. Haydarpaşa Garı ve liman çevresi için birçok planın hazırlandığını söyleyen Giritlioğlu, bu imar planlarının çoğunda Haydarpaşa Garı ve çevresinin yapılaşmaya açılmak istenildiğini belirtti. Haydarpaşa Garı ve çevresine ilişkin yıllardır gündeme gelen projelerin şeffaflıktan uzak yürütüldüğünü söyleyen Giritlioğlu, “Haydarpaşa Garı ve çevresinde yapılanlar, alanı kapitalizmin talepleri doğrultusunda ticari bir işlevle dönüştürme çabalarıdır. Gar ve çevresine ilişkin kültürel, endüstriyel ve tarihsel mirasa yönelik yürütülen bu politika rant odaklı bir kentsel dönüşüm ile sınırlıdır. Söz konusu projeler Haydarpaşa’yı etkin bir kamusal alan olmaktan çıkaracak, ticarileştirecek, kent hafızasındaki yerini yok edecektir. Haydarpaşa gardır ve gar olarak kalmaya devam etmelidir. Gar, İstanbul’un demiryolu ulaşımının merkez istasyonu olarak yeniden kullanıma açılmalıdır.” dedi.

Panelin ikinci oturumunda Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Kent Ekonomisi ve Özelleştirme” başlıklı sunumunda kamusal alanların piyasaya  açılmasını tartıştı. Avukat Deniz Özen ve Avukat Ersin Albuz “Haydarpaşa Mücadelesinde Hukuki Süreç” oturumunda davalar ve kazanımlar üzerine konuştu. Özen ve Albuz,  Haydarpaşa Dayanışması’nın eylemleri ve nöbetleri sayesinde hukuki kazanımların elde edildiğini aktardı. Mücella Yapıcı, “Mimarlık ve Kamusal Alan” başlıklı konuşmasında 2000’li yılların başından beri uygulanmak istenen projeleri dünden bugüne özetledi. Doç. Dr. Fatih Öztürk “Haydarpaşa ve Sirkeci’de Kamu Yararı” üzerine konuştu. Son olarak Tugay Kartal, “Haydarpaşa’da Demiryolculuk” başlıklı sunumunda garın demiryolu kimliğini ve tarihsel önemini aktardı.

Etkinlikte ayrıca Haydarpaşa Dayanışması Korosu kısa bir dinleti sundu. 

KÜLTÜR SANAT ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLECEK
2025’te TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle Haydarpaşa ve Sirkeci gar binaları ve demiryolu işlevi dışında kalan alanlar, “kültür ve turizm” amaçlı kullanılmak üzere 29 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. Protokolün imzalanmasının ardından Haydarpaşa Garı ve lojmanlar tahliye edildi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Haydarpaşa Gar Sahaları Proje Lansmanı’nda yaptığı konuşmada, Haydarpaşa Gar sahasının bir arkeopark olarak düzenleneceğini, ana gar binasında modern kütüphane, çocuk ve bebek kütüphanesi, dijital kütüphane ile Yazma Eserler Kurumu’na bağlı bir şifahanenin yer alacağını söyledi. Haydarpaşa ve Sirkeci’nin, İstanbul’un yeni kültür-sanat adası olacağını belirten Bakan Ersoy, “Anadolu Yakası önemli bir kültür-sanat alanına sahip olacak. Bir yandan taşımacılık hizmetleri sürecek, bir yandan da yıllar boyu kültür ve sanatın merkezi haline gelecektir.” dedi.

Haydarpaşa Dayanışması ve meslek odaları, Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının İstanbul’un ulaşım belleği, kültürel mirası ve kamusal kimliğinin ayrılmaz parçaları olduğunu vurgulayarak, bu iki yapının asli işlevlerinin korunarak geleceğe aktarılması gerektiğini savunuyor.

 

 


ARŞİV