"Yaşamdan yana olmak için dayanışmalıyız"

İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi üyesi avukat Umut Yıldız ile “katliam yasası” olarak adlandırılan yasayı konuştuk. Avukat Umut Yıldız, “Tecrit ve katliamdan yana değil, yaşamdan yana olmak için yetkilileri ve vatandaşları dayanışmaya davet ediyorum” dedi.

03 Ağustos 2024 - 10:57

Hayvanları Koruma Kanunu’nda “köpeklerin uyutulmasını” da içeren kanun teklifi, yaşam hakkı savunucularının ‘susma haykır yaşamak haktır’  diyerek alanlardan günlerce yükselttiği tepki sesine rağmen Meclis’ten geçti. 2 Ağustos Cuma günü de Resmi Gazete’de de yayımlanan, “katliam yasası” olarak adlandırılan yasayı, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi üyesi avukat Umut Yıldız ile konuştuk.

“Öncelikle 02.08.2024 tarihli Resmî Gazete’de  yayımlanan kanlı yasanın her bir maddesinin tartışmalı olduğunu ve henüz uygulama yönetmeliğinin yayımlanmadığını belirtmek isterim.” diyerek konuşmasına başlayan İstanbul Barosu  Hayvan Hakları Merkezi üyesi avukat Umut Yıldız, yasada yer alan maddeler hakkında şu bilgileri verdi: “5199 sayılı Kanunun 3. maddesinde değişikliğe gidilerek “hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği” ifadesiyle bakımevlerine alınan her bir hayvanın sahiplendirilinceye kadar esir tutulmasının önü açıldı.

Sahipsiz hayvan tanımı ise “Sokakta Hayvan Olmaz” zihniyeti ile “Sahipli hayvanlar dışında kalan evcil hayvanları” ifadesiyle değiştirildi ve “barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan hayvanlar” ibareleri kaldırıldı.

Kanlı yasada, “Öldürülmesi” ibaresi yerine “Ötanazisi” şeklinde bir kavramının getirilmesi kelime oyunundan ibarettir çünkü önce “Uyutma” dediler ve toplum tarafından öldüremezsin tepkileri gelince öldürme ibaresini “Ötanazi” ile değiştirerek bu tepkiyi önleyeceklerini düşündüler.

"KATLİAM YASANABİLİR”

“Bakımevine alınan köpeklerden; insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlara” ifadeleri ile atıf yaptıkları kanun hükümlerine göre köpeklerin öldürülebileceğini ifade eden Hayvan Hakları Merkezi üyesi avukat Umut Yıldız, “Kan kokan bu hüküm ile denetimi olmayan bir uygulamada sayısız katliam yaşanacaktır ki bugün itibariyle canların hayatı tehlike  altındadır.” dedi.

Ötanazinin en geniş tanımı ile  iyileşemeyeceği ve dayanılmaz acıları ölümüne kadar süreceği tıbben kabul edilmiş olan, durumu yakınları ile kendisi tarafından bilinen, zihinsel yeterliliği bulunan bir hastanın hukuken geçerli bir rıza beyanı vermesi sonucunda, acısız bir biçimde hekim tarafından tıbbi yardımın kesilmesi veya tıbbi yollarla ölümün gerçekleştirilmesi yoluyla yaşamının sonlandırılması olduğunu belirten avukat Umut Yıldız, şöyle devam etti: “Hukuk sistemimizde “ötanazi” insanlar için yasaklanmış fakat ne yazık ki hayvanlar için yasal hale getirilmiştir. Yaşam hakkı her can için geçerlidir ve hiç kimse vermediği canı alamaz.

“CANLAR BİLİNMEZE GÖTÜRÜLECEK”

Çoğu belediye  başkanı kanunu uygulamayacağına dair beyanlar vermiş ise de bazıları tarafından kanlı yasa ile sokaklarda bizlerle birlikte yaşayan, mahallemizin koruyucusu, esnafımızın daimi ortağı olan köpekler, kötü muamele ve eziyet ile toplama konusunda ehil olmayan kişiler tarafından toplama usullerine aykırı (veteriner hekim olmaksızın uyuşturucu iğne ile) olarak canlar bilinmeze götürülecek.

Köpeklerin kötü muamele ve eziyet ile toplanmasına engel olmalı ve usulsüz toplamaların suç teşkil etmesi sebebiyle toplamayı yapan kişi ve araç bilgisi ile diğer detaylar salt suçu ispatlamak adına vatandaşlar tarafından kayda alınmalı akabinde kolluğa şikâyeti iletmeli, ilgili belediyeye başvuru yapmalı ve bulunduğu ilin barosuna durumu bildirmelidir.”

Yerel hayvan koruma görevlilerinin kaldırılması ve izinlerinin iptal edilmesi konusuna da değinin Yıldız, “Yerel Hayvan Koruma Görevlisi, özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilerdi. Fakat kanlı yasa ile sokaklarda hayvan olmaması hedeflendiğinden söz konusu kişilere de ihtiyaç yok diye düşündüler sanıyorum.” diyerek yapılan değişlik hakkındaki düşüncesini belirtti.

“BELEDİYELER UYGULANAMAYACAĞININ FARKINDA ”

Kanlı yasada “Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları” ifadesiyle tür ayırt etmeksizin sahipli hayvanlar dışında her bir canın yerel yönetimler adına toplanabileceğinin anlaşıldığını dile getiren Umut Yıldız, bilgilendirmeyi şöyle sürdürdü: “Komisyon raporunda  belirtildiği üzere Türkiye’de yaklaşık 105 bin hayvan kapasiteli 322 adet hayvan bakımevi bulunmaktadır. Kanlı yasada geçici madde ile “Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan belediyeler 31/12/2028 tarihine kadar ek 1 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlüdür.” ifade ediliyor. Fakat 2004 yılından bu yana yapılan hayvan bakımevlerinin sayısı ve kapasitesi dahi yetersizken belirtilen tarihe kadar hayvan bakımevlerinin kurulmasını öngörmek basiretsizliktir. Fiili imkansızlık ile kanlı yasanın uygulanamayacağı açık olup belediyeler de bu gerçeğin farkında. Cezai yaptırım endişesi yersiz olup belediyelerin imkanları dahilinde toplamaları yalnızca kısırlaştırma ve aşılama amacıyla yapması ve gönüller ile iş birliği içerisinde tüm süreci yaşamdan yana tamamlaması gerekiyor.”

Avukat Yıldız, “Kanlı yasa hakkında yayım tarihi itibariyle altmış gün içinde milletvekili üye tamsayısının en az beşte birinin imzası ile Yürürlüğü Durdurma talepli İptal Davası açılacak olup bu doğrultuda siyasi partilerin ve destek olarak baroların hazırlığı devam etmektedir. Tecrit ve katliamdan yana değil, yaşamdan yana olmak için yetkilileri ve vatandaşları dayanışmaya davet ediyorum.” diyerek  sokak hayvanlarının yaşam hakkını savunmak için dayanışma çağrısında bulundu.

 

 


ARŞİV