Yeni sergiler sezona hazır

Kadıköy’deki sanat galerinin yeni sanat dönemi sergilerinden ufak bir seçki...

18 Eylül 2024 - 14:32
  • Göztepe’deki Evrim Sanat Galerisi, ressam Hakan Mustafa Çelik'in “Barikat isimli kişisel sergisi ile 2024 kış sezonuna merhaba dedi. 7 Eylül 2024 Cumartesi günü açılan sergi, 25 Eylül’e dek ziyaret edilebilir. Sergide Çelik'in 49 adet akrilik tekniğiyle hazırlanmış eserleri yer alıyor. Ressam Çelik, “ Barikat, yolun başlangıç ve bitiş noktaları olur. Yolun şartları ve yapısı, insanlara ve coğrafyaya göre değişir. Yol varsa, her zaman engeller de olur. Bu engellerin çoğu plansızlıktan meydana gelir. Yolun güzergahı ya da malzemesi hatalı olabilir. Bazı zamanlar ulaşıma açık yolun kapatılması gerekir. Bunun için barikatlar kullanırız.” diyor.
  • Farklı tarz ve tekniklerle çalışan 10 bağımsız sanatçının eserlerinden oluşan “Vitrin Sergisi: Friends and Family” adlı sergi, sanatçı Ece Haskan’ın Yeldeğirmeni’ndeki  atölyesinin sokağa bakan vitrininde izleyiciyle buluşuyor. Sergide Daniela Budişteanu, Ece Haskan, Emir Yasin Yağmurca, Furkan Akhan, Özge Akdeniz, Sefa Çatuk, Simay Bahçıvan, Sinan Dağ, Uğur Acil, Yağız Seis’in vitrin için üretilen işleri yer alıyor. Kamusal alanda deneyime açık bir yerleştirme olan sergi, izleyicilerle bağımsız sanatçıları sokakta buluşturarak, günlük hayatta bir karşılaşma ortamı yaratıyor. 13 Eylül’de açılan sergi, 13 Ekim’e dek görülebilir.
  • Çiftehavuzlar’daki “Chi Art Gallery” yeni sanat sezonunu 21 Eylül’de “Mümkün” adlı karma sergiyle karşılıyor. Sergi, doğanın bize sunduğu sessiz ama güçlü mesajlardan yararlanan sanatçıların duyguları ile bunları derinden hisseden izleyiciyi ortak paydada buluşturuyor. Alla Güner, Eda Taşlı, Ekinakis, İrem Yörükoğlu, Orçun Belen, Rabia Kalyoncuoğlu ve Zafer Malkoç’un üretimlerini bir araya getiren sergi, insanın doğayla olan ilişkisini yeniden düşünmesi için bir çağrı başlatıyor. Daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu söyleyen ve çözüm arayışında olan sergi, güncel problemlerden etkileniyor ve eleştirel bir bakış açısı getiriyor. Doğanın denge ve uyum içinde kalma isteğinde olduğunu hatırlatan “Mümkün” sergisi, sanatseverleri bu seslenişe kulak vermeye davet ediyor. Sergi 3 Kasım’a dek açık.
  • Prof. Dr. Fevzi Karakoç’un “Ve Kırmızı; sergisi 2 Ekim’de Suadiye’deki Decollage Art Space’te açılıyor. Serap Atala küratörlüğündeki sergi, sanatçının Decollage Art Space için ürettiği, enerjik ve güçlü bir renk olan kırmızı rengi ön planda tuttuğu resimleri bize herhangi bir akımı işaretlemiyor, kurallardan beslenmiyor, özgür atlar gibi bağımsızlık duygusunu yansıtıyor, hissettiriyor.  Karakoç’un eserlerinde biçimlerin tekrarıyla oluşan ritim izleyene görsel bir şölen sunarken aynı zamanda felsefi bir derinlik katıyor. Resimlerindeki çizgi, gölge, renk insan ruhuna yapılan bir yolculuğu simgeliyor. Sanatçının sanatında derin bir hümanizm hissediliyor.
  • 2019 yılından beri bulunduğu Caddebostan'daki mekanından, kentsel dönüşümden dolayı Ataşehir’e taşınan Galeri 11.17, “Sonsuz İzler” adlı bir grup sergisine ev sahipliği yapıyor. 26 Eylül – 2 Kasım arasında görülebilecek olan sergide, Abidin Dino, Adnan Varınca, Asım İşler, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Burhan Doğançay, Devrim Erbil, Ekrem Yalçındağ, Ferruh Başağa, Haşim Nur Gürel, İbrahim Örs, Komet, Mahmut Karatoprak, Mehmet Güleryüz, Muhsin Kut, Mustafa Ayaz, Muzaffer Akyol, Neşe Erdok, Resul Aytemur, Selma Gürbüz, Şadan Bezeyiş ve Yalçın Gökçebağ’ın işleri yer alıyor.
  • Kozyatağı’ndaki Quick Art Space “Bilgelik Terazisi” ile sezonu açtı. Mekanın, Nergis Abıyeva’nın küratörlüğündeki ikinci grup sergisi 15 Kasım’a dek görülebilir. Sergide Alp İşmen, Başak Kaptan, Beyza Boynudelik, Çiğdem Menteşoğlu, Damla Sari, Merve Zeybek, Selin Göksel ve Züleyha Altıntaş’ın resim, video, enstalasyon, heykel gibi farklı türlerdeki yapıtları gösteriliyor. “Bilgelik Terazisi” sergisi ismini Şârika İslam Medeniyetleri Müzesi koleksiyonunda yer alan, Orta Çağ İslam dünyasında tasarlanan ve üretilen en karmaşık hidrostatik terazi olan bilgelik terazisinden ödünç alıyor. Bir metafor olarak ele alınan “bilgelik terazisi” ile ihtimam/bakım, tereddüt/tekrar, sorgulama/tartma ve dengede kalma süreçlerine odaklanılıyor. Sergi ev içi yaşamla profesyonel yaşam arasındaki bağları, ilişkileri ve sınırları sorguluyor. “Bilgelik Terazisi” sergisinde çoğunlukla görünmez kılınan ev içi emek, kendine ve başkalarına ihtimam göstermek, alma/verme dengesini tutturmak, karşılıklılık gibi meseleler irdeleniyor. Birçoğu sergiye özel olarak yapılan ve ilk kez izleyicilerle buluşan yapıtlar, birbirleriyle ve serginin farklı veçheleriyle diyalog kuruyor.
  • Yeldeğirmeni’ndeki bağımsız sanat mekanı Arthereistanbul, Jay Lee’nin kişisel sergisi “Unrolled”a (Açılan, Açılmış) ev sahipliği yapıyor. 20 Eylül’de açılan sergi, 10 gün boyunca ziyaret edilebilir. Sergi, zaman, mekân ve hafızanın nasıl açılarak ve yeniden şekillenerek algılarımızı, bağlarımızı ve deneyimlerimizi değiştirdiğini inceliyor. Parşömenler, bakır tel yerleştirmeleri, fotoğraf ve heykel aracılığıyla sergi, kişisel dönüşüm ve evrensel unsurlar ile Türk kültürü arasındaki etkileşimi yansıtıyor. Serginin merkezinde, şeffaf kağıttan yapılmış iki büyük parşömen yer alıyor. Sanatçı Lee’nin kızıyla birlikte yarattığı bu bölüm, izleyicileri bölümleri açarak renk ve anlatı katmanlarını ortaya çıkarmaya davet ediyor. Bu, paylaşılan deneyimleri ve gelişen hafızaları simgeliyor. İkinci parşömen ise kişisel algılarımızın zamanla nasıl derinleştiğine dair daha yalnız bir yansıma sunuyor. Parşömenlere eşlik eden "Sıcaklığı Hissediyor Musun?" adlı yerleştirme, İstanbul, Antalya, Pamukkale ve Kapadokya’dan fotoğraflarla birlikte plastik su şişeleri, cezveler ve sanatçının yine kızıyla birlikte yaptığı el yapımı Türk lambaları gibi tanıdık nesnelerle iç içe geçmiş el yapımı bakır tellerden oluşuyor. Isı ve enerjiyi ileten bir madde olan bakır, insanlar, yerler ve anılar arasındaki bağları sembolize ederek, evrensel ile kişisel arasındaki köprüyü kuruyor. Sergide "Tanıştık mı?" adlı, 77 sokak kedisi portresinden oluşan bir dizi de yer alıyor. Türk kültüründe dirençleriyle saygı gören bu kediler, uyum sağlama, hayatta kalma ve mekân ile hafıza arasındaki gelişen ilişkilerimizin  metaforu olma özelliğini taşıyor.
  • Göztepe’deki Mine Sanat Galerisi DENEYSEL, yeni sezona sanatçı Berna Erkün’ün “Vallisneria” adlı sergisiyle başlıyor. 12 Eylül’de açılan ve 19 Ekim’e dek açık kalacak sergi, sanatçının doğanın su altında ve üstündeki zarif dünyasından esinlenerek oluşturduğu ve adını tatlı sularda yetişen Vallisneria bitkisinden alan bir dizi çalışmasını izleyici ile buluşturuyor. Erkün, farklı türleriyle tropikal ve subtropikal bölgelerde, özellikle Asya’dan Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada yayılmış olan bu sulak alan bitkisinin büyüleyici yapısından, yaşam döngüsü ve sudaki estetik varlığından yola çıkarak oluşturduğu, kendi imge dünyasında yeniden şekillendirip, yorumladığı sazlıkları ile mekansal bir düzenleme oluşturuyor. Sergi, sanatçının 2022 yılında başladığı bir seri çalışmanın eskizlerini, aynı döneme ait tuval çalışmalarını ve bunlara ilham olan ve kendisinin çektiği fotoğrafları içeriyor. Sazlıklardan çektiği fotoğraflardan esinlenerek oluşturduğu yaprak serisi, spontane denemeler, çeşitli kağıtlara yapılan çizimler ve atölyede gerçekleşen yaratım anlarına dair görüntülerle destekleniyor. Bu sergi, aynı zamanda izleyicilere sanatçının atölye sürecine tanıklık etme ve yaratım anlarını deneyimleme fırsatı sunuyor. Sanatçı sergi süresince galerinin yayınlayacağı çeşitli zaman aralıklarında, galeri mekanını atölye alanı olarak kullanacak ve izleyicilerin düşünmek, hayal kurmak veya yeni şeyler kurgulamak anlarını deneyimlenmesine olanak sağlayacak.
  • Kadıköylü sanatçı Meltem Aybar ilk solo sergisini açtı. “Günaydın Canım Dandelion” isimli solo sergi, Beşiştaş’taki FN Art Space'de 18 Ekim’e dek görülebilir. Sergi, sanatçının kendi kişisel hikayesinin şifa, içgörü ve bereket sembolü Dandelion (Karahindiba)’la kesiştiği kolektif bilinçdışı bir deneyimin izinden giderek, kendini dönüştürme ve çoğalma öyküsünü dokuma-yerleştirme yapıtlar üzerinden paylaşıyor. Sanatçı, 2019 yılında köklerini aramak için başlattığı bir tür “kazı” çalışmasına dönüşen yolculuğunu, onu atalarına bağlayan görünmez ipleri ve yaşamındaki kolektif izleri keşfettiği ve paylaşıma açtığı yapıtlara dönüştürüyor. Küratörlüğünü Filiz Ağdemir’in yaptığı sergide Aybar, evrensel mirasın motiflerinden yeniden dokuduğu kimliğini tekrar kolektife dahil olarak çoğaltma ve yaşayabilme niyetini paylaşıyor.

 


ARŞİV