Merkezi Kadıköy’de olan Çevirmenler Meslek Birliği Çevbir “Kölelik Sözleşmelerine Hayır” başlığıyla bir bildiri yayımladı. Bildiride, yayınevlerinin çeviri ücretlerini düşürmek istediği belirtilerek bazı yayınevlerinin, çevirmenleri arayıp mevcut sözleşmelerini feshetmek veya sözleşmelerine yeni maddeler eklemek için baskı yaptıklarından söz edildi. Çevirmenler ne kadar kazanıyor? Nasıl koşullarda çalışıyorlar? Güvenceleri var mı? Çevbir Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Kılıç ile konuştuk. Kılıç, “Kitap çevirmenlerinin sözleşme bazında aylık geliri nadiren asgari ücreti bulur” diyor.
“KRİZ BAHANE EDİLİYOR”
Çevbir olarak bir bildiri yayınladınız. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz?
Çevirmenlerin çalışma koşulları kriz bahane edilerek bozuluyor. Amacımız buna dikkat çekmek ve çevirmenleri haklarına sahip çıkmaya çağırmaktı. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre çevirmenler “işlenme eser” sahibi sıfatıyla mali ve manevi haklara sahipler. Çevirmenler Meslek Birliği (Çevbir) olarak bizim de üyelerimizin ve üyemiz olmayan çevirmenlerin alması gereken asgari ücreti belirleyen bir Tip-Sözleşme’miz var. Yayıncılık piyasasında yıllardır çeşitli teamüller çerçevesinde bu asgari koşullara üç aşağı beş yukarı yakın ücretler ödeniyor. Bizim savunduğumuz ve az çok uygulanan teamüllerden biri çevirmenlerin ikinci ve sonraki baskılarda alacağı telif ücretinin azalmaması. Ancak yıllardır “büyük ve güçlü” bir yayınevinin öncülüğünde çevirmenlerin bu hakkı kısıtlanmaya çalışılıyor. Şimdi bu kervana bir-iki yayınevinin daha katılması üzerine böyle bir açıklama yapma ihtiyacı duyduk.
Şu an Türkiye’de resmi olarak kaç çevirmen bu mesleği yürütüyor ve çalışma koşulları ne durumda?
Kitap çevirmenliği konusunda resmi bir rakam olduğunu sanmıyoruz. Meslek birliğimizin 400’den fazla üyesi var; kitap çevirisiyle uğraşanların sayısı da 2 bini aşıyordur. Koşulları sorduğunuz iyi oldu. Hemen söyleyelim, aklınıza abartılı rakamlar gelmesin: Kitap çevirmenlerinin sözleşme bazında aylık geliri nadiren asgari ücreti bulur ve onu da bazen güç bela tahsil ederler. Sigorta, emeklilik gibi konularda da dezavantajlıdırlar. Çevirmenler için bu kötü çalışma koşullarını nispeten telafi edebilecek yegâne şey, çevirdikleri kitabın yeni baskı yapması ihtimalidir. Şimdi bu baskılardan alacakları pay o kadar düşürülüyor ki düzenli baskı yapan bir kitaptan da ellerine pek bir şey geçmeyecek. Halbuki ikinci baskı yapmış bir kitap “maliyetini kurtarmış” demektir ve yayıncı kazanç elde ediyorsa çevirmenin de hakkını alması gerekiyor.
“ÜCRET ÖDEMEYİ ‘GEREKSİZ’ BULUYORLAR”
Çevirmenlerin mesleki anlamda en çok zorlandığı konu nedir?
Hiç lafı dolandırmadan söyleyelim: Yayınevlerinden ödeme almak. Tabii bütün yayınevleri böyle değil, ama bir kısmı için çevirmene sözleşmede vaat ettiği tarihte söz verdiği ücreti ödemek “gereksiz” geliyor.
Son dönemde yaşanan kâğıt ve döviz krizi sizleri nasıl etkiledi, yayınevlerinin bu konuda tutumu nasıl?
Bu krizin bize çeşitli şekillerde etkisi oluyor. En belirgin sorun bildirimizin de konusu olan telif yüzdelerinin düşürülmesi. Bunun dışında bazı yayınevleri tirajları düşürme yolunu tuttu, bazı yayınevleriyse telif hakkını satın aldığı, hatta çeviriye verdiği projeleri iptal etti. Bu “önlemler” çevirmenler için ciddi ölçüde zarar etmek demek, çünkü iptal edilen bir projeden telif ücretinizi almış olsanız bile, yayınlanması ve belki yeni baskı yapması halinde kazacağınız o mütevazı ücretten mahrum kalmış oluyorsunuz.
Siz çözüm için ne öneriyorsunuz?
Öncelikle şunu söyleyelim: Yayınevleri ayakta durabilmek için biz çevirmenlerin teliflerinden yüzde üç-beş kırpmaya muhtaç durumdaysa vay hallerine. Bizim önerilerimize gelince, bütün çevirmenler asgari ücret koşullarını tespit eden Tip-Sözleşmemizi okusunlar, sözleşme imzalarken bu koşulların uygulanmasını talep etsinler. Yayıncılar telif ajansından ya da yazardan isteyemeyeceği şeyi çevirmenden de istemesin. Yabancı kitapların haklarını almak için birbirleriyle yarış içinde açık artırmaya girerek çarçur ettikleri o binlerce dolarları çevirmenlerin telifi dışında kaynaklardan finanse etsinler.
Birtakım “makro” çözümler, yıllardır eser sahipleri ve yayıncı meslek birliklerince önerilen, hatta talep edilen önlemler de hatırlatılabilir. Çevirmenlere e-devlet üzerinden bandrol veritabanına erişim imkânı tanınsın ve böylece mali hak ihlalleri saptanıp hukuki yollara başvurmak kolaylaşsın. Çevirmenin telif ücretinden kesilen stopaj kaldırılsın. Kitaplardan alınan KDV yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülsün ve Yerli baskı kâğıdı üretimi teşvik edilsin istiyoruz.
Birliğinizin çalışma prensipleri nelerdir? Kimler birliğinize üye olabilir?
Yayınlanmış çevirisi olan kitap çevirmenleri veya TV kanallarına, festivallere çeviri yapan altyazı ve dublaj çevirmenleri üye olabiliyor. Biz de üyelerimizin sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarını takip ediyor, ödenmemiş alacakların tahsiline yardımcı oluyoruz; daha ciddi hak ihlalleri, hukuksuzluklar söz konusu olunca dava açıyoruz. Ayrıca üyelerimizin mesleki gelişimlerini sürdürmelerine destek olacak eğitim programları düzenliyoruz. Uzmanlık isteyen konularda mahkemelerin talep ettiği bilgileri sağlıyoruz.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Bütün kitap çevirmenleri Çevbir’e üye olsun, gelsinler birlikte haklarımızı savunalım.