YOĞURTÇU'DA FECİ ÖLÜM

Kurbağalıdere’nin balçığını taşıyan hafriyat kamyonu Yoğurtçu Parkı yaya yolunda yürüyen 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Şule İdil Dere’yi ezerek öldürdü

19 Mayıs 2016 - 15:15
Erhan DEMİRTAŞ
Uzun yıllardır etrafına yaydığı pis koku ve kötü görüntüsüyle hem Kadıköylülerin hem de İstanbulluların çilesi haline gelen Kurbağalıdere, bu defa genç bir kadının ölümü ile gündeme geldi. Islah çalışmalarının devam ettiği derede geçen yaz yapılan balçık temizleme işi bu yıl da devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar kapsamında, dere ağzında kepçelerle çıkarılan çamur kamyonlarla taşınıyor. Ancak, Yoğurtçu Parkı’nda devam eden çalışmalar bu defa genç bir kadının ölümüne neden oldu. 12 Mayıs Perşembe saat 23.30 sıralarında meydana gelen olayda 34 JA 4681 plakalı hafriyat kamyonu, yaya yolunda yürüyen 23 yaşındaki Şule İdil Dere’ye çarptı. Kamyonun altında kalan Dere, olay yerinde hayatını kaybetti.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde eğitim gören Dere için 13 Mayıs Cuma günü Zühtü Paşa Camisinde cenaze töreni düzenlendi. Törene, Dere’nin babası Berdan Dere, annesi Nesrin Arslan, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ve Dere’nin öğrenci arkadaşları ile Kadıköylüler katıldı. Şule İdil Dere’nin cenazesi, cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
ŞOFÖR SERBEST
Şule İdil Dere’ye çarparak ölümüne neden olan kamyon şoförü Mümin K. Anadolu Adalet Sarayı’nda savcılıkta ifade verdi. İfadesi alınan Mümin K., “taksirle ölüme neden olmak” suçundan tutuklanması talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hâkimlikte ifade veren kamyon şoförü, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

ÖLÜMÜNÜ KABULLENEMİYORUM
Gazetemize konuşan Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Arslan, kızının öldüğüne hala inanamadığını,  “gazetelerde okuyorsun, televizyonlarda izliyorsun. Kazalarda insanlar hayatını kaybediyor. Ama kendi yakınında olunca inanamıyorsun. Ben kızımın ölümünü kabullenemiyorum. Her yerde kokusunu duyuyorum. Evin her köşesinde, elbiselerinde onun kokusu ve anısı var” dedi. 
“Benim kızım sorumlulukların bilincinde, başarılı bir çocuktu” diyen Arslan, “ İngilizcesi, Türkçesi’nden daha iyiydi. Çok yoğun olmadığı zamanlarda çeviri yapardı. Çok iyi bir ilişkimiz vardı. O günde çok umutlu ve mutlu bir gün geçirmiştik. Arkadaşlarıyla birlikte Moda’ya çay içmeye gitmişti. Kestirme olsun diye parkın içinden geçerek eve dönüyordu. Kazanın parkta olduğunu söylediklerinde kulaklarıma inanamadım. Bence bu bir kaza değil. Bu kesinlikle bir cinayet. Eğer buna kaza denilecekse iş kazası denilmeli” diye konuştu.

13 YIL ÖNCE KENDİSİ KAZA GEÇİRDİ
13 yıl önce Kızıltoprak’ta bir otomobilin çarpması sonucu yaralanan Arslan, 35 gün boyunca hastanede tedavi görmüş ve günlerce komada kalmış. İki yıl önce ise evinin önünden geçen bir otomobilin çarpması sonucu köpeğini kaybetmiş.  Bütün bunları acı bir tesadüf olarak değerlendiren Arslan, kazanın gerçekleştiği geceyi şu sözlerle anlattı: Geç kalacağı zaman beni arar haber verirdi. O gecede aramasını bekledim. Gecenin bir yarısı erkek kardeşim ile kız kardeşim bana geldi. O an her şeyi düşündüm. Saniyeler içinde en kötü senaryoları aklımdan geçirdim. Ailenin tüm bireylerine bir şey olacağını düşündüm. Kardeşim, “İdil kaza geçirdi” dedi. “Hangi hastanede” diye sordum. Öldüğünü söylediler. Nerede olduğunu sordum. Yoğurtçu Parkı’nda olduğunu söylediklerinde kulaklarıma inanamadım. Belki isim karışıklığı olmuştur, bir yanlış anlama vardır diye feryat ettim. İnsanların yürüyüş yaptığı, dinlendiği bir parkta nasıl kaza olur?  Bunu anlayamıyorum.

“SORUMLULARDAN HESAP SORACAĞIM”
Kurbağalıdere’nin yıllardır ıslah edilemediğini hatırlatan Arslan, sorumluların gerekli önlemleri almadığını ifade ederek, “ Yoğurtçu Parkı bir iş yeri haline getirilmişse hukuki gerekleri de yerine getirilmeliydi. Kim denetliyor, kim yapıyor belli değil. Devlet zihniyeti ve rant politikası herkesin iliklerine işlemiş” şeklinde konuştu.
“Biri bana diyor ki “kızının kulağında kulaklık mı vardı?”  Bu bana çok saçma geliyor. Orada duyma özürlü bir vatandaş da olabilirdi. Ölmek zorunda mı yani?” sözleriyle öfkesini dile getiren Arslan, “Devlet ve yetkili kurumlar gerekli önlemleri almalıydı. Benim asıl derdim artık bu işi sorumluların açığa çıkartmak ve hesap sormak olacak. Bu nobranlığı, cahilliği ve saçmalığı kim yaptıysa baltayı taşa vurdu” dedi.


DEVLET BU KADAR ACİZ Mİ?
İsveç’teki arkadaşım olayı duyunca şok geçirdi. Orada bisikletli biri yoldan geçince trafik duruyor. Ben ilk defa bu ülkenin vatandaşı olmaktan utanç duyuyorum. Bir tane düğün oldu hayat durdu. Bu kadar güçlü bir devlet bir parkta güvenlik alamayacak kadar aciz mi? Bunun cevabını istiyorum.
KADIKÖYLÜLER TEPKİ GÖSTERDİ
Şule İdil Dere’nin ölümü kısa sürede kamuoyunun gündemine oturdu. Kadıköy Kent Dayanışması 14 Mayıs Cumartesi günü Dere’nin hayatını kaybettiği noktada basın açıklaması düzenledi. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ve CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin’in de katıldığı eylemde “Kurbağalıdere ölüm saçıyor sorumlular hesap verecek” pankartı ve “Sorumlu Kadir Topbaş hesap ver”, “Öldüren değil yaşatan belediyecilik” yazılı dövizler taşındı.
Kadıköy Kent Dayanışması adına basın açıklamasını okuyan Durna Şahin, Kurbağalıdere ıslah çalışmasının üç yıldır sürdüğünü hatırlatarak “zehir ve ölüm saçmaya devam ediyor” dedi. Şule İdil Dere’nin ölümünün sorumlusunun İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Kadir Topbaş olduğunun belirtildiği açıklamada, “İBB geçen yıl dere zehirli çamurdan kaynama noktasına geldiğinde, yalnızca katı atıkları temizleyerek şov yapmış, ‘Kurbağalıdere yüzülecek hale geldi’ diyerek Kadıköy halkına, İstanbul halkına yalan söylemiştir. Gerçek ortadadır; Bir yılda bitecek proje, planlama ilkeleri ve mühendislik kuralları dikkate alınmadığı için üç yıldır bitirilememiştir” denildi.
Kurbağalıdere ıslah projesinin yapımı ve uygulaması sırasında teknik hata yapıldığının hatırlatıldığı açıklamada meslek odaların ve kurumların tüm uyarılarına rağmen aynı hataların tekrarlandığı ifade edildi. İBB yönetiminin halkın hayatını tehlikeye attığı öne sürülen açıklamada, “Kurbağalıdere yüz binlerce kişinin sağlığını yaydığı metan gazıyla, bakteriyle tehdit etmeye devam ediyor, zehirliyor ve artık öldürüyor. Biz artık ölmek istemiyoruz.” denildi.

AVUKATLARDAN AÇIKLAMA
Öte yandan Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Arslan’ın ve babası Berdan Dere’nin vekil avukatları aile adına basın açıklaması yaptı. Avukatlar Fahrettin Ozan, Dr. Murat Özveri ve Mehmet Can imzalı açıklamada; Dere’nin yaya yolunda kendini güvende hissettiği yerde yürüdüğünün altı çizildi. Açıklamada, Kurbağalıdere’de yürütülen ıslah çalışmalarında kurallara uyulmadığı ifade edilerek, yükleme boşaltma yapan ve ağır iş makinelerinin uyması gereken kurallar şu şekilde sıralandı:
•    Kamyon ve benzeri büyük iş makinelerinin, manevra yaparken sesli, ışıklı uyarılarla çevreye haber vermesi zorunludur.
•    Kamyon ve benzeri büyük iş makineleri, manevra yaparken sesli ve ışıklı uyarıların yanında makineleri ve araçları kullananları yönlendiren işaretçi personelle birlikte çalışmak zorundadır.
•    Yüksek tonajlı ağır iş araçlarının manevra yaparak çalıştığı iş sahalarına, bu sahalarda çalışmak için gerekli işçi sağlığı iş güvenliği eğitimi almış olanların dışında kişilerin girmesi izinli özel haller dışında yasaktır.
“Şule İdil, yasaya hiç kimsenin uymadığı koşullarda yasaya uymuş ve yasaya uymasının bedelini canıyla ödemiştir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada; Ne yazık ki yargı, yargılama sürecinin başında olayın vahametini, ailenin acısını, olayın yarattığı ve yaratacağı infiali dikkate almayan bir kararla cenaze henüz camideyken sanığı salıvererek acıları katlamıştır. İlk görevli savcının tutuklama talebine rağmen mahkemenin aldığı salıverme kararı, Şule İdil’in ölüm şekli göz önüne alındığında caydırıcı bir tutum olmaktan çok uzaktır” denildi.

İŞÇİLER ZEHİRLENDİ
Dere’nin hayatını kaybettiği gece dere tahliye tüneli inşaatında boya yapan Halil Datlı ve Eser Topaç adlı iki işçi, yüksekliği 10 metreyi bulan tünelde zehirlendi. Vatandaşların olayı fark etmesi üzerine yapılan ihbarlar, itfaiye ve sağlık ekipleri olay yerine geldi. İşçiler ilk müdahalelerin ardından hastaneye kaldırıldı. Tedavi edilen işçilerin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Konuyla ilgili yapılan haberlerde işçilerin tünelde biriken metan gazından zehirlendiği belirtilmişti. Bazı yerel haber siteleri de işçilerin yaşamını yitirdiğini yazdı. Kurbağalıdere ıslah projesini yürüten Özka İnşaat yetkilileri Gazete Kadıköy’e konuyla ilgili açıklama yaptı. İşçilerin metan gazından değil, boyadan etkilendiğini belirten yetkililer, “ Kimyasal maddelerden etkilenen iki çalışan hastaneye kaldırılmış, gerekli müdahalelerin ardından aynı gün sabah 05.00 saatlerinde sağlık durumları iyi olduğu için hastaneden taburcu edilmişlerdir” açıklamasını yaptı.



 

ARŞİV