İlk olarak 2013 yılında Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile özelleştirme kapsamına alınan Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı için hazırlanan imar planlarının iptal edilmesini isteyen 32 Kadıköylü vatandaş Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu.
Fenerbahçe Kalamış Dayanışması, hukuki süreç hakkında kamuoyuna açıklama yaptı. Dayanışma adına yapılan açıklamada; doğal ve arkeolojik sit özellikleri taşıyan, Türkiye’nin en büyük yat limanı olan Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanının daha da büyütülerek 438 bin metrekareye çıkartılmak istendiği hatırlatılarak, “Fenerbahçe Kalamış Yat Limanı’nın 2015 yılında hazırlanan planları, Çevresel Etki değerlendirmesi (ÇED) raporu olmaması nedeniyle iptal edilmiştir. 2017 yılında revizyon planı adı altında yapılan planın da ÇED raporu yoktur ama buna rağmen iptal edilmesi yönündeki talebimiz reddedilmiştir. ÇED raporu olmadan bu plan yapılamaz, iptal edilen bir planın da zaten revizyonu olmaz.” ifadelerine yer verildi.
“İÇ HUKUK YOLLARI TÜKENDİ”
Açıklamada, imar planlarının iptali için bütün iç hukuk yollarının tükendiği hatırlatarak şu bilgilere yer verildi: “Bugüne kadar pek çok davanın durağı olan Anayasa Mahkemesi, başvurumuz üzerine bir kent suçunu daha değerlendirmeye alacak. Biz Kadıköy’ü ve doğayı seven yurttaşlar olarak, uygulanması halinde Kalamış’ta telafisi imkansız sonuçlara sebep olacak imar planlarının iptali için bütün iç hukuk yollarını tükettik. Sadece bireysel başvuru hakkının geçerli olduğu AYM’ye de bireysel olarak açtığımız davaların sonuçlarıyla gidiyoruz. Bu hukuksuzluğun önüne geçmek isteyen, Kadıköy ilçesi Fenerbahçe-Kalamış mahalleleri ve civarında oturan 32 kişi, anayasamızın 17, 56 ve 57. maddeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 8’e göre koruma altındaki haklarımız ihlal edildiği için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk.”
“Bu limanın en azından mevcut halinde kalmasını ve biz Kadıköylülerin sesine kulak verilmesini istiyoruz.” ifadelerine yer verilen açıklamada “Kadıköylüler olarak, planlı-plansız tüm kent yağmalarına karşı durarak, kıyılarımıza ve yeşil alanlarımıza sahip çıkmak, yapılan tüm yanlış uygulamalara dur diyebilmek, bu alanlarda çiçeklere gözlerimizi, kuşlara kulaklarımızı kapamadan yaşayabilmek için denize, Fenerbahçe’ye, Kalamış Koyuna, Kalamış Parkı’na sahip çıkıyoruz ve çıkmaya da devam edeceğiz. Bu mücadeleyi, kendimiz kadar gelecek kuşaklar için bir borç bilerek yapıyoruz.” denildi.
YAPILAŞMA NELERE YOL AÇACAK?
Yat limanı için hazırlanan imar planlarının uygulanması halinde doğabilecek olası sonuçlar şöyle özetlendi:
• Kapasiteyi 200 yat artırmak ve alanı daha fazla yat kullanıcısına açabilmek pahasına 500 bin Kadıköylünün kıyı kullanımı azalacak, kıyı alanı yapılaşmaya açılacak. İstanbulluların nefes aldığı nadir alanlardan biri olan Kalamış’ta, Fenerbahçe Burnu’ndan Kurbağalıdere ağzına kadar olan bölgede halkın kıyıya erişimi engellenecek.
• Mevcut yat limanı alanını, yapılan imar planı ve dalgakıranlarla daha da büyütülecek. Dolgu alanına yer altı otopark alanları ile birlikte yaklaşık 40 bin metrekare inşaat alanı eklenecek.
• Getirilen bu inşaat yoğunluğu, nüfusun da taşıtın da artmasına neden olacak. Bu yoğunluk bölgenin karakteristik dokusunu bozacak ve yeni yoğunluklar getirecek.
• Yapılaşma, hem kıyı siluetini olumsuz etkileyecek, hem ekolojik dengeyi bozacak hem de yelken sporunun yoğun olarak yapıldığı alanın küçülmesine ve hava koridorunun kesilmesine neden olacak.
MAHKEME REDDETMİŞTİ
Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından, 115 bin 821 metrekarelik dolgu alanı ve 319 bin 306 metrekarelik iki yat limanı olmak üzere toplam 435 bin 128 metrekare yüzölçümlü alan özelleştirme kapsamna alınmıştı. Kurul, yapılaşmaya açılacak alanı daha sonra 478 bin 507 metrekareye çıkarmıştı. Yat limanına otopark haricinde 15 bin metrekareye turizm tesis alanı ve otel inşaatı yapılabilmesinin önü açılmıştı.
Yat limanı ile ilgili İmar planı değişikliğinin iptali için 2017 yılından bu yana Kadıköy Belediyesi, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, balıkçı kooperatifleri ve Kadıköylüler tarafından altı ayrı dava açılmıştı. Davalar, Danıştay 6. İdaresinde birlikte yürütülmüş ve bilirkişi incelemesine gitmişti. Danıştay 6. İdaresi, davaları 12.02.2020 tarihli kararı ile reddetmişti. Davacılar da kararın temyiz edilmesi için Danıştay İdari Davalar Kuruluna başvurmuştu. Danıştay İdari Davalar Kurulu oy çokluğu ile temyiz isteminin reddine karar vermişti.