Türkiye’nin temel gündemini oluşturan ekonomik kriz, elektrik zammı ile yeni bir döneme girdi. İki ve üç katına çıkan elektrik faturaları, gıda zamlarıyla birlikte ekonomik krizin etkisinin artmasına da neden oldu. Elektrik zamlarının nedenlerini, elektrik sektöründeki özelleştirmenin zamlarla ilişkisini Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi Başkanı Cemil Kocatepe ile konuştuk. Cumhuriyet tarihinde böyle bir zammın yapılmadığını söyleyen Kocatepe, temel sorunun özelleştirme olduğunu vurguladı.
“YÜZDE 80’İ ÖZELLEŞTİRİLDİ”
“2000’li yıllarda üretimin yaklaşık yüzde 80’i kamu tarafından yapılırken, dağıtım ise tümüyle kamunun yönetimindeydi.” diyen Kocatepe, şu değerlendirmelerde bulundu: “Sistem 10-12 yılda tümüyle tersine çevrildi. Bugün üretimin yüzde 80'i, dağıtımın tümü özelleştirildi, üretimde ise yaklaşık yüzde 20 kamu payı kaldı. İletim ise henüz kamuda, bunu da özelleştirmek için yola çıktılar ama EMO olarak TEİAŞ’ın özelleştirmesine de sonuna kadar karşı çıkıyoruz. Çünkü iletim sistemin beynidir, kalbidir, satmış olduğunuz beynimizdir diyoruz. İşin aslı tümü ile yönetim anlayışından, plansızlıktan, ülkeyi yönetme değil de yağmalama anlayışından kaynaklanıyor. Hala bir kamu kuruluşu olarak kalan EÜAŞ'ın elektrik satış fiyatı bunun en önemli göstergesidir. Özel firmaların satış fiyatı EPİAŞ'ın (Elektrik Pİyasası İşletim AŞ.) kurduğu elektrik borsasında elektriğin (enerji bedeli) 152 kuruş. EÜAŞ'ın sattığı elektriğin kilovatsaati (KWh) ise 31,86 kuruş. İki bedel arasındaki fark özelleştirmenin topluma yüküdür.”
“HALKI YANILTIYORLAR”
“Özelleştirmenin getirdiği yükler toplumun üstüne yıkılıyor.” diyen Kocatepe, elektrik tarifelerini oluşturma ve yayınlama yetkisine sahip tek kuruluşun Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu olduğunu ekledi. Zammı dağıtım şirketlerinin yaptığına dair söylemlerin yanlış olduğunu belirten Kocatepe, şu bilgileri paylaştı: “Bu, iktidarın yaptığı işi perdelemeye, gizlemeye, hedef saptırmaya yönelik bir yanıltma propagandasıdır. EPDK Türkiye çapında, tüm abone grupları için geçerli olmak üzere 1 Ocak, 1 Nisan,1 Temmuz ve 1 Ekim olmak üzere yılda dört defa elektrik tarifesi yayınlar. 1 Ocak 2022 tarifesinde mesken tarifelerde düşük kademede vergiler dahil nihai fiyata yüzde 50, yüksek kademeye yine vergiler dahil yüzde 125 zam yapıldı. Buna göre Aralık 2021 sonu itibari ile kilovatsaati 91,56 kuruş olan tek zamanlı tarife fiyatı, düşük kademede 137,33 kuruşa, yüksek kademede 2,06 kuruşa çıkarıldı. Yine aynı şekilde sanayi aboneleri için vergiler dahil Aralık 2021 fiyatı 101 kuruş iken Ocak 2022’de 228 kuruşa, ticarethanelerde 122 kuruş iken, 274 kuruşa çıkarıldı.”
AZ TÜKETMEK MÜMKÜN MÜ?
“Kademeli tarife güya geliri düşük olanı, az tüketeni korumak için uygulamaya sokuldu.” diyen Kocatepe, bu yöntemin de sistemli bir şekilde uygulanmadığını söyledi.
Zammın etkisini azaltmak için ayda 210 kilovatsaatten az tüketmek gerekiyor.Tüketim bu sınırın üstüne çıktıkça, zammın seviyesi de artıyor. Peki ayda 210 kilovatsaatin altında kalmak mümkün mü?
Kocatepe, bunun çok fazla mümkün olamayacağı görüşünde. Gelir düzeyi düşük kalabalık ailelerin eski cihazlar kullandığını ifade eden Kocatepe, bu cihazların da daha fazla elektrik tükettiğini ekledi. “Yapılacak işlerin bilimsel veriler ışığında, halkın yaşamını gözeterek yapılması lazım.” diyen Kocatepe, “1 Ocak 2022’den itibaren günlük tüketimin 5 kilovatsaat ve altı için düşük, 5 kilovatsaat ve üstü için yüksek kademe, yani 30 günlük 150 kilovatsaat ve altı, üstü diye daha çok söylendi, bu kademeye çok itiraz gelince 1 Şubat'tan itibaren günlük 7 kilovatsaat ve altı ile 7 kilovatsaat üstü olarak değiştirildi, yani aylık 210 kilovatsaat altı-üstü olarak değiştirildi, bugün yeniden değişme gündemde. Yani mevcut yönetim, bilhassa bizim muhatabımız enerji yönetiminin yaptıkları rastgele uygulamalardır.” dedi.
“ZAMLAR GERİ ALINMALI”
“Faturalara değil de tarifelerde düzenleme yapılması konuşuluyor ama iktidarın sermayeye para aktarma anlayışı ile olabilecek bir iş değil. Zamların tümü ile geri alınması lazım.” çağrısında bulunan Kocatepe, şu önerilerde bulundu: “Elektriğe yapılan zam tek başına elektriğe yapılan zam değildir, her şeye zam demektir. Zamlar hemen geri alınmalı, böylece tüm üretimin ve yaşamın maliyeti ucuzlar. Enerji sistemi yapısının üretim ve dağıtımı bir an önce kamulaştırılmalı (şirketlerin borçlarının kamulaştırılması değil), tek elden ve kamusal yönetim anlayışı ile yönetilmeli. Elektrik üretim yapısı yeniden planlanmalı. Bugün 100 bin megawatt kurulu güce rağmen 20 Ocak’ta İran’ın 28 milyon metreküp arz eksilmesi nedeni ile sanayinin elektriği kesildi. Bu tarihteki ortalama elektrik tüketimi günlük en fazla 40-42 bin megawatt oldu. Yani geride kalan 58-60 bin megawatt güç sanayiye elektrik veremedi. Bu durum sistem yapısının ne kadar bozuk olduğunu, enerji yönetiminin yetersizliğini gösteriyor. Bu enerji yönetimi derhâl istifa etmelidir.”
“Elektrik her şeyin en temel girdisidir, en ucuz ve kaliteli şekilde sunulmalıdır.” diyen Kocatepe, sözlerini şöyle noktaladı: “EPDK'nın açıklaması ile elektrik fiyatlarını sübvanse ettiklerini, maliyetin daha yüksek olduğunu ve yapılan zamların yetersiz olduğunu aslında daha fazla zam yapmaları gerektiğini anlatmaya çalıştılar. Onların bu anlayışını kabul etmiyoruz. Elektrik en temel insan hakkıdır, ticareti yapılamaz, borsası olmaz. Elektriğin üretimi çevreye, ekolojiye duyarlı, doğaya en az zarar verecek şekilde planlarla yatırım yapılacak hale gelmelidir. Elektrik üretim-dağıtım üzerinde özelleştirmenin getirdiği yükler atılmalı, derhal kamulaştırılmalıdır, tel elden ve kamucu bir anlayışla yönetilecek bir mekanizma ile yönetilmelidir.”