Güngör Özsoy’un Yeşilçam’da 50 Yıl sergisiyle Yeşilçam’a doğru siyah-beyaz kareler eşliğinde uzun bir yolculuğa var mısınız?
Yeşilçam sinemasının yaşayan tarihi Güngör Özsoy, bir bölümü gün ışığına çıkmamış siyah beyaz fotoğraflardan oluşan sergisini Kadıköy Belediyesi Kozyatağı Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda açtı. Temmuz ayının ikinci haftasına kadar açık kalacak “Güngör Özsoy Yeşilçam’da 50 Yıl” konulu belgesel niteliğindeki fotoğraf sergisi hem Yeşilçam meraklıları hem koleksiyonerler için bulunmaz bir önem taşıyor.
ÜLKEMİN GÜZELLİKLERİNİ YANSITMAYA ÇALIŞTIM
Sol anahtarı ve notalarla dünyaya gelen Güngör Özsoy, 50 yıldan bu yana vizör arkasında çalışmalarına devam ediyor. Geçirdiği rahatsızlığa rağmen fotoğraf ve sanat aşkıyla yaşama sıkı sıkıya bağlı kaldığını söyleyen Güngör Özsoy, sinema ve fotoğraf tarihine damga vurmuş çalışmaları, eserleri ve koleksiyonlarıyla özel bir kişilik. Tecrübesi, birikimi, fotoğraf ve sinema dünyasına sağladığı önemli katkılara rağmen mütevazılık ve beyefendiliği elden bırakmayan Güngör Özsoy, “50 yıldır vizör arkasından ülkemin ve insanlarımın güzelliklerini görüntüledim, dünyaya bu güzellikleri karelerle anlatmaya dikkat ettim. İnsan ilişkilerine ve ilişkilerdeki düzeye de öyle… İlk gençlik yıllarımda başladığım Yeşilçam yaşamım boyunca setleri, bir döneme damga vurmuş oyuncuları görüntüledim. Yeşilçam sinemasının birbirinden değerli şahsiyetleriyle kurduğum kalıcı dostluklar bugün de devam ediyor. Bu sergim bir anlamda ustalarım Çetin Karaman’ı, Kriton İliadis’i ve aktöründen aktristine kadar tanıdığım onlarca, yüzlerce Yeşilçam emekçisini yad etmek, geçmişi, sinema sanatımızı günümüze ve geleceğe ulaştırmaktı. Bu anlamda, bu ilerleyen yaşıma rağmen üzerime düşeni yaptığımı zannediyorum” diyor.
GÜNGÖR ÖZSOY MAVİSİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
Güngör Özsoy’a göre fotoğrafçılık 365 gün 24 saat yapılabilen bir sanat. Yine Özsoy’a göre fotoğrafçılık sanatı; yoksulluk, sefalet gibi enstantaneleri çekmek değil. “Tanrı dünyadaki tüm güzellikleri ve bu güzellikleri yapanları yarattı. Yalnız bu güzellikleri görecek gözümüz ve gönlümüz olsun ki, bu güzellikleri sanat eseri yapalım. Nesneleri, kişileri deforme ederek değil, güzelleştirerek çekelim. Unutmamak gerekir ki, sanatçının eseri sanatçının kişiliğini yansıtır” diyen Özsoy, yaşamına gazeteciliği, reklamcılığı da sığdırarak çok yönlü bir kişiliğe sahip olduğunu kanıtlamış.
Bulunmaz bir fotoğraf aşkıyla eline makinesini alınca hayalin sınırlarını zorlayıcı fotoğraf karelerine imza atan Güngör Özsoy, Mavi’nin 100 tonunu da görüntülemiş ve mavi; Güngör Özsoy Mavisi adıyla anılır olmuş. Devlet yöneticilerimizden önemli birkaç ismin de fotoğrafçılığını yapma onuruna erişmiş ayrıca. 1972’de basın ajansını kurmuş. 1980 itibariyle doğa fotoğrafçılığına yönelen Özsoy, ebediyete uğurladığı eşiyle 10 defa Türkiye’yi adeta karış karış dolaşmış, ülkemizin güzelliklerini ustalıkla karelere sığdırmış. “Saygın ve güzelliklerin fotoğrafçısı olarak anılmak için gece gündüz hâlâ çalışıyorum. Fotoğrafın zaman sorunu yok. Sanatçı her zaman kendini geliştirmeli. Buna ihtiyacı var. Ben de kendimi dijital fotoğrafçılık anlamında geliştiriyorum ve Profesyonel Tanıtım Fotoğrafçılar Derneği’nin kurucu üyesiyim. Genç kuşak fotoğrafa çok ilgili ve bu çok güzel” diyen Özsoy, 1992 yılında nü ve doğa içerikli ilk sergisini açtı. Daha sonraki yıllarda da fotoğraf sergilerine imza atan Özsoy, Portekiz Uluslararası Turizm Fuarı Birincilik Ödülü ile iki defa İstanbul Büyükşehir Belediyesi ödülü kazandı. İletişimliler Vakfı (İLEV)’nın Sinema Ödülü’nü de Güngör Özsoy’un aldığını vurgulamak gerek.
SANATÇIDAN SANATÇIYA ÖVGÜ
“…Güngör Özsoy bakışıyla; o ışığı, o parıltıyı, o rengi, özel bir kareyi bize sunarak yaşamı anlamlı kılıyor. Güngör Özsoy ışığı yakalayan usta bir fotoğraf sanatçısıdır.”
Ressam-Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Devrim Erbil-16 Temmuz 2011
Mustafa SÜRMELİ