Yeldeğirmeni’nden Yahudiler geçti, anıları kaldı

Kadıköyü Bilim Kültür Sanat Dostları Derneği’nin (KADOS) düzenlediği kent sohbetlerinin bu haftaki konusu Kadıköy’de yaşayan Yahudilerdi. Yahudilerin Kadıköy’e gelme sebepleri, bıraktığı izler Harun Niyego, İzel Rozental, Eli Arditi, Rita Ender’in katılımıyla tartışıldı.

13 Mayıs 2019 - 15:26

Geçtiğimiz hafta Rumlar üzerine düzenlenen etkinliğin ikincisinde katılımcılar, Kadıköy’deki Yahudilerin yaşadıklarını, önemli anları ve kültürel mirası Kadıköylülerle birlikte tartıştı. 12 Mayıs Pazar günü Moda Kültür Cemiyeti’nde düzenlenen etkinliğin “Yeldeğirmeni’nden Yahudiler geçti, anıları kaldı” başlığı taşıyan birinci oturumunda Harun Niyego sunum yaparken, ikinci kısımda aynı isimli kitabın yazarı İzel Rozental, “Moda Sevgilim” başlıklı oturumda Kadıköylülerle buluştu.

Eli Arditi’nin moderatörlüğünde yapılan ilk oturumda Harun Niyego, Yahudilerin Kadıköy’e ilk yerleşme serüvenlerini şöyle özetledi: “Yaz mevsimi dolayısıyla Kozyatağı, Erenköy, Moda, Fenerbahçe gibi yerlere gelen kesimlere hizmet etme gayesiyle Yahudiler ilk olarak Haydarpaşa, Yeldeğirmeni tarafına yerleşmişler. Hepsi aynı zamanda dükkan işletiyor. İpekten pırlantaya varana kadar her şey bu dükkanlarda yer alırmış. Daha sonra buralarda büyümüşler ve mal mülk edinmişler. Hikaye aslında böyle başlıyor.”

Yeldeğirmeni’nde Yahudi izleri

“Yeldeğirmeni bizim için hep çok özel bir yer işgal etti” diyen Niyego, ilk Yahudi yerleşimleriyle ilgili Evliya Çelebi’den alıntı paylaştı. “Evliya Çelebi’nin yazdıklarına göre Yahudiler, 17. yüzyıldaki yangın ve veba salgınlarından dolayı asya yakasına doğru göçe zorlanmışlar. Eski varlıkları 1562’de Kuzguncuk’a kadar dayanıyor. 19. yüzyılda tanzimatla birlikte daha da canlanıyor Yahudi nüfus. Abdülhamid döneminde de bu canlılık devam ediyor. Bu dönemde hahambaşı olan Moşe Ha-Levi’nin uyguladığı siyaset Osmanlı İmparatorluğu’nu etkiliyor ve Yahudiler tıp, hukuk, fen gibi alanlarda; devletin üst kadrolarında hızlıca yükseliyorlar.”

Haydarpaşa’da demiryolunun bölgeyi o dönemde kalkındırdığına değinen Niyego, Yahudilerin bu sebeple Yeldeğirmeni tarafına yerleştiklerini ve buradaki tarihsel varlıklarını şöyle anlattı: “Buradaki ilk büyük apartmanların (Keribarcı, Valprede, Alaton gibi) sahipleri yahudilerdi. Yeldeğirmeni nüfusuna baktığımızda o dönem Yahudiler ve Türkler eşitti. Seyyar işler, balıkçılık terzilik, eczacılık, doktorluk Yahudilerin en fazla uğraştığı işlerdi. Soryano, Rosano eczaneleri mesela. Ünlü doktorlar da vardı semtte. Samuel Benbanaste, Avrain Benozio, Dr. Bitran bunlardan bazıları. Her Kadıköylünün çok iyi bildiği Saint Joseph Lisesi var tabii ki. Onun da unutulmaz bir öğretmeni vardı: Bonjour Garti. Kazandırdığı değerler saymakla bitmez ve Yeldeğirmeni’nde yaşamıştır. Ülkemizde fizik dalında doktora payesi almış ikinci kişi. Yahudiler mimar ve inşaat işleriyle uğraşmadılar çünkü taşa şekil vermek dinde yasak.”

“Bugün 2-3 aile kaldı”

Mesire yeri olarak Alemdağ, Yakacık, Kayışdağı gibi yerlerin Yahudiler tarafından tercih edildiğini belirten Niyego, sunumunu şu sözlerle bitirdi: “1921 ve 1922’de olan yangınlar sonucunda 170’i taş 280 bina ve 300 Yahudi ailesi zarar görmüştü. Binden fazla aile açıkta kaldı, bir daha eski günlerini göremedi. 1960’larda Yahudilerin daha çok Moda, Caddebostan, Suadiye’yi tercih etmeleri ve çocuklarının yurt dışına gitmesi Yeldeğirmeni’ndeki Yahudi nüfüsu azalttı. Bugün semtte 2-3 Yahudi aile yaşıyor sadece. Bağrından nice hayırseverler, doktorlar, üst düzey bilgili insanlar çıkmıştır. Yeldeğirmeni’nin göbeğinde, Hemdat İsrael Sinagogu hala ayakta ve etrafına Yahudilerin geçmişini hatırlatıyor.

Etkinliğin ikinci oturumunda ise konuklar Rita Ender ve İzel Rozental’dı. Moda ile Yeldeğirmeni’ni karşılaştırarak konuşmasına başlayan moderatör Rita Ender, “Moda hiçbir zaman Yeldeğirmeni gibi anılmadı. Daha çok kişisel hikayelerle anlatılır. Caddebostan, örneğin, tıpkı Yeldeğirmeni gibi Yahudi yaşamının sürdürüldüğü bir yer. Moda'da ise birey olarak Yahudiler vardı.” dedi.

“Moda Sevgilim - Yeniden” kitabının yazarı İzel Rozental, bu kitapta Moda’da yaşayan kişilerin hikayelerini yazdığını vurgularken Yahudilerin, Moda’da eskiden İngilizlerin oturduğu konaklara yerleştiğini belirtti. Buraya gelme çabalarının biraz da cemaatlerinden kendilerini soyutlama isteği olduğunu söyleyen Rozental, “Hepsi akademisyen, çok da büyük yararları oldu. Moda’nın böyle bir tılsımı, çekiciliği var. ‘Moda’da Yahudiler de var’ başlıklı bir söyleşi yapmıştık. Buradaki “-de” çok önemli çünkü Moda’da herkes, her şey var. Yahudiler Ermeniler, Rumlar hepsi var.” diye konuştu.

“Tanış olan barışıktır”

Moda’ya gelenlerin çok çabuk entegre olduğunu söyleyen Rozental, “Asimile olmadılar entegre oldular. Çok önemli bir ayrım var burada. Asimilasyona doğru gidiyor durum, entegrasyonun sonu da bence budur. Caddebostan tarafına gidenler daha kapalı ve oradaki Yahudilerin kendi duvarları içinde yaşadıklarını gözlemliyorum. Ama burada Rum, Ermeni, Yahudi cemaati daha iç içe.” dedi.

Rozental, sözlerini birarada yaşama kültürüne vurgu yaparak sonlandırdı: “Ben şuna inanıyorum: İnsanlar birbirini tanıdıkça, kültürlerini, yaşayışlarını gördükçe; yani tanış oldukça barışır. Tanış olan barışıktır."


ARŞİV